Hz. İmam Mehdî’nin (Allah-u Teâlâ pek kutlu ortaya çıkışını yakınlaştırsın) Rabbanî İmamet makamı ile taçlanmasının 1176. yıldönümü ve Hz. Zehra’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Bayramı

Rebiulevvel ayının dokuzuncu günü; birçok fazilet ve şerefli hadise ile ayrıcalık kazanmıştır. O günde Hz. İmam Mehdî (Allah'ın selâmı üzerine olsun ve pek kutlu ortaya çıkışını yakınlaştırsın) İmamet ile taçlanmıştır. O gün; ceddi Hz. Muhammed (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) tarafından dertlerin ve gamların giderileceği gün olarak müjdelenmiştir. Ceddi Hz. Muhammed’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ümmetçe mütevatir olarak kabul edilen hadislerinde; O’nun dünyayı zulüm ve zorbalıkla dolmasının ardınan adalet (ve kıst – ölçüde adalet) ile dolduracağı müjdelenmiştir. Her yönüyle özeldi. Abbasi yönetimi, O daha doğmadan tutuklanması emri çıkarmış; doğumu hakkındaki en ufak işaretlere varıncaya kadar her şeyi büyük bir dikkatle takip eden casusları peşine takmıştı. Ancak Allah (Azze ve Celle), tıpkı Hz. Musa Peygamber’i (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Firavun’un ve Hz. İbrahim Peygamber’i (Allah'ın selâmı üzerine olsun) de Nemrud’un elinden kurtardığı gibi; O’nu (Allah'ın selâmı üzerine olsun ve ortaya çıkışını pek yakın kılsın) da o hainlerin elinden kurtardı.Bu faziletler, bilhassa Hz. İmam Hasan-ı Askerî’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun) naklolunan Hadîs-i Şerîf’te zikredilmiştir.Allame Meclisî (Allah-u Teâlâ sırrını kutsasın) tarafından Bihar-ul Envar adlı eserinde bu hususta naklettiği hadisten konumızla ilgili bölümü paylaşıyoruz:

“Ahmed bin İshak el-Kummî’den şöyle nakledilmiştir. Diyor ki “Hz. Ebu Muhammed Hasan-ı Askerî (O'na selâm olsun) Efendimiz’e gittim. Yanımda Surre men Rea’dan (Bugünkü adıyla Samarra) kardeşlerimin de olduğu bir grupla birlikteydik.İçeri girmek için izin istedik. İzin verdi, biz de girdik. Yine bu gün gibi, Rebiulevvel ayının dokuzuncu günüydü. Efendimiz (O'na selâm olsun) hizmetkârlarının her birine mümkün olan en yeni elbisesini giymesini salık vermişti ve kendi eliyle tütsü yakıyordu. Biz de “Analarımız, Babalarımız sana feda olsun Ey Resûlullah’ın evladı! Bugünde Ehlibeyt için yeni bir sevinç günü mü oldu?” diye sorduk. Şöyle buyurdu: “Ehlibeyt nezdinde bugünden başka hangi gün daha yüce bir hürmete sahiptir ki? Babam (O'na selâm olsun) bana, Huzeyfe bin Yemân’ın bunun gibi (Rebiulevvel’in dokuzuncu günü) bir günde ceddim Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) huzuruna girdiğini ve şöyle dediğini anlattı: “Efendim Müminlerin Emîri’nin, evlatları Hasan ile Huseyn (Hepsine selâm olsun) ve Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ile birlikte yemek yediğini gördüm. Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin), Hz. Hasan ve Hz. Huseyn’in (Onlara selâm olsun) yüzlerine bakıp gülümsüyor ve şöyle buyuruyordu:

“Yiyiniz! Afiyet olsun size bu günün bereketiyle! Şüphesiz bu günde Allah; kendi düşmanını ve dedenizin düşmanını helâk edecek; anneninizin de duasına icabet edecektir! Yiyiniz! Bu; sizin şiilerinizin (taraftarlarınızın) ve sevenlerinizin amellerini Allah’ın kabul edeceği gündür! Yiyiniz! Bu Allah’ın “İşte zulmetmeleri dolayısıyla ıpıssız kalan evleri! “(Neml 52)buyruğunu tasdik edeceği gündür! Yiyiniz! Bugün Dedenizin düşmanının hezimete uğrayacağı gündür! Yiyiniz! Bu, Allah’ın; onların yaptıklarına kastedip onları savrulmuş toz zerreleri kılacağı gündür!”

Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şahadetinden birkaç gün sonra yine aynı günün hatırası canlanıyor. Huzeyfe-i Yemânî, böyle bir günde Müminlerin Emîri Ali’nin (O'na selâm olsun) huzuruna giriyor ve (O'na selâm olsun) Huzeyfe’ye şöyle buyuruyor:

“Ey Huzeyfe! Efendim Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât-u selâm etsin) huzuruna girdiğin günü hatırlıyor musun? Hani; ben, O’nun kızının iki oğlu ve O birlikte yemek yiyorduk da, sana huzuruna girdiğin günün faziletine işarette bulunmuştu?”

“Evet ey Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) kardeşi” dedim.

“Allah’a yemîn olsun ki; işte bu, Allah’ın Âl-i Resûl’un gözlerini aydınlattiği o gündür! Ben de bu güne ait yetmiş iki isim biliyorum!”

Huzeyfe de şöyle dedi: “Dedim ki: “Ey Müminlerin Emîri! Bu günün isimlerini işitmek isterim!” O gün de Rebiulevvel’in dokuzuncu günüydü.”

Müminlerin Emîri (O'na selâm olsun) de şöyle dedi: “… Bugün istirahat günüdür, gamların giderildiği gündür, ikinci gadîr günüdür, yüklerin atıldığı gündür, seçkin gündür, yatışma günüdür, afiyet günüdür, bereket günüdür, intikamlar günüdür, Allah’ın daha büyük bayramı günüdür, duanın icabet olunduğu gündür, yüce duruşun günüdür, vefakar gündür, şartın günüdür, kara (elbiselerin) çıkarıldığı gündür, zalimin pişmanlık günüdür, hezimetin (gerçekleştiği) gündür, dertlerin ortadan kaldırıldığı gündür, kanaat (olunan) gündür, kudretin sergilendiği gündür, (işlerin) açığa çıktığı gündür, şianın kurtuluş günüdür, tevbe günüdür, inabet (Allah’a yeniden dönüş) günüdür, yüce zekatın günüdür, ikinci fitr günüdür, sineye çekilenlerin akıp gittiği gündür, boğazda düğümlenenlere katlanış günüdür, razı oluş günüdür, Ehlibeyt’in bayramı günüdür, İsrailoğulları’nın mağlup edildiği gündür, şahit olan gündür, şahit olunmuş gündür, zalimin elini ısıracağı gündür, düşmanı kahrediş günüdür, dalaletin yıkıldığı gündür, uyanış günüdür, yudum yudum (içim) günüdür (başka bir şekilde çevrilirse içilenin az konulduğu gündür), tanıklık günüdür, müminlerin (kötülüklerinden) geçilen gündür, zehra günüdür, lezzet günüdür, güzel kokuların sürüldüğü gündür, münafık sultanın gittiği gündür,destekleniş günüdür, müminin rahatladığı gündür, mubahale (lanetleşme) günüdür, mufahare (iftihar etme) günüdür, amellerin kabul olunduğu gündür,yüceltilme günüdür, sırrın açığa vuruluşu günüdür, mazluma yardım günüdür, birbirinin sevgisini kazanma günüdür, birbirini sevme günüdür, erişme günüdür, tezkiye günüdür, bidatlerin açığa çıktığı gündür,birbirini ziyaret etme günüdür, ibadet günüdür, karşılıklı selamlaşma günüdür…)”
(Allame Meclisî; Bihar-ul Enwar Cilt 31, Sayfa 127- 129)

Huzeyfe diyor ki: “ (Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) ) yanından gittikten sonra kendi kendime dedim ki: “Hiç hayırlı işlere ve sevap umulan şeylere erişememiş (muvaffak olamamış) olsam bile; bu günün fazileti (sayesinde) arzum gerçek olurdu!”

Rebiulevvel ayının sekizinci gününde Onbirinci İmam Hz. Ebu Muhammed Hasan (bin Ali) el-Askerî (O'na selâm olsun) dünyayı terk edip Rabbi’ne kavuştuktan sonra; mutlaka Ehlibeyt İmamları’nın (Allah'ın selâmı hepsine olsun) Rabbanî nurunun tamamlanması gerekiyordu… Rebiulevvel ayının dokuzuncu günü de, itikadımızca Onikinci İmam Hz. İmam Mehdî’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun, canlarımız ayaklarının altındaki toprağa feda olsun ve Allah-u Teâlâ pek mukaddes ortaya çıkışını yakınlaştırsın) İmametinin başlangıç günüdür. İmamımız olduğu için mutlaka O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) velayetinin başlangıcını kutlamamız şarttı. Bizler; O canlı İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bereketiyle halen yaşayabiliyoruz. O’nu (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bekliyoruz; mukaddes ortaya çıkışının gerçek ilahi devleti gerçekleştirecek ve tüm insanlığa adaletin geleceği gün olacağına iman ediyoruz. Biliyoruz ki dünya; hem insanların kendilerine, hem de rejimlerin onlara ettiği zulümlerin zulmüyle dolduğu gibi; O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kuracağı ilahi adalet devletiyle, hem devlet bazında adalet,hem de insanlar arasında adalet sağlanacak ve tüm dünya adaletle dolacaktır!

Bu mubarek günün nişanelerinden biri de Âlemlerin Seyyidelerinin Hanımefendisi Sıddîyka-ı Tâhire Hz. Fatıma Zehra (O'na selâm olsun) ile bağı ve halk tarafından “Hz.Zehra’nın (O'na selâm olsun) Bayramı” olarak adlandırılmasıdır. Böyle adlandırılmasının sebebi; Ninesi Hz. Zehra ve evlatlarının (Allah'ın salât-u selâmı hepsine olsun) musibetinin öcünü alacak olan gerçek intikamcının Hz. İmam Mehdî’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun ve Mukaddes ortaya çıkışını çok yakın kılsın) oluşudur. Hz. İmam Huseyn’in ve Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) intikamını; Onlarâ (Allah'ın selâmı hepsine olsun) zulmeden, haklarını gaspeden, kanlarını döken, hürmetlerini çiğneyen, makamlarından alıkoyan ve Allah’ın Onlar’a tahsis ettiği rütbeyi indirenlerden intikam alacak olan O’dur…
Allah’ın en üstün salat-u selâmı O’na ve pâk atalarına olsun! Allah-u Teâlâ O’nun pek mubarek ortaya çıkışını ve Ehlibeyt’in göz aydınlığını çabuklaştırsın! Hz.Zehra’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Bayramı mubarek olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: