Seyyid Safî’den üniversite öğrencilerine: “Hz. Zehra'nın (O'na selâm olsun) yanında olmak için bazı öncüller şart. Bunlardan biri de; başkalarının aklını küçümsemek pahasına kendi aklımızla gururlanmamaktır.”

Mukaddes Hz. Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Genel Sekreteri, 6 Mart 2015 (14 Cemaziyelevvel 1436) Cuma günü Mukaddes Ziyaretgâhı ziyaret etmek üzere gelen Bağdat Üniversitesi öğrencileri ile bir araya geldi. Hz. İmam Hasan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Konferans Salonu’nda gerçekleşen buluşmada Mukaddes Türbe Genel Sekreteri öğrencilere bazı önemli tavsiyelerde bulundu.

Seyyid Safî’nin konuşmasında şunlar yer aldı:

“Üniversite öğrencisi evlatlarımın burada toplanmış olması fırsatını bu neslin ihtiyaç duyduğu bir sezgiyi uyandırarak değerlendirmek istiyorum. Zira bu yaşlar; düşünme, güç ve algılama yaşlarıdır. Sonuç olarak kişiliğin iyi bir şekilde inşa etme yaşlarıdır. Kişilik de mutlaka belli ölçütlere uygun olarak inşa edilmelidir. Bu ölçütlerin formülüne de bir dizi değer, birakım kavramlar ve bazı kişilikler de ortak olur. Kişilik inşa edilmesi işlemine katılan bu şahsiyetlerin arasında Hz. Zehra (O'na selâm olsun) da yer alır. Peki bu nasıl olmaktadır? Edep, erbabından alınır. Belli başlı bir edep ile edeplenen her insan mutlaka onu bu edebi taşımaya ehil kılacak belli başlı kavram ve değerleri taşıyor olmalıdır. Eğer kişide bu değerler bulunmuyorsa ve edeplenmek istiyorsa amacının tam tersine bir iş yapacaktır. Çünkü inşa edeyim derken çok daha fazla yıkıma sebebiyet verecektir.”

“Hz. Peygamber-i Azam (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) Allah-u Teâlâ’nın edebiyle edeplenmşti. Müşerref hayatının sonuna kadar da o edebi devam etti. “Sadık-ul Emîn” olan Efendimiz (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şöyle buyurmuştu: “Rabbim beni edeplendirdi ve edebimi güzel kıldı.” Hiç kuşku yok ki Hz. Zehra (Allah'ın selâmı üzerine olsun) edepliydi. Zira o edebini “Heva üzere konuşmaz” bir kimseden miras alıp öğrenmişti ve o “Radiyye (pek razı olunmuş olan), Râziye (razı olan), Sıddîka (özüyle sözüyle dosdoğru olan) ve Muhaddese”idi. Edebi ve üstün ahlakı Hz. Peygamber’den (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) öğrenmiş idi.”

“Biz Hz. Zehra (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ile olmak istiyoruz. Çünkü eğer O’nun ile değilsek ne yaparsak yapalım hiçbir faydası yoktur. Hz.Zehra (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ile olmak için de bizim öncüllere ihtiyacımız var. Bu yüzden işte bu öncüllerden biri de, başkalarının ve üniversite öğrencilerinin aklını küçümsemek pahasına kendi aklımıza aldanmamaktır. Daha önce de dediğimiz gibi şüphesiz bu yaşlar devrim ve verim yaşlarıdır. Ancak yine de iyi algılamamız gereken bazı sınırlar kalmalıdır.”

“Bizler gaybet döneminde ne ile emrolunduk? Mercîlerimizi ve ulemamızı takip etmekle.Bu yüzden… Hz. Zehra’dan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) alacağımız ders, zor zamanlarda olaylara karşı nasıl tavır alacağımızdır. İnsanın sabrı ancak zor zamanda belli olur. İnsan aç kalmazsa sabrı bilinmez, cebi parasız kalmazsa sabrı bilinmez. Bu şeylerden birini yitirdiğinde insanın davranışlarının değişebildiğini görüyorsunuz. Eğer zor dönemden geçiyorsa imanı da sınavdan geçer. İnsan rehavet döneminde değil, zor zamanda açığa çıkar (belli olur).Özellikle de bazı şerî duruşlar onun hevasına ve arzularına aykırıysa.Aynı şekilde gerçekler üzerine oturup uzun uzadıya düşünmeli ve algıladığına inandığından daha derin ve daha kompleks olduğunu (hesaba katmalıdır).”

Mukaddes Türbe Genel Sekreteri ardından kendine yöneltilen bazı soruları cevaplayıp açıklama gereken noktaların üzerinden geçti. Seyyid Safî buluşma sonunda öğrencilerin muvaffak olup derslerinden başarıyla geçmeleri için dua etti ve onları ülkelerine hizmet için daha fazla emek sarfetmeye teşvik etti.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: