Seyyid Safî: “İyimser olmamız zorunludur… Bizi çalıştıran ve içimizde umut ruhunu yaratan iyimserliktir…”

Risafa Enstitüsü heyeti ile buluşan Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Genel Sekreteri Sayın Seyyid Ahmed Safî bazı önemli tavsiyelerde bulundu. Her ne kadar yöneltilen meseleler ve çözümler Iraklılara yönelik olsa da hem Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) alimlerinin sorunlara bakış açısı, hem de bizim istifade edebileceğimiz yaklaşımlar olduğu için paylaşmakta yarar gördük.

“Öğrenci sorumluluk almayı henüz denemiş değildir. Ama eğitimci (ya da öğretim üyesi) onu tecrübe edinmiştir. Öğrenci de bunu tecrübe ettiği zaman bir yandan sorumluluğun tehlikesini, bir yandan da lezzetini hissedecektir. İnanıyorum ki eğer bir öğrenci enstitüden (ya da fakülteden) vatansever bir ruhla,öğrendiği gibi ülkesine hizmet etmek üzere mezun olursa ülkenin gerçeği değişecektir. Bizler karamsarlığa kapılmayız. Gerçekleşen tüm sorunlara rağmen iyimser olmak zorundayız. İyimserlik bizi çalıştırır ve içimizde umut ruhu meydana getirir.”

Ülkede birçok sorun olmasına rağmen hoca öğrenci ilişkisinin sürdüğüne dikkat çeken Seyyid Safî; bu ilişkinin nasıl olumlu bir şekilde hem öğrenci hem de ülke yararına çevrilebileceği üzerinde durdu.Akabinde de Irak üniversitelerinin yaşadığı sorunlara ve yabancı üniversitelerde başarılar kaydeden Iraklıların ülkeye geri getirilmesi gerektiğine değindi.

Seyyid Safî ardından şöyle devam etti:

“(Irak’taki) Mukaddes Türbeler’in kutsi bir ortamı var ve temsil ettiği bu ortamda daha önemli olan etkinlikleri bulunuyor. (Ancak) bunun da dışında etkinlikleri bulunuyor. Bizim Mukaddes Hz.Abbas (O'na selâm olsun) Türbesi’nde yaklaşık 6400 mensup bulunuyor. Birbirinden farklı tür ve çeşitlerde etkinliklerimiz bulunuyor. Bunlardan biri de inşa edilmesine çok ihtiyaç duyulduğunu ve çok gerekli olduğumuz hastalar mevzusuna yönelik. Bu yüzden sağlık sektörüne girmeye çalıştık ve El-Kefîl Hastanesini inşa ettik. Hastaneyi dışarıdan gelen Iraklı doktorlar yönetecek. Babil’de de bir hastanemiz var. Ziraat projelerine de girdik ve organik gübreler kullanıp çorak arazileri ıslah ettik. El yazmaları dünyasına girdik ve el yazmaları için tam teşekküllü bir hastane inşa ettik.Aynı şekilde, matbaa inşa ettik. Allah’a hamdolsun şu anda matbaa farklı sınıf ve türlerde kitaplar basıyor. Bunun dışında mimari projeler de var. Bunlardan biri de, daha çok sayıda ziyaretçiyi içeri alabilmek için Sahn-ı Şerîf’in (Ana avlunun) içerisine Serdâb (yeraltı katı) inşaatı projesi.Bir diğeri de Mukaddes Türbe içerisinde A’dan Z’ye kadar Iraklı ellerle yapımına başladığımız (yeni) Zarîh-i Şerîf projesi.”

“Tüm (karşılaşılan) problemlerin sorunu idaridir. İdarenin sorunu da takip etmektedir. Yani sorun idare ile çözülür, idare de takip ile çözülür. İşlerimizi iyi bir şekilde idare etmek ikinci aşamada takip ile başlar. Denetlemeye yönelik bir takip değil, uygulamaya yönelik bir takip ile. Biz Mukaddes Türbe’de bu iki konunun temelini oluşturduk. Birinci konuda, idari açıdan Iraklı akıllara kesin bir şekilde inandık ve yeni şeyler ortaya koyabileceklerine güvendik. Buna imkanlarımız elverdiği ölçüde büyük bir şekilde ihtimam gösterdik ve büyük meydan okumalara giriştik. Allah’a hamd olsun kardeşler güvenimizi boşa çıkarmadı. İkinci konu da tamamlayıcı olarak (mensupların) kasıtlı olmayan hatalarına tahammül ettik. İnanıyorum ki bu, işin son derece önemli bir yanını oluşturuyor. Yani (Mukaddes Türbe mensubu) hata yaptığı zaman tahammül gösteriyoruz. Ancak ikinci defa hata yapmaması gerekiyor.”

Ardından Risafa Enstitüsü Dekanı Dr. Betul Cafer Ali, ülke sorunları ve öğretim sektörünün yaşadığı sorunlara yönelik kendilerine hediye ettiği önemli tavsiyelerinden ötürü teşekkür etti ve bu tavsiyelerin Seyyid Safî'nin sahip olduğu büyük sorumluluk duygusunu yansıttığını ifade etti.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: