Hz.İmam Hasan-ı Askerî’nin (Aleyhisselâm) nurlu hayatından…

Uluslararası El-Kefîl Ağı, başta Zamânın İmamı ve Velî’si Hz.İmam Mehdî’ye (Allah-u Teâlâ pek kutlu ve pek şerefli ortaya çıkışını yakınlaştırsın) olmak üzere; pek değerli ulemamıza, saygıdeğer büyüklerimize ve doğusundan batısına kadar dünyanın neresinde olursa olsun tüm Ehlibeyt (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı başta Hz.Resûlullah olmak üzere hepsine olsun) dost ve takipçilerine, Hz.İmam Hasan-ı Askerî’nin (Aleyhisselâm) kutlu viladetleri münasebeti sebebiyle en güzel ve en içten tebrikleri arzeder.

Hz.İmam Hasan-ı Askerî (Aleyhisselâm):

Pek müşerref nesebi: Hasan bin Ali bin Muhammed bin Ali bin Musa bin Cafer bin Muhammed bin Ali bin Huseyn bin Ali bin Ebî Talib bin Abdulmuttalib bin Haşim bin Abdumenaf diye devam etmekte olup Hz.İsmail’e (Aleyhisselâm) ve O'nun da babası Hz.İbrahim’e (Aleyhisselâm) uzanmaktadır.

Allah'ın salât-u selâmı başta Hz.Muhammed ve Ehlibeyti olmak üzere tüm Peygamberlere ve Pâk aile efradlarının üzerlerine olsun.

Babası: Künyesi “Ebul Hasen” olan ve “Nakî” lakabıyla da bilinen Hz.İmam Ali Hadî (Aleyhisselâm)

Annesi: Hz.Ümmü Veled’dir. Mağrib’li (Faslı) Sewsen, Manğûse, Reyhane ve Selîle olarak da bilinir. Eşi Hz.İmam Hadî (Aleyhisselâm), O pâk Hanımefendi hakkında; “Zararlardan, bozukluklardan, günah kirlerinden ve necasetlerden (kılıcın kınından çekilip kurtarıldığı gibi) çekilip (kurtarılmıştır)” buyurmuşlardır. Hazret pek yüce bir makama sahip arifelerden ve salihalardandı.

Doğumu: Hicrî 232 senesinde 8 Rebîussânî (Rebîulâhir) tarihinde Medine-i Münevvere’de doğmuştur.

Ömrü: 28 yıl

Evlatları: Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ismini taşıyan, Zamânımızın İmamı ve Beklenen Kurtarıcı Hz.İmam Mehdî (Allah-u Teâlâ pek yüce ve pek kutlu ortaya çıkışını yakınlaştırsın). Hz.İmam Hasan-ı Askerî’nin (Aleyhisselâm) ne gizli saklı kalan, ne de aşîkârda bilinen başka hiçbir evlâdı yoktur.

Eşleri: Hz.Nergis Hanımefendi. Rum Kralı’nın kızı. Bu pek değerli Hanımefendi’nin kerametlerinden biri de çok önemli rüyasıdır. Zira rüyasında; Hz.Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) O’nu Hz.İsa Mesîh'ten (Aleyhisselâm) Evladı Hz.İmam Hasan Askerî'ye (Aleyhisselâm) istediğini, Hz.İsa Mesîh’in (Aleyhisselâm) da takipçisi olan bu pek muhterem Hanımefendi’yi evlendirdiğini görmüştür. Nikahın gerçekleşmesinin ardından Hz.Resûlullah (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi); O Pek Aziz Hanımefendi’yi, doğu ve batısıyla yeryüzünü zulüm ve zorbalıkla dolmasının ardından adalet ve hak ile dolduracak bir evlatla müjdelemiştir.

İşte Hz.Resûlullah’ın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) Hz.İsa Mesîh (Aleyhisselâm) ile dünür olduğu bu pek bereketli rüya tahakkuk etmiştir.Zira Abbasiler’in Rumlar’ı yenmesinin ardından bu pek değerli Hanımefendi esir edilmiş, Hz.İmam Hasan-ı Askerî (Aleyhisselâm) tarafından Abbasi köle tacirlerinin elinden cariye olarak satın alınmak suretiyle kurtarılmış ve rüyasında kendisine gösterilen eşi ile izdivaç etmiştir. Bu Pek yüce makâma sahip Hanımefendi, eşinden ölüm sonrasında da ayrılmamış olup Hz.İmam Hasan-ı Askerî’nin (Aleyhisselâm) Irak Samarra’da yer alan Mukaddes Türbesinde, Pâk Kabr-i Şerîfleri’nin sırtında medfundur.

Lakapları:el-Askerî, sz-Zekîyy, et-Takî, el-Hâlis. Bunların en meşhuru el-Askerî’dir.

Künyesi: Ebu Muhammed

Yüzüğünün nakşı: “Subhane men lehu mekâlîdus-semâwâti wel-ard/ Göklerin ve yerin dizginlerinin elinde bulunduğu (Zât) noksan sıfatlardan münezzehtir.”, “İnnellâhe Şehîd – Şüphesiz Allah, Herşeyi Apaçık Gören’dir.”

Döneminin Halifeleri: Mutezz, Muhtedî ve Mutemed adındaki Abbasi hükümdarları.

Şahadeti: H. 360 senesinde 8 Rebiulevvel gününde Yüce Dost’a doğru göçmüştür.

Defnolunduğu yer: Irak, Samarra. Eskiden “Surre Men Re’â/ Onu göreni mutlu eden yer” olarak adlandırılırdı.

Pek mubarek ve müşerref hadislerinden:

“Başkalarından (görmekten) hoşlanmayacağın şeylerden yapmaktan kaçınman, edeb olarak sana yeter.”

“Şaşılacak şey olmadan gülmek cehalettendir.”
(Gülümsemek değil de gülmekten söz edildiğine dikkat çekelim. Yoksa hepsi Ehlibeyt’in tümü Hz.Resûlullah’ın (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı hepsinin üzerine olsun) sünnetini harfiyen yerine getirmeleri ile bilinirlerdi.Güleç yüzlü oluşları da hiç kuşkusuz bunun bir parçasıydı. Bu özelliklerine dair çok sayıda hadis ve tavsiyeleri de bulunmuştur. Burada bahsedilen gülüş olup gülümseme değildir. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Ç.)


“Garanti altına alınmış olan rızk, seni farz olan amelden alıkoymasın.” *
(Arapça’dan Türkçe’ye çevirdiğimiz için net anlaşılmayabilir. Rızkın garantörünün Allah olduğuna işaret edilmektedir. Garantörü Allah olan bir işle uğraşırken Allah’ın farz kıldığı amelleri etmekten gafil olmamaya dair bir uyarı anlamı bulunmaktadır. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Ç.)

“Ahmağın kalbi ağzında, bilgenin ağzı ise kalbindedir.”

“Kardeşine gizlice öğüt veren onu süslemiş; alenen öğütleyen kimse ise kirletmiştir.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: