Mukaddes Türbeler’den Pakistan’daki İslami mezheplere: “Sizin bizim üzerimizde iki hakkınız vardır; din hakkı ve insanlık hakkı”

Mukaddes Hz. Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi tarafından Kawthar Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen ve Mukaddes Hz. Kazımeyn ile Hz.Abbas (Allah'ın selâmı hepsine olsun) Türbeleri’nin aktif bir biçimde katılım sağladığı “Kerbelâ Esintisi” Kültür Haftası etkinlikleri devam ediyor.

Etkinlikler çerçevesinde Mukaddes Hz. Huseyn, Hz. Kazımeyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı hepsine olsun) Türbeleri tarafından Pakistan’ın başkenti İslamabad şehrinde İslami Mezhepler Sempozyumu düzenlendi.

Sempozyumda Mukaddes Türbeler adına konuşan Şeyh Ali Fetlawî şunları söyledi:

“Efendiler;bizler dünyanın her yerindeki Müslüman kardeşlerimizin haklarına iki hususta birden riayet ederiz. Müminlerin Emîri İmam Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bu hususa vurgu yaparak şöyle buyurmuştur: “İnsan; ya dininde kardeşindir, ya da yaratılışta eşitin!” Sizlerin de üstümüzde iki hakkınız vardır; din hakkı ve insanlık hakkı.”

“Sizin karşınızda burada durmak mutluluktur. Sizinle bu eşsiz ilmi mekanda ve güzel toprağınız İslam Pakistanı’nda buluşmak bizim için bir sevinçtir. Sizlere aziz toprağımız Irak’taki ve Hz.Peygamber-i Ekrem’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) Kızı’nın oğlu Hz. Huseyn bin Ali bin Ebî Talib’in (Hepsine selâm olsun) ve O’nunla birlikte şehid düşen Ehlibeyti ile dostlarının naaşlarını bağrında bulunduran Mukaddes Kerbelâ’daki Allah (katında) kardeşlerinizden getirdiğimiz selamı sunmama izin veriniz.”

“Fazilet ve saygınlık sahipleri! Sizler, sizden başkalarından daha da iyi biliyorsunuz k; Yüce Allah bu ümmetin insanlık için ortaya çıkarılan en hayırlı ümmet olmasını istemiştir. Yüce Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmuştur: “Siz, insanlar için ortaya çıkarılan, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan ve Allah'a iman eden hayırlı bir ümmetsiniz.” Aynı şekilde Yüce Allah (Azze ve Celle) Müslümanların kardeş olmasını istemiş ve şöyle buyurmuştur: “Müminler ancak kardeştirler” Ayrıca Yüce Allah (Azze ve Celle)bizi birbirimizle çekişip tefrikaya düşmekten sakındırmış ve şöyle buyurmuştur: “Çekişmeyin; yoksa gevşersiniz de gücünüz gider.” O halde kardeşçe sevgiyle yaşamak zorundayız.”


“İmamımız Hz. İmam Cafer-i Sadık (Allah'ın selâmı üzerine olsun) da Müslümanlarla güzelce geçinmeye vurgu yapmış ve “Onların cenazelerinin arkasından yürüyünüz, hastalarını ziyaret ediniz ve mescitlerinde namaz kılınız” buyurmuşlardır.

Bu çağımızda da Necef-i Eşref’te bulunan Yüce Merceiyet; Şiiler ile Sünniler arasında sevgi ve kardeşliğin zorunluğu olduğunu vurgulamıştır. Bunu Merce-i Âlâ Sn. Seyyid Sistanî’nin söylemiş olduğu “Ehl-i sünnet kardeşlerimiz demeyiniz, nefislerimiz Ehl-i sünnet deyiniz!” sözünde ve yapmış olduğu tavsiyeleri ile yönlendirmelerinde somut bir biçimde görüyoruz. Bu sayede Sünniler Şiilerin damadı ve Şiiler de Sünnilerin damadı olmuşlardır. Teröre karşı birlik olup kardeşçe sevgi içerisinde tek bir saf halinde savaşmalarını sağlayan da budur. Bugün de onları Irak’ı, halkını ve mukaddes değerlerini müdafaa etmek için tek bir saf tuttuklarını görüyoruz.”

Şeyh Fetlawî, konuşmasının sonunda Sempozyumda hazır bulunanlardan; kardeşliğin ve sevginin devam ettirmeye özen göstermelerini ve (bu konuda) Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ashabını örnek almalarını talep etti.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: