Hz. İmam Huseyn (O'na selâm olsun) aşıkları, Arefe ve Bayram günü ziyaretleri için gelmeye başladı…

Ehlibeyt (Allah-u Teâlâ'nın en üstün salât-u selâmı, başta Hz.Peygamberimiz olmak üzere hepsine olsun) aşıkları, büyük sevaplarla müjdelenen Arefe gnü ve Kurban Bayramı özel ziyaret ibadetini eda etmek üzere Şahadetin Başkenti’nde toplanmaya başladı.

Mukaddes Kerbelâ’nın kalbi Hz. İmam Huseyn ve Hz. Ebulfazl Abbas’ın (Allah’ın salât-u selâmı onların üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları; Irak’tan olduğu gibi İran,Pakistan, Hindistan, Körfez ülkeleri ve bazı Avrupa ülkelerinden de ziyaretçilerin gelmesiyle birlikte gitgide dolmaya başladı.

Müşerref Necef kenti Havaalanı idaresi müdürü, ziyaret mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte her gün ortalama 37 uçağın indiğini ve hafta boyunca yaklaşık her gün 4200 yolcunun geldiğini bildirdi. Basra’daki Safwan giriş kapısı idaresi de; sadece bugün içerisinde, Körfez ülkelerinden gelen üç binden fazla yolcunun ülkeye giriş yaparak Arefe günü ziyareti merasimlerini eda etmek üzere Mukaddes Kerbelâ şehrine doğru hareket ettiklerini söyledi.

Arefe günü ziyaretinin faziletine dair rivayetler gerçekten de çok büyük fazileti olduğuunu ve yapanların çok büyük mükafatlarla ödüllendirileceğini müjdelemektedir.

Çokça rivayette şu anlam yer almaktadır: Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) Arefe gününde yapılan ziyaretini karşılığında; Hz. İmam Mehdî ile (Allah-u Teâlâ pek kutlu ortaya çıkışını çabuklaştırsın ve O’na çokça salât-u selâm etsin) ile yapılmış bin bin (bir milyon) hac ve Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ile yapılmış bin umre yazılacaktır.

Aynı şekilde Hz. İmam Cafer-i Sadık’tan (O'na selâm olsun) senetleriyle birlikte şöyle nakledilmiştir:

“Allah (Tebareke ve) Teâlâ; Arafat ehline (rahmetiyle) tecelli etmeden önce Hz.Huseyn’in (O'na selâm olsun) kabrinin ziyaretçilerine tecelli eder, ne ihtiyaçları varsa karşılar, günahlarını bağışlar ve istedikleri şeyler için şefaatçilerin şefaatini kabul eder. Sonra da aynısını Arafat’takiler için yapar.”

Yine Hz. İmam Sadık’tan (O'na selâm olsun) rivayet edilen bir hadis şöyledir:

( Muhammed bin Abdulmumin’den bunu işittim.O Muhammed bin Yahya’dan, O da Muhammed bin Huseyn’den, O, Kufeli Ahmed bin Muhammed’den, O Muhammed bin Cafer bin İsmail’den, O da muhammed bin Sinan’dan, O da Yunus bin Zeyban’dan ve O da Ebu Abdullah’tan (Hz. İmam Cafer-i Sadık) (O'na selâm olsun) şöyle anlatıyor:

“Hz. Huseyn’in (O'na selâm olsun) kabrini Arefe gününde ziyaret eden kimseye, Allah; Hz. Kaim (Allah-u Teâlâ pek kutlu ortaya çıkışını çabuklaştırsın ve O’na çokça salât-u selâm etsin) ile bir milyon hac, Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ile birlikte bir milyon umre, bir milyon köle bağışlama, Allah yolunda bir milyon atlı ile savaş yazar ve o kimseyi “Benim sıddık Vaadim ile güvende ol” (der). Melekler de “Falanca Sıddık’ı , Allah arşının üzerinden tezkiye etmiştir!” derler. Yeryüzünde de kendisine “kerub*” denir.”

* (Kerûb, Arapça’da “Kerb” kökünden türemiştir. Kerbela sözcüğünde olduğu gibi. Acısı çok büyük, hüznü çok ve sürekli olan kimse gibi anlamlar ifade edir. Burada da Hz. Huseyn’e (O'na selâm olsun) çokça hüzünlü olması sebebiyle insanların ona taktığı lakaplara işaret olduğunu düşünüyoruz. Şüphesiz Allah daha doğrusunu bilir. Uluslar arası El-Kefîl Site Ağı Türkçe bölüm editörü)
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: