Sancak, Miğfer, Zırh ve Kılıç…

Mukaddes Türbe’nin Isfahan’da düzenlediği “Cennet Yolu Kültür Haftası” organizasyonunun bir özel standı daha vardı.

Standın orta yerinde, tıpkı Mukaddes Türbe’de olduğu gibi açılmış bir sancak vardı. Sancağın altında ise;Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Ordusu’nun komutanı ve çok sevdiği kardeşi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Aşûra gününde başlarına gelenleri düşündürtecek semboller vardı.Toprak dolu bir tepenin ortasında, kana bulanmış ve etrafı oklarla sarılmış bir miğfer ve bir zırh yer aldı. Toprağa ters saplanmış bir kılıç da Sahibi’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) zafer kazandığını ilan ediyordu. Özel standın içerisine Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyaret dualarından bölümler yerleştirildi. Ortamın daha manevi ve Aşûra ile Muharrem-i Harâm ayının havasına uygun olabilmesi için içeriden farklı noktalara kırmızı ışıklarla ışıklandırma yapıldı.

Standın dışı ise Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın kalbi konumundaki Harem-i Mutahhar bölümünün perdelerini andıran iki özel perde yer aldı. Perdelerin birinde Mukaddes mekânın Sahibi’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) lakaplarının yazılı olduğu “Ya Bâb-el Hawâic/Ey Dertlerin dermanı” ve “Ya Katî-el Keffeyn/Ey Elleri koparılan” cümleleri yer aldı. Çok uzun yıllar boyunca Mukaddes Türbe’de hizmet etmiş ailelerin fertleri olan, kendileri de bu hizmeti sürdüren ve soyları Hz. Peygamber’e(Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ya da Hz. İmam Ali’ye (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ulaşan Seyyid hizmetkârlar; standın başında yer alıyordu. Bir ellerinde asırlık hizmetin geleneksel asaları ve bir ellerinde de, içerideki sembollerin etrafında yakılmak üzere takdim ettikleri mumlar ile ziyaretçileri karşılıyordu.

Ortamın büyüleyici görüntüsüne, özel olarak standa sürülen Harem-i Mutahhar’ın özel kokusu ve standların etrafına yerleştirilen hoparlörden yankılanan Huseynî mersiyelerin sedaları da eşlik ediyordu.

Ziyaretçiler standa girmek için kuyruklar oldu. Faaliyetler kapsamında Kaimiyye Huseyniye’sine giren neredeyse herkes bu standa geldi. Ziyaretçiler uzun uzun dua etti, gözyaşı döktü ve musibetleri anıp hüngür hüngür ağladı.

Böylece stand iki önemli hususu bir araya getirmiş oldu. Stand; bir yandan, ölümsüz Aşûra savaşının kahramanı Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yazdığı gerçek destanı çağrıştıran sembollerle bir tarihi yaşatıyordu. Öte yandan da, ziyaretçiyi o anda adeta Harem-i Mutahhar’da bulunuyormuş hissiyatına bürüyor ve bağlarından kurtarıp gönlünü şahadet,fedakarlık ve kutsiyet yurdu Kerbelâ'ya taşıyordu...
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: