Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Erbain’inde bir bağlılık sayfası: Matem alayları

Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadetinin kırkıncı günü (Erbain) hatırasına yapılan matem etkinlikleri çeşit çeşittir. Hz.Peygamber’in ve Ehlibeyt’in (Allah-u Teâlâ'nın en üstün salât-u selâmı, başta Hz.Peygamberimiz olmak üzere hepsine olsun) ruhlarına taziye sunmaya yönelik yapılan bu etkinliklerden biri de alay halinde ilerleyen matemlerdir. Bunlardan bir kısmı sine (yani göğse tempolu vuruş – Arap kültüründe bir matem hareketidir) bir kısmı da zincir matem alaylarıdır. Bazen ikisi birden bir araya gelir. Matem alayları 16 safer günü meydana inmeye başlar. Bu matem alayları çoğunlukla Irak’ın eyaletlerinden ya da Aşiretlerindendir. Son yıllarda bunlara Irak dışından gelen dünya ülkelerinin matem alayları da eklenmiştir.İsimlerini Ehlibeyt İmamları’ndan ve onların (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) lakap ya da sıfatlarından, aşiretlerinden ya da matem alayını kuranlardan alırlar. Bu alayların başında bir Huseynî meddah yer alır ve hazîn bir ses ile mersiyeler okur. Aynı şekilde bir kişi davul darbeleri ile atılan adımların ya da yapılan vuruşların temposunu düzenler.

Bu matem alayları Hz. İmam Huseyn’in ve Kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’na doğru, ( O Mukaddes Türbeler’e bağlı Irak’ta ve İslam dünyasında Huseynî Matem Alayları ve Ayinler Bölümü tarafından) önceden ilan edilen takvime göre hareket ederek matem merasimini eda etmeye başlar. Matem alayları; çıkış vakitleri olsun, çıkış yeri olsun, yaptıkları matem merasimler olsun ya da merasimlerin uyumluluğu olsun birçok açıdan iyi organize olması ile dikkat çeker. Ayrıca yaptıkları merasimler de uzun zamandan beridir eda edilen Huseynî matem merasimleri ile de uyumluluk gösterir. Tüm matem alayları yüksek sancaklar taşır. Bu sancaklarda Huseynî düşüncenin ürünleri olan; fedakarlık, sebat, kaynağı kim olursa olsun zulme ve zorbalığa karşı mücadele, direniş gibi konuları ele alan İslami şiarlar yazılıdır.

Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi bu matem alaylarının Sahn-ı Şerîf’ten (Ana avludan) geçeceği yolları özel olarak belirlemiştir. Mukaddes Türbeler arası Beynel- Haremeyn Meydanına bakan Hz. İmam Hasan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Kapısı’ndan giriş yapan matem alayları, Kıble Kapısı’ndan çıkar. Bu matem alaylarının birbirlerine karışmasından kaçınmak için belli zaman aralıkları ile Mukaddes Türbe’ye giriş yaparlar.

Zincir meselesine dair…

Zincir mateminde mateme katılanların hepsi iki sıra halinde dizilir. Bu amaç için tasarlanmış siyah kumaştan özel bir elbise giyerler ve ellerinde “zincir”i tutarlar. Zincir aslında çok sayıda ufak ve narin zincir halkalarının bağlı olduğu bir kısa sopadır. Bu sopanın o ufak zincirlerden oluşan kısmını, tempolu bir hareketle omuzlarına vururlar. Hepsi aynı hareketi birlikte yapar. Davulcu şiddetli savaşlarda çalınan bir tempo tutar ve onlar o tempoya eşlik eder. Toplandıkları yerden başlayarak hazin mersiyeler okuyarak cadde cadde gezdikten sonra Mukaddes Türbeler’e ulaşırlar. Bu matem alaylarını izleyen kimse zincir vuranların ne kadar dayanıklı olduğunu ve sabırlı olduklarını hisseder.

Neden vuruyorlar?

Zincir vurmanın felsefesine değinmek gerekirse şunu söyleyebiliriz. Zincir ve pranga; tüm kültürlerde zulmü ve eziyeti sembolize etmiştir. Büyük ressamların resimlerini ya da büyük edebiyatçıların metinlerinde bu anlamı açıkça görebilir. Zinciri sırta vurulurken şu mesaj verilmektedir: “Ehlibeyt’e (Allah-u Teâlâ'nın en üstün salât-u selâmı, başta Hz.Peygamberimiz olmak üzere hepsine olsun) ve taraftarlarına yapılan zulümler bizi yolumuzdan geri çevirmeyecektir. Ey zalimler! Sizin yaşattığınız zulüm ve eziyetleri sırtımıza atarız; bizim gözümüzde bir değeri yoktur!” bu yüzden de zincir göğse değil; omuz arkasına ve sırta vurulur.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: