“Hz. İmam Huseyn (Aleyhisselâm), nadir bulunan bir inci gibidir; insanlığın tümüne iyilik saçan öz Muhammedî ışığıyla, İslam’ın ruhunu ortaya koyar.”

3 Şaban 1435 (2 Haziran 2014) Pazartesi günü 10. Uluslar arası Şahadetin Baharı Kültür Festivali açılış töreni gerçekleşti. Törende konuşan Irak Şii Vakfı Başkanı Salih Hayderi’nin konuşmasını sizlerle paylaşıyoruz.

Seyyid Hayderî konukları selamladıktan ve kutlu münasebetler sebebiyle tebrik ettikten sonra özetle şunları söyledi:

“Beşeriyete sevgi, hayır ve barışı yaymak için gece gündüz çalışan aydınlık düşünce ve hidayet yayan meşalelerin yurduna, cennet bahçelerine; Mukaddes Hz. İmam Huseyn (Aleyhisselâm) ve Hz. Ebulfazl Abbas (Aleyhisselâm) Türbeleri’ne hoş geldiniz!”

“Beşeriyet, ömrünün uzun bir dönemi boyunca insanın iç dünyasını rahatsız eden rağbet ve umutları ifade edecek araçlar arayışında olmuştur. Bu sebeple kendilerine kudret, bilgelik, yaratıcılık, güç vermesi ve böylelikle gelişip yükselecek gücü bulabilmek için; güçlerini doğal olmayan (ve var olmayan) kaynaklardan alan efsanevi kahramanlar uydurmuştur.”

“Bu durum; insanın ilerleme ve daha iyi bir hayata yönelik fıtrî ihtiyacını teşhis eden İslam hakikati ortaya çıkıncaya kadar devam etti. Bu sebeple en zengin kültürlerden biri olduğu gibi; en gerçekçi ve güzelliği, şıklığı en çok yayan kültür oldu. Kur’ân-i Kerîm, nesiller boyunca bir zirveden diğerine atlayarak birçok örnek ve öykü anlatmış; insanlığın geçmişteki düşünce sistemini temellerinden sarsmıştı.”

“İslam ardından bir kez daha ortaya çıktı: Ümmete, peşlerinden gitmeleri için; ilim ve amelle dolu bir tepside hayat ve hakikat takdim eden, bu uğurda can ve kanlarını feda etmekten hiç çekinmeyen kahramanlar bağışladı. İşte o kahramanlar, ümmetin dünyasında; kemalât denizinde ilerleyen ve her türlü insani değeri taşıyan kurtuluş gemileri oldular. Hak ehlinin nur ve hidayete doğru ilerleyebilmesinin güvenceleri haline geldiler. İşte bu tasavvur (ya da bu serüven); insanlığın tümü için fedakarlığın, şanın, ihlasın ve vefanın şehri Kerbelâ’da sonlandı. Kanları ve yaraları ile Alevi Hanedânı ile Emeviler arasındaki çatışmanın iç yüzünü gösterecek olan şahadet; mana dergâhının, hakikati ortaya çıkarmak için tayin ettiği en büyük vesilesiydi.”

“Hz. İmam Huseyn (Aleyhisselâm), muhteşem bir fedakârlık örneğidir. Yazarlar bu şahsiyeti ve ölümsüz kıyamını ihata etmek için var güçle çaba sarf etmişler; ancak bir türlü muratlarına erememişlerdir. Zira Hz. İmam Huseyn (Aleyhisselâm) çok ender bulunan bir inci gibidir; tüm insanlığın iyiliği için saçtığı öz Muhammedî ışığıyla İslam’ın ruhunu ortaya koyar.”

“Yüce Allah, Hz. İmam Huseyn’e (Aleyhisselâm) yaşadığı binbir türlü bela ve acımasızlıklar karşılığında çok farklı türlerdeki kerametlerle tavizde bulunmuştur. Tüm dünya hep bir ağızdan O’na (Aleyhisselâm) şöyle demektedir: “Sen insanlığın hikâyesi, hürlerin parolasısın. Islahçılar seninle hidayete ererler (yollarını bulurlar) ve ölümsüz kıyamın, yeryüzündeki tüm dillere yayılmıştır.”

Şii vakfı; bünyesindeki Mukaddes Türbeler ve mezar-ı şerîfler de dahil olmak üzere tüm müesseseleriyle; herkes için yolu aydınlatmak amacıyla harekete geçmiştir. Buradan şunu ilan etmek isteriz ki: Tüm kalbimizle ve sadıkane duygularla birliği sağlamak için çalışıyoruz. Tekfir, terör, katliam ve kan dökmenin karşısında her zaman koruyucu bir kalkan olacağız. Bu hususta, bizler için “nurun-ala-nur” (nur üstüne nur) olmuş olan; Merce-i Âlâ Sayın Seyyid Ali Huseynî Sistânî’nin (Allah-u Teâlâ bereketli gölgesini daim etsin) irade ve tasarımlarının rehberlik ediyor olması bizim için yeterlidir.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: