Zilkâde ayının ilk günü: Nübuvvet silsilesinden gelen nur Hz. Masume’nin (O’na selâm olsun) doğuşuyla yeryüzü aydınlandı

Zilkâde ayının ayın ilk günündeyiz. Bu günde; Nübuvvet Hanedânı Pâk Ehlibeyt’in (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) kutlu şeceresinin bereketli bir dalı olan Hz.İmam Musa Kâzım’ın kızı Hz. Fatıma (Onlar’a selâm olsun) dünyayı şereflendirmiştir.

“Masume” lakabı ile tanınmış olan Hz. Fatıma; H. 173 senesinin Zilkâde ayının ilk gününde Medîne-i Münevvere’de dünyaya gelmiştir. Rivayetlerde geçtiğine göre O’na “Masume” lakabını Hz.İmam Rıza (Allah’ın selâmı üzerine olsun) vermiştir.



Hz.İmam Musa Kâzım’ın kızı Hz.Fatıma (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) en çok “Masume” lakabıyla anılır. Tıpkı büyük ninesi Hz. Fatıma’ya “Fatıma Zehrâ” (Allah’ın selâmı üzerine olsun) dendiği gibi O’na da “Fatıma Masume” (O’na selâm olsun) denir. Bu lakap Hz.İmam Rıza’dan (Allah’ın selâmı üzerine olsun) naklolunan şu rivayette de geçmiştir: “Her kim Kum’daki Masume’yi ziyaret ederse beni ziyaret etmiş gibidir.”

İşte bu lakap; birçok gerçeği açığa çıkarmaktadır. Hazretin kemâlini, saflığını ve üstün mertebesini gösteren bu lakap; Masum İmam (O’na selâm olsun) tarafından verilmiştir. Masum İmam da laf olsun bu lakabı vermez. Gerçek manada masum oluş; peygamberler,İmamlar ve Hz.Fatıma Zehrâ’ya (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) hastır ve Onlar’ın masum oluşu zorunludur. Dolayısıyla özel anlamıyla masum olmasa da hazretin pâklık, iffet, kutsiyet ve Allah katındaki yüce makamına atıfta bulunmak için bu lakap verilmiş olabilir. Bu da şaşılacak bir iş değildir. Çünkü hazret ismetin yuvasında doğmuştur; Masum bir İmam’ın kızıdır, Masum bir İmam’ın bacısıdır ve Masum bir İmam’ın halasıdır.

Rivayetlerde ayrıca validesi Hz. Tuktem henüz cariye iken Hz. Masume’yi dünyaya getireceğini bildirdiği ve ‘Ehlibeyt’in Kerîmesi’ lakabını verdiği de geçmiştir.

Hz. Masume’nin (O’na selâm olsun) yetiştirilmesini Ağabeyi Hz.İmam Rıza (O’na selâm olsun) üstlenmiştir. Çünkü Hz. Masume’nin (O’na selâm olsun) doğduğu senede Abbasi rejimi yöneticisi Harun, Hz. Masume’nin Babası Hz.İmam Musa Kâzım’ı (Onlar’a selâm olsun) hapse attırmış, sonra da H.183 yılında da suikast düzenleyerek zehirletmiş ve şehîd etmiştir.

Bu yüzden de Hz.Masume (O’na selâm olsun) diğer kardeşleri ve bacıları ile birlikte Hz.İmam Rıza’nın (O’na selâm olsun) gölgesinde büyümüşlerdir.

Memun Hz.İmam Rıza’yı (O’na selâm olsun) Horasan’a getirtmek istediği zaman tıpkı diğer Ebu Taliboğulları gibi Hz. Masume’yi de (O’na selâm olsun) şiddetli bir endişe sardı. Çünkü Hz.İmam Rıza (O’na selâm olsun) onlara Tus’a gittiği yolculukta şehîd olacağını önceden haber vermişti. Bu yüzden de Hz.İmam Rıza’nın (O’na selâm olsun) izlerini takip edip henüz hayatta iken O’nunla buluşmak arzusuyla yola koyuldu. Ancak alışık olmadığı uzun yolculuk yorgunluğu onu bitkin düşürdü ve şiddetli bir şekilde hastalanarak yatalak hale geldi.

Bu denli şiddetli bir hastalık halinde iken Kum şehrine taşındı. On yedi gün sonra H.201 yılının Rebiüssanî ayının onuncu gününde vefât etti ve şu anda Türbesi’nin bulunduğu Mukaddes Kum kentine defnedildi. Kabrinin üzerine hasırlardan bir gölgelik yapıldı. Hz.İmam Cevâd’ın kızı Hz. Zeyneb (Onlar’a selâm olsun) da gelip o pâk Kabrin üzerine bir Kubbe inşa etti.

Hz. Seyyide Masume’nin (O’na selâm olsun) birçok kerâmeti görülmüştür. Bunların bazısı “Kerâmat-il Masume” isimli bir kitapta yazılıdır. Hz. Masume’nin (O’na selâm olsun) ziyaretinin yapılmasının da büyük bir ecri vardır. Hz. Fatıma Masume’nin (O’na selâm olsun) ziyaretinin faziletine dair birçok rivayet geçmiştir. Bunlardan bazısı şunlardır:

  • 1- Sad b. Said’ Ebul Hasan Hz.İmam Rıza’dan (O’na selâm olsun) şöyle naklediyor: (Hz.İmam Rıza’ya - O’na selâm olsun) Cafer oğlu Musa kızı Fatıma’nın kabrini sordum. O da ‘Her kim onu ziyaret ederse o kimseye cennet vardır’ diye buyurdu.
  • 2- İmam Cevâd’ın (O’na selâm olsun) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: ‘Kum’daki Halamın kabrini ziyaret eden kimseye cennet vardır.’
  • 3- Sâd yoluyla Hz.İmam Rıza’nın (O’na selâm olsun) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Hz.İmam Rıza (O’na selâm olsun) “Ey Sâd; sizde bize ait olan bir kabir vardır” diye buyurdu. Ben de “Sana kurban olayım; Musa’nın kızı Fatıma’nın mı?” dedim. “Evet; O’nun hakkını tanıyarak O’nu ziyaret eden kimseye cennet vardır” diye buyurdu.
  • 4- İmam Sâdık’ın (O’na selâm olsun) şöyle buyurduğu naklolunmuştur: “Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) bir haremi (yasak, mukaddes mekânı) vardır; o da Medîne’dir. Müminlerin Emîri’nin (O’na selâm olsun) de bir haremi vardır; o da Kûfe’dir. Bizim de bir haremimiz vardır; o da Kum beldesidir. Orada Fatıma adında, evlatlarımdan bir kadın defnedilecektir. Her kim O’nu ziyaret ederse cennet ona farz olur.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: