Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) halis dostlarıyla birlikte geçirdiği son gün ve gece (Tasûa) Mukaddes Kerbelâ'da anıldı

Mukaddes Kerbelâ’da Tasua anılıyor...

Tasûa, Aşûra gününün bir öncesi, Muharrem-i Harâm ayının dokuzuncu günüdür.

Kufe ordusu bu günde; Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın salât-u selâmı üzerine olsun) ve dostlarının etrafını sarmış, suya erişmelerine mani olmuş ve Hz. Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ordusuna kimsenin katılmaması için tüm yolları kontrol altına almıştı. Ömer bin Sad’ın (Allah O’na lanet etsin) ordusunun tehditleri artık daha ciddi bir hal almıştı. Öğleden sonra saatlerinde Ömer bin Sad, İbn-i Ziyad’dan (Allah ikisine de lanet etsin) bir emir aldı. Hz. İmam Huseyn (Allah'ın salât-u selâmı üzerine olsun) ile savaşmaya hazırlık yapmaya başladı. Kufe ordusundan bir güruh bunun üzerine Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın salât-u selâmı üzerine olsun) kampına saldırıya geçti. Hz. İmam Huseyn (Allah'ın salât-u selâmı üzerine olsun) de çadırının kenarına uzanmış, kılıcına sarılmış bir halde oturuyordu. Hz. Zeyneb-i Kubra (Allah'ın selâmı üzerine olsun), saldırıya geçenlerin kargaşasını duyunca hızla geçti ve gözleri kapanıp kısa bir uykuya dalmış olan Ağabeyi’nin (Allah'ın salât-u selâmı üzerine olsun) uyandırdı.

Uyandığında o kısacık uykuda gördüğü rüyayı anlattı.Dedesi Hz. Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) görmüştü. Şöyle buyuruyordu: “Senin gidişin bize doğrudur!”

Hz. İmam Huseyn (Allah'ın salât-u selâmı üzerine olsun) de saldırganların amacını bildirmek üzere;yanında bir grup dostu ile birlikte kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ı (Allah'ın salât-u selâmı üzerine olsun) yolladı.

Savaşmak ya da biat almak için ilerlediklerini haber verince de; ibadet etmek ve namaz kılmak için savaşı ertesi güne ertelemelerini söyledi. Böylece iki taraf da sabahın ışıklarını beklemeye başladı. O gece herkes meşguldü.Bir taraf sabırsızca; insanlığın upuzun süren tarihinde Tevhîd kervanına yaptığı yardım ve destek ile ölümsüzler divanına adının yazılmasını bekliyordu. Öteki taraf da; Allah’ın velîlerinin kanını döken, hakka ve hak ehline karşı inadından hiç vazgeçmeyen zalimlerin divanına kayıt edilmeyi bekliyordu.O gece, tarihteki en büyük caniliği işleyecek olan Emevi ordusuna ağır geliyordu. Ertesi gün Allah-u Teâlâ’nın katledilmesine büyük gazap ettiği; münafiklar ile düşmanların ise ölümüne çok sevineceği mubarek kanları dökme hazırlığı içerisine girdiler Genelde İslam’a ve Müslümanlara, özelde de Ehlibeyt’e (Allah-u Teâlâ'nın en üstün salât-u selâmı, başta Hz.Peygamberimiz olmak üzere hepsine olsun) karşı besledikleri kini; işte caniliğin zirvesine çıkarak yatıştıracaklardı...

Devam edecek…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: