Mukaddes Türbe'de Hz. İmam Muhammed Bakır'ın (O'na selâm olsun) şehadeti hüznü...

Hz. İmam Muhammed Bâkır’ın H.114 senesi 7 Zilhicce günü vuku bulan şahadetinin yıldönümünü yâd etmek amacıyla 2 Ekim 2014 (7 Zilhicce 1435) günü Mukaddes Hz.Abbas (O'na selâm olsun) Türbesi’nde hizmetkârlara özel matem meclisi düzenlendi.

Allah-u Teâlâ tarafından her türlü kötülük ve günah kirinden arındırılmış Ehlibeyt’in (Allah-u Teâlâ'nın en üstün salât-u selâmı, başta Hz.Peygamberimiz olmak üzere hepsine olsun) hüzün günlerini yad etme geleneğinin bir parçası olarak yas programını başlattı. Matem günü sebebiyle Mukaddes mekân karalara büründü ve facia ile ilgili tabelalar muhtelif yerlere yerleştirildi. Mukaddes Türbe’deki ziyaretçilerin hizmeti ile doğrudan ilgili bölümler de; matem sebebiyle Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O'na selâm olsun) mubarek ruhuna taziyelerini iletmek için gelecek çok sayıda ziyaretçi ve Huseynî hizmet gruplarının ziyareti için tüm hazırlıklarını tamamladığını duyurdu.

Matem programın bir bölümünde de Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O'na selâm olsun) hizmetkârlarına özel matem meclisi yer aldı.

Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile başlayan matem meclisi; günün anlam ve önemi ile ilgili olarak Kültürel ve Düşünsel İşleri Bölümü’nden Seyyid Adnan Musawî konuşması ile devam etti ve okunan mersiye ile son buldu.

Hz. İmam Bakır (O'na selâm olsun) Receb ayının ilk gününde dünyayı şereflendirmiş ve 57 yaşında, Emevi zalimleri Velid oğlu İbrahim ya da Abdulmelik oğlu Hişam tarafından zehirlenerek şehit edilmiştir. Oğlu Hz. İmam Cafer-i Sadık’a (O'na selâm olsun) Bakî mezarlığına defnedilmesini vasiyet etmiş ve oğlu Hz. İmam Cafer-i Sadık’a (O'na selâm olsun) Cuma günleri namaz kıldığı kıyafetiyle kefenlemesini, sarığıyla başıyla sarmasını, kabrini kare biçiminde yapmasını, kabri yerden dört parmak kadar yüksek kılmasını ve defnedildiği vakit (kefendeki düğümlerin) çözülmesini vasiyet etmiştir. Ayrıca kendi matemi için sekizyüz dirhem harcanmasını vasiyet etmiş ve bunun sünnet olduğunu belirtmişlerdir. Zira Hz. Peygamber Efendimiz (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) Cafer-i Tayyar’ın (O'na selâm olsun) şahadeti sonrasında şöyle buyurdukları rivayet olunur: “Cafer’in ailesi için yemek getiriniz; başlarına onları meşgul kılacak bir iş gelmiştir.”
İmam Sadık’tan (O'na selâm olsun) şöyle rivayet olunmuştur: “Babam vasiyetinde onu üç elbise ile kefenlememi söyledi. Cuma günleri namaz kılarken giydiği şallı bir elbise, başka bir elbise daha ve bir gömlek. Babama “Niye bunu yazıyorsun” dedim. O da “İnsanların “dört elbise ile kefenledi” veya “beş elbise ile (kefenledi)” diyerek senin karşında kalabalık etmelerinden çekiniyorum. Bir de beni bir sarıkla sar.” Buradaki sark kefenden sayılmamaktadır. Çünkü başa sarılan giysi olarak değil bedeni dolamak için kullanılmaktadır.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: