Mukaddes Kerbelâ’da bir “Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Defnedilişi” mateminin ardından…

Gerçekten de, Aşûra faciasının tarih boyunca hiçbir emsali yoktur ve olmayacaktır da… Çünkü Aşûra faciası, Aşûra günü ile bitmemiştir. Hayır; biz Pâk Ehlibeyt (Allah-u Teâlâ'nın en üstün salât-u selâmı, başta Hz.Peygamberimiz olmak üzere hepsine olsun) hanedânının iffetli hanımlarının ve nurlu yetimlerinin şehir şehir esir olarak gezdirilip yaşadıkları işkenceden de bahsetmiyoruz.

Bir felaket daha oldu Aşûra gününün akabinde… Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) öpmüş, hakkında vasiyet üzerine vasiyet etmiş ve defalarca - hem de henüz vuku bulmadan - faciasına hıçkıra hıçkıra ağladığı Hz. İmam Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mukaddes naaşı; yüzlerce darbe aldığı yetmiyormuş gibi canlı canlı başı kesilip mızrağa asılmış ve atların ayakları altında çiğnenip öylece bırakılmıştı.Cennet Gençlerinin Efendisi'nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) pek pâk cesedi; diğer muhterem şehîdlerin bedenleri ile birlikte, o paspâk şahâdet kanlarıyla bulanmış halde, çölün ortasında, kavurucu güneşin altında gömülmeden, kefenlenmeden ve hatta üzeri bile örtülmeden, üç koca gün boyunca beklemek zorunda kalmıştı...

13 Muharrem günü geldiğinde Hz.İmam Seccâd’ın (Aleyhisselâm) önderliğinde Esedoğulları Aşîreti, katligâh’a gelmiş ve o pâk bedenleri defnetti.
Söz konusu hâdise hakkında daha fazla detay için şuraya tıklayınız

İşte bu yürekleri yangın yerine döndüren facia; Mukaddes Kerbelâ'da “İmam’ın üçü matemi” olarak bilinen özel matem töreni ile yâd edilir.

Mukaddes Kerbelâ toprakları, bu yıl (7 Kasım 2014 - 13 Muharrem-i Harâm 1436); bir diğer adı “Esedoğulları Matemi” olan o mateme bir kez daha tanıklık etti.

Bu geleneksel matem; Hz. İmam Huseyn’in, Ehlibeyti’nin ve Dostları’nın (Allah'ın çokça salât-u selâmı üzerine olsun) şahadetinin vuku bulduğu Aşûra faciasının yıldönümünden üç gün geçtikten sonra düzenleniyor.

Adını, defni gerçekleştiren kabîle olan Esedoğulları Aşîreti’nden alan ve “Esed oğulları Matemî” olarak da bilinen özel matem merâsimine binlerce Huseynî’nin ve Zeynebiyye iştirâk etti. Mateme Başta Esedoğulları Aşîreti’nin bugünkü kuşağı da dahil olmak üzere Mukaddes Kerbelâ’da, bölgede ve civarında yaşayan aşiretler katıldı. Onbinler, yaşanan elîm hadiseyi canlandırmak için temsîli naaşlar ve o dönemde cenaze defin merasiminde kullanılan aletler taşıdı, canlandırmalar yaptı. Bazı hanımlar da Hz.Zeyneb-i Kubrâ’ya (Allah'ın selâmı üzerine olsun) tesliyet arz etmek için bir matem ifadesi olarak elbiselerine çamur çaldı.

(Bu bir matem hareketidir. Hz. Peygamberimiz (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) de üzerine başına Hz.İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) musibetini Ümmü Seleme (Allah Ondan razı olsun) annemizin rüyasına gelip haber verdiği hadiste de, Efendimiz’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) saçının başının dağınık ve üzerinin toprak olduğu ifade edilmiştir.)

1975 yılında Irak’ta kanlı Baas diktatörlük rejimi tarafından yapılan Huseynî matem merasimleri yasağı sebebiyle bu matem çok uzun bir süre boyunca düzenlenemedi. Zalim rejimin çöküşünden sonraki ilk Muharrem-i Harâm ayının yaşandığı 2004 yılında bu matem tekrar düzenlenmeye başladı. Bu sefer mateme sadece Benî Esed Aşîreti değil, Muakddes Kerbelâ eyaleti ile Irak’ın Orta Fırat bölgesinde bulunan kabîle ve aşîretler de katıldı. Aşîretlerin ve kabîlelerin birleşmesiyle ortaya çıkan bu dev matem alayı; Öğle namazlarının kılınmasının ardından Mukaddes Kerbelâ’da Seyyid Muhammed Âl-i Cevded (Uzun adı Seyyid Abbud oğlu Seyyid Muhammed Âl-i Cevdet el-Muhanna/ Allah toprağını ıtırlandırsın) Kabristanlığı’nın yanından başlıyor ve Hz. İmam Huseyn ile Hz. Ebulfazl Abbas (Allah'ın çokça salât-u selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’nın yanında sonlanıyor.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: