Yüce Merceiyet: “Huseynî hizmet yerleri sahipleri ziyaretçilerin huşuunu kaçıracak bir şekilde abartılı hoparlör kullanmasınlar ve ziyaretçilerin sükunetini muhafaza etsinler”

5 Aralık 2014 (12 Safer 1436) Cuma günü Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın ana avlusunda (Sahn-ı Şerîf’te) kılınan Cuma namazında konuşan Yüce Dini Merceiyet temsilcisi ve Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Genel Sekreteri Seyyid Ahmed Safî, yaklaşan Erbain ziyareti münasebeti ile ilgili bazı önemli hatırlatmalarda bulundu.

“Bazı haklar vardır. Bu haklar (ve ne oldukları) hakkında biraz giriş yapmaya ihtiyacımız var. Hiç kuşku yok ki, işlerini düzenlemek, İnsanın sürekli işlerini düzenli yapması (ya da bir düzene koyması) hiç kuşkusuz; Şârî-i Mukaddes’in (Dinin kurallarını belirleyen - Yüce Allah’ın) mustehap kıldığı işlerdendir. Hz. İmam Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) tüm davranışlarını ve işlerini muhteşem bir şekilde düzenli yapardı. Taff Vakiası (Kerbelâ olayı) oldu ve Büyük Fetih’i gerçekleştirinceye kadar işlerinin (hepsini) özel olarak hesapladı. Dostlarını seçerken de, ailesini getirirken de, (savaş) yerini ve düşmanla savaş şeklini seçerken de, dostlarına nasıl konuşacağını ve nasıl hitapta bulunacağını seçerken de düzenliydi; hatta nasıl düzenli olacağımızı da O öğretmektedir. Bazı haklar vardır; ana cadde (hakları gibi). Dokunulması ve aşılmaması gereken haklardandır. Bu (haklardan) biri de kamu malını korumaktır.”

“Ziyaretçinin hakkı vardır. Huşu ve edeb içerisinde gelip Hz. İmam Huseyn’i (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyaret etmek istediğinde, mesela ben hizmet yeri ya da matem yeri olarak; ona nasıl yemek hazırlamak ve hizmet için elimden ne geliyorsa yaptığım kadar, Ziyaretgâh’a ulaşıncaya kadar sükunetini korumak için de öyle (çabalamalıyım). Bunun için de hoparlörleri (ve anfileri) çok yüksek açıp huşuunu kaçırmamalıyım. Ben yaptımın mubarek bir amel, ecri olan bir amel olmasını istiyorum. Ziyaretçinin ziyaretini gerçekleştirmesi için gerekli her türlü şeyi temin etmeliyim ki ecrine ortak olabileyim. Yoruluyorum, pişiriyorum ve harcama yapıyorum ki bu ziyaretçinin ecrine ortak olabileyim. Yorgunluk ve meşgalelerimin çokluğu sebebiyle ziyarete gelmeye muvaffak olamayabilirim ama; tesellim, hizmet ettiğim o ziyaretçinin duasına beni de ortak etmesidir.”

“Bu ziyaretçinin Müşerref Ziyaretgâh’a varıncaya kadar huşuunu korumak zorundayız. Ziyaretçinin hizmetkârı ve Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hizmetkârı; bunu sağlamak için çalışıp çabalamak durumundadır. Şuna dikkat ediniz kardeşlerim; her birimiz arkadaşlarımız için ve diğerleri için birer projeyiz. Eğer senin yokluğunda (saygınlığını) korursam bu benim içindir (lehimedir); eğer senin işini kolaylaştırırsam bu benim içindir. Sen benim ahret için projemsin. Bu sebeple ziyaretçinin (ecrine) ortak kılınmam için tahammül etmek zorundayım ki; yaptığımız işler Hz. Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) olduğu gibi organize olsun. Hz. Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dostlarını tek tek seçti. Çünkü büyük bir projesi vardı. Biz de Hz. Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) projesinin kapsamında olmaktan şeref duyarız. Hz. Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) projesinin kapsamına giren kimse de; Hz. İmam Huseyn’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mutlaka her gün yeni bir şeyler öğrenmelidir.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: