Vefâtı münasebetiyle: Hz. Ümmül Benîn (Allah'ın selâmı üzerine olsun); dertlerin giderilmesine ve sıkıntıların ferahlığa kavuşmasına vesile olan ruhsal bağ…

İnsan, tarih boyunca, onu birçok zorluktan kurtaracak ve ona bir içim manevi tatmini, bir yudum vicdan rahatlığı verecek olan mana alemiyle ilişkili bir bağa muhtaç olmuştur. Şayet bu bağ; noksan sıfatlardan münezzeh olan Yüce Allah katında üst derecelere kavuşmuş olan salihler ve evliyalar gibi Yüce Allah’a yakın kulları vesile kılarak edilmiş bir dua ile sağlanmışsa, edilen duanın icabet çok daha hızlı olur. O şahsiyetlerin Yüce Allah, o şahsiyetlerin tevazu ve cömertlikle takdim ettiği itaatler ve yüce duruşlar hürmetine; Onlar vesile kılınarak dua edildiğinde engelleri kaldırır ve duaları çok daha çabuk kabul buyurur. Pâk Seyyide Hz. Ümmül Benîn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) da işte böyle bir şahsiyettir. Allah (Azze ve Celle) yolunda yaptığı fedakarlıklarla ilahi dergâhta yüce mertebelere kavuşmuş olan bu değeri pek yüce hanımefendinin birçok makamı olduğu gibi bu dünyada da böylesi bir makamıdır. Sahip olduğu bu özel makamının en büyük delillerinden biri de; duanın icabete kavuşmasına sebep olan ruhanî paklığını ve yüce şanını gören müminlerin, O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dertlerinin derman ve sorunlarına çare bulunmasıdır.

“ Fatiha Lummul Benîn! / Hz. Ümmül Benîn’e (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Fatiha!”

Bu cümle müminler arasında ve özellikle Ehlibeyt (Allah-u Teâlâ'nın en üstün salât-u selâmı, başta Hz.Peygamberimiz olmak üzere hepsine olsun) İmamları’nın yakınlarında yaşayan dostları arasında çok yaygındır.

Yani Allah’a şöyle bir adakta bulun: “Allah’ım eğer sorunum çözülürse, derdim giderilirse bir fatiha okuyacağım ve bunun sevabını Hz. Ümmül Benîn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ruhuna hediye edeceğim.”

O üç kelime, işte bu cümlelerin özetidir.

Yaşadıkları onca zorlu imtihan ve duruşlarda müminlerin Yüce Seyyide Hz. Ümmül Benîn’i (Allah'ın selâmı üzerine olsun) vesile kıldığı çok görülür ve çok duyulur. Dualarında ve adaklarında O’nu (Allah'ın selâmı üzerine olsun) çokça vesile kılarlar; Allah (Azze ve Celle) de; hayatının en büyük kısmını, hak İslam’ın Âl-i Muhammed’in (Allah-u Teâlâ Hz. Muhammed’e ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) hayatının hizmetinde geçiren O Pâk Hanımefendi’ye (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bağışladığı yüce şan ve pek şerefli makamı hürmetine müminlere nice nice bağışlarda bulunur. Pâk Hanımefendi Hz. Ümmül Benîn’in, Peygamberlerin Efendisi ve Sonuncusu Hz. Muhammed Mustafa’nın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) getirdiği hak dinin bekası uğrunda, vahyin indiği ve buram buram Nübuvvet sırları kokusunun yükseldiği o yuvada uzun yıllar boyunca hizmetlerde bulunmuş; salih kimselerin en hayırlılarından biri olan Hz.Ebulfazl Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ve üç kardeşini dünyaya getirmiştir. Müminlerin Emîri Hz. İmam Ali’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kanını taşıyan ve annelerinin halisane iman ve hizmet aşkıyla dolu terbiyesi ile büyüyen evlatlarının her biri ve özellikle de Hz.Ebulfazl Abbas (Allah'ın selâmı hepsine olsun); tarih boyunca anılıp duracak eşsiz fedakârlıklara imza atmışlardır. Hz. Ümmül Benîn (Allah'ın selâmı üzerine olsun), bu hak davanın yaşaması için annelik duygu ve bağlarını feda etmiş; bunun onların hayatına mal olacağını bile bile, Hz. Peygamber’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) kızının oğlu ve Cennet Gençleri’nin Efendisi Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) hizmeti ve yardımına aşkla ve şevkle yollamıştır.

Şeyh Mamakânî Tenkîh-ul Makâl adlı kitabında O’nun (Selâmullah Aleyhâ) hakkında şöyle diyor: “Kendisi’nin imanı’nın ne denli kuvvetli olduğu şuradan anlaşılıyor: Müjdeci beklerken matem haberi ile sarsılmış, her bir evladının şahadeti için O’na matem şiiri okunduğunda –mealen- “Bana Huseyn’den haber ver!” demiştir. En son Hz.Abbas’ın (Aleyhisselâm) haberini aldığında:

“Yüreğimi kopardın (yaktın bitirdin)! Evlatlarım da, gökkubbenin altındaki her şey de; he Ebî Abdillah Hz.Huseyn’e (Allah’ın selâmı üzerin eolsun) feda olsun!”

demiştir.

“İşte gördüğünüz gibidir! Eğer Hz. Huseyn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) sağ salim kalması uğruna dört evladının dördünün de katledilmesini bile sineye çekebilmektedir! İşte bu; çok yüksek bir dini makama sahip olduğunu ortaya koymaktadır.”


En-Nakdî (Zeyneb-ul Kubrâ) adlı kitabında O’nun (Selâmullah Aleyhâ) hakkında şöyle diyor: “Faziletli (üstün) ve Ehlibeyt’in (Allah’ın en ulvî salât-u selâmı başta Hz.Resûlullah olmak üzere hepsine olsun) hakkını tanıyan hanımlardandı. Aynı zamanda da fasîh ve belagatli konuşurdu. Pek takvalı, zahide (dünyadan yüz çeviren) ve çokça ibadet eden bir hanımefendi idi.”

Mazenderânî de “Me’âliyyus- Simtayn” adlı kitabında Hz.Ummul Benîn (Allah’ın selâmı üzerine olsun) hakkında, “Kenz-ul Mesâ’îb” adlı kitaptan şu sözleri nakletmiştir: “O’nun oğlu Hz.Abbas (Allah’ın selâmı üzerine olsun); ömrünün henüz başlarında iken anne ve babasından çok büyük miktarda ilim almıştır.”

Hz.Ümmül Benîn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mukaddes şahsiyetlerin aşkıyla tastamam eriyip kayboluşu; Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ile Müminlerin Emîri Hz. İmam Ali bin Ebî Talib’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) itaatinde ve Cennet Gençlerinin Efendileri Hz. İmam Hasan ile Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) bakımı ve riayetlerinde sergilediği çok sayıdaki duruşta açıkça görülmektedir. Hz. Muhammed’in Hanedânı Pâk Ehlibeyt’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin), Yüce Allah’ın seçkin kulları ve rızasını kazanmanın kılavuzları oldukları için de; Onlar’a (Allah'ın selâmı hepsine olsun) nasıl itaat edeceklerini, Onlar’a karşı nasıl bir adab ve ahlak sergileyeceklerini, Onlar’a karşı nasıl ihlaslı olmaları gerektiğini ve uğurlarında her şeyin feda edilmesi gerektiğini, sahip olduğu Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) aşkının, üstün imanın ve üstün ahlakın meyvesi olan eşsiz bir terbiye ile aşılamıştır.

Pâk Hanımefendi Hz. Ümmül Benîn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yaptığı fedakârlıklar; insani duygularla dopolu çok özel fedakarlıklardır ve vicdanlarda apayrı bir çekime sahiptir. Bu durum sadece bilindik fedakârlıklar ile sınırlı değildir. Pâk Hanımefendi’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yetişmesinden, gerçek İslam’ın davasına hizmet için sergilediği kesintisiz sebata, Âlemlerin Hanımlarının Seyyidesi Hz. Fatıma Zehra’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadeti sonrası kendisine verilen emanete sahip çıkmasına ve Allah (Azze ve Celle) ile buluşup ebedî nimetlere kavuşuncaya kadar olan geçirdiği mubarek hayatının tümü boyunca bu durum açıkça görülür ve çok bariz bir şekilde hissedilir...
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: