İsveçli Folke Bernadotte Akademisi’nin bir durağı da Mukaddes Hz. Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi’ydi…

Isveç Krallığı’nda bulunan Stokholm Üniversitesi Folke Bernadotte Akademisi heyeti, Muakddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi’ni ziyaret etti. Folke Bernadotte Akademisi’ndeki Barış Projesi Müdürü Sn. Joel Elbergh’in başkanlığnı yaptığı heyete Birleşmiş Milletler Kerbelâ Temsilcisi Sn. Ali Kamûne ve Irak Milli Maslahatlar Müsteşarlığı temsilcileri de eşlik etti. Mukaddes Türbe Genel Sekreteri Sn. Ahmed Safî ile bir araya gelen heyet, Irak’ın birliği ve yararlarına katkı sağlayacak metodolojilere değindi. İsveçli Akademinin bu konuya yönelik önerilerinin ele alındığı görüşmede Sn. Joel Elbergh şunları söyledi: “Bu ziyaret; Iraklı siyasetçi, din adamı ve entelektüelleri kapsayan bir ziyaret zincirinin bir parçasıdır. Söz konusu ziyaret zinciri, Irak’taki siyasi sürecin önemli konularını çözmeye yönelik bir Iraklılar arası diyalog ortamı oluşturmayı ve bu hususa yönelik diyaloglar gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Bu süreçte önemli bir faktör olan ülkenin ekonomisi faktörüne odaklanılmaktadır. Çünkü şu anda bu faktör, Iraklı siyasetçiler arasında ihtilaf unsuru oluşturmuş ve bunun gölgesinde Irak’ın gündelik hayatına yansıyarak çok sayıda problem oluşturmuştur.”

Elbergh şöyle devam etti: “Bu projedeki metodoloji; diyalog ortamı oluşturma ve inanç eksenli çatışmayı körükleyici söylemlerden uzak demokratik vatandaş devletinin inşa edilmesi sürecinde başarısında esas rol oynamıştır. (Folke Bernadotte) Akademisi, 2008’den 2010 yılına dek milli bir diyalog sürecini desteklemiş ve bu süreçte (çalışmalarına) “Sando” projesi adını vermiştir. Bu kapsamda İsveç’te ve Irak’ta buluşmalar ve konferanslar düzenlenmiştir. Irak’taki farklı inanç ve etnik kesimleri arasında barış ortamı ve zemini oluşturmaya yönelik bu proje de bizi bu projeleri devam ettirmeye teşvik etmektedir.”

“Projemizin hedefi; inanç ya da ırk çatışması çıkarmaya yönelik olmayan barışçıl ve programlı bir milli Iraklı diyalogunu geliştirmektir. Proje ekonomik ve kalkınma üzerine kurulu olan güçlü bir temele, yani vatandaşlık bağına dayanmaktadır. Şunu da vurgulamak isteriz ki; tüm ihtilafları giderebilmemizi ve barışçıl bir diyalog ortamı oluşturabilmemizi sağlayacak olan unsur, ekonomik unsurdur.”

Seyyid Safî de ziyaretçi heyete şunları söyledi: “ Ekonomik unsur ve doğal kaynakların taksimi, ülkedeki siyasetçiler arasındaki en bariz ayrılık noktalarını oluşturuyor. Bunların çözümü de milli barışın sağlanması sürecinin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Biz bu sistemi ta en baştan reddettik ve doğal kaynakların taksiminde bu metodu istemiyoruz dedik. Sebebi de Irak’ta harita olarak başka ülkelerde olduğu gibi petrol taksimi olması. Yani Irak’ın kuzeyine ayrılan pay belli olacak ve daha fazlası güneyde Basra’ya ayrılacak. Eğer bunun %65’ini alırsak bu ilerde bir bölünme oluşturacak ve elimizde yine herhangi bir geliri olmayan eyaletler kalacak. 2003 sonrasına Irak’ta anayasanın yazılma sürecinde biz bunu zikrettik.”

“Tüm bunların sonucunda siyasi fırkalar arasında Irak anayasasındaki doğal kaynaklarla ilgili bazı maddelerin yorumlanmasında ayrılık ortaya çıktı ve siyasiler arasında doğan bu ayrılığın gölgesi, tüm Irak eyaletlerine ve özellikle de petrol üreten eyaletlere yansıdı. Bunun sebebi de; gün be gün eriyen güvenin yanı sıra anayasal metnin yorumlanma şeklindeki farklılıktı. Anayasa yazıldığı zaman, geçmiş rejimin takip ettiği siyasetlerden uzak durulması kastedilerek petrol tüm halkındır dendi. Bu geçmiş dönemin sorunlarından biriydi. Mezhep ve inanca göre muamele ediyordu. Basra’dan petrol geliyor, stratejik noktalardan petrol boruları ile geçiriliyor ve rafineri Basra’dan uzakta bir yere konuyordu.”

“Irak’taki kesimlerin bir bölümü de – ki kendileri çoğunluktur - geçmişteki bu muameleden zulme uğradıklarını hissetti ve kaybettiklerini telafi edecek bir madde koymak istediler. Katılan siyasetçi taraflar arasında güven yitince de bu anayasal metinlere hak ettiğinden fazlasını yüklediler ve her taraf kendi istediği gibi yorumladı. O halde asıl problem, güvenin kaybolmasıdır.”

Seyyid Safî ziyaretçi heyetten doğal kaynaklardan ve petrolden daha önemli olan güven faktörü üzerinde çalışmalarını talep etti ve şöyle dedi: “Siz beraberinizdeki ekip ile birlikte siyasi fırkalar arasında güveni geri getirebilirseniz bu mesele çok sayıda problemi çözecektir. Ondan sonra da başgösteren sıkıntıları çözmeye başlarız.Bu noktada iki sorun olduğu açığa çıkıyor. Ekonomik sorun ve güvenlik sorunu. Irak on iki yıldır ekonomik sorun yaşıyor ve halen Irak ekonomisinin kalkınması için gerçek bir çözüm ortaya konmuş değil. Petrole itimat etmek yanlış bir ekonomik politikadır. Petrolde yaşanan herhangi bir düşüş, mali bir düşüşe sebep olacak. Oldu da. Devlet tarafından büyük bir ekonomik politika olsaydı bunun üstesinden gelinebilirdi. O halde (çözüm) güven olayı üzerine inşa edilmeli.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: