Mukaddes Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbesi’nde kara sancaklar: “Fatımî Hüzünler Mevsimi” başladı…

“Selâm olsun sana Ey İmtihan Olunmuş (Hanımefendi)! Seni Yaratan; Seni imtihan etmiş ve imtihan ettiği şeye sabreden bulmuştur (makamına eriştirmiştir)! Bizler; senin dostların, makamını, sözlerini ve tavırlarını tasdik eden (kesinkes doğru olduğuna inanan ve doğrulayan) ve Baban Resûlullah ile Vasîsi’nin (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı onlara ve pâk ailelerine olsun) getirdiği her şeye sabredenler olarak niteledik kendimizi! Şayet Seni tasdik edenlerden isek,Sen bizi tasdikinle onlara kavuştur ki; kendimizi, senin dostluğunla paklandığımız için müjdeleyebilelim!”

Alemlerin Seyyidesi Hz.Fatıma Zehra Efendimiz’in (Salawâtullah Aleyha) – bir rivayete göre – şahadeti münasebetinin yad edildiği “Fatımî hüzünler mevsimi” başladı.

Kabri meçhul ama, Nuru pek zâhir olan “Zehrâ”nın matemiydi…

“Fatıma, iki yanım arasındaki ruhumdur!” buyuran Alemlerin Efendisi Hz.Muhammed Mustafa’nın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi), Alemlerin Hanımefendisi Kızı’nın (Salâmullah Aleyhâ) şahadeti münasebetiydi…

İsmini neden “Fatıma (Sütten kesen)” koyduğunu sorduklarında “Şiilerini (taraftarlarını) ateşten fatm eder (Sütten keser gibi keser)” olarak açıklamıştı Hz.Resûl-i Âzam (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi)

Matem, aslında bir bakıma; O’nun (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) matemiydi…

Hz.Fatıma Zehra’nın (Salawâtullah Aleyhâ) şahadetinin elem dolu hatırasının yâd edildiği topraklar içinde, hiç kuşkusuz, Evlâdı Hz.İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) Kerbelâ’sı apayrı bir önem taşır. İşte o Huseyn’in Kerbelâ’sında ve özellikle de Mukaddes şehrin kalbi mesabesinde olan Mukaddes Hz.Abbas (Aleyhisselâm) ve Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbelerinde çok sayıda hazırlık ve etkinlik başladı. Mukaddes Türbeler karalara büründü, mersiyeler Mukaddes mekânların koridorlarını çınlattı, müminler karalar bağladı…

Bu hazırlıkların bir bölümü de Mukaddes Hz.Abbas (Aleyhisselâm) Türbesindeydi. Münasebet sebebiyle Hz.Resûl-i Âzam’ın (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ve Ehlibeyti’nin (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı başta Hz.Resûl-i Âzam olmak üzere hepsine olsun) Mübarek ruhlarına taziye arz etmek amacıyla Mukaddes mekânda çok sayıda hazırlık yapıldı ve birçok etkinlik düzenlendi. Münasebetle ilgili kara matem ve sancaklarıyla mukaddes mekân kaplanırken Mukaddes Ziyaretgâhın avlu ve Konferans salonlarında elîm hatıra ile ilgili çok sayıda program ve matem meclisi düzenlendi. Programlar ve meclisler Hz.İmam Huseyn’in (Aleyhisselâm) ve Can Kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Aleyhisselâm) mutahhar ruhlarına taziyelerini arz etmek suretiyle Allah-u Teâlâ’ya yaklaşmayı arzu eden müminlerden yoğun ilgi gördü.

Diğer etkinliklerden önümüzdeki haberlerde söz edeceğiz Allah-u Teâlâ’nın izniyle…

Bir Şüphe

“Neden birden fazla şahadet rivayeti var?…”

Hepimizin bildiği gibi Allah-u Teâlâ kadir gecesini Ramazan’ın son on gecesine yerleştirmiştir. Allah-u Teâlâ, buna benzer mahiyette; Bakara Sure-i Şerîfesi’nin 238. Ayetinde mealen “Namazı ve orta namazları koruyun (dikkat edin/özen gösterin)” buyurarak orta namazı gizli olarak yâd buyurmuştur. Bunun ardında; kulun birkaç gece boyunca ibadet etmesi ve orta namaz da dahil olmak üzere tüm namazlarına özen göstermesi hikmetleri beyan edilmiştir. İşte “Sıddîka-i Şehîde” Hz.Fatıma Zehra’nın (Salawâtullah Aleyhâ) şahadetinin rivayetlerinin birden fazla olmasının ardında yatan hikmet(lerden biri) de budur.

Doğduğu günde, Şehîde olduğu günde ve yeniden dirilerek şefaatine bizleri nail edeceğini umduğumuz günde; O’na, Babası’na (Sallallâhu Aleyhi we Âlihi) ve Pâk ailesine selâm olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: