Yıllarca yaşadığı gerçek bir olaydan senaryosunu ve hikayesini alıntılayan, bu hikayenin bölümlerini kapsayan önemli zaman dilimlerini bir belgesel film sahneleriyle canlandıran Seyyid Haseneyn Kazım Ebu'l-Heyl, "Veheb’in İzinde" filminin yazarı olarak, belgesel çalışmasının çekimlerine tanık olmak üzere Avrupa kıtasından Mukaddes Kerbela'ya geldi.
Ebu'l-Heyl şöyle diyor: "Yazdığım kelimelerin Mukaddes Hz. Abbas (a.s.) Türbesi'nin medya platformlarında gösterilen bir filme dönüştüğünü görmek beni gururlandırıyor ve sevindiriyor."
Ebu'l-Heyl, İslam'ın öğretilerini yaymayı ve Ehl-i Beyt İmamlarının (a.s.) vasiyetlerini sanatsal ve popüler ortamlarda yaygınlaştırmayı amaçlayan bir yazar ve müelliftir. Bunu televizyon belgeselleri aracılığıyla yapmaya çalışıyor.
Mukaddes Hz. Abbas (a.s.) Türbesi'nin Medya Bölümü, el-Kefil Sanat Prodüksiyon Merkezi aracılığıyla filmin çekim ve yönetmenliğini üstlendi.
Medya Bölümü Başkanı Ali el-Bedri bey, İslami toplumlar ve diğerlerine yönelik şüpheli kültürel istilayı sınırlandırmaya yönelik sanat eserleri üretme konusundaki kararlılığını ifade ediyor.
El-Bedri şöyle diyor: "Bu hızlı çağda yaşayan herkesi zorluklar bekliyor. Teknoloji insanların evlerini istila etti, çocukların ve yetişkinlerin ekranları kültürlerle doldu, düşünsel yüzeysellik ve saflık yayıldı."
El-Bedri ekliyor: "Bu zorluklar, bu çağda halkların hayatında insani bir krizi temsil ediyor."
El-Bedri vurguluyor: "Bu sosyal değişimlerle başa çıkmalı ve fikirleri ve değerleri bu hızlı, kısa ve çeşitli çağa uygun yollarla sunmalıyız."
El-Bedri açıklıyor: "Mukaddes Hz. Abbas (a.s.) Türbesi'nin, Ehl-i Beyt'in (a.s.) ve değerli ashabının hikayelerini anlatan kurmaca ve belgesel filmler dahil olmak üzere birçok görsel eseri var."
Mukaddes Hz. Abbas (a.s.) Türbesi daha önce Kültür ve Düşünce İşleri Bölümü, İslami ve İnsani Maarif İşleri Bölümü, Kur'an-ı Kerim İlimleri Kompleksi Bölümü, Mirasın Yaşatılması Yüksek Kurulu'nun yanı sıra Medya Bölümü ve toplumu İslami kültürle besleyen birçok araştırma, kültür ve bilim merkezinin kurulmasını üstlenmişti.
Filmin gerçek hikayesi İsviçre'nin Lozan kantonunda geçiyor. Yazar ve filmin kahramanı (Sylvain) orada yaşıyordu. Ebu'l-Heyl'in anlattığına göre, aralarında güçlü bir dostluk vardı ve bu dostluk, arkadaşı Sylvain'in İslam dinine ve özellikle Caferi mezhebine geçmesiyle sonuçlandı. Daha sonra Sylvain, Ebu'l-Heyl'in kız kardeşlerinden biriyle evlendi.
Film, yükselen nesillerin karşı karşıya kaldığı sapkın etkileri, kimlik, inanç ve iyi insani geleneklerin kaybını anlatıyor.
Mimar olarak çalışan Sylvain, İsviçre kökenli muhafazakar bir Hristiyan aileden geliyor. Yıllar süren araştırma ve Ebu'l-Heyl ve ailesiyle arkadaşlıktan sonra İslam dinini seçmeyi tercih etti.
Sylvain şöyle diyor: "Allah'a şükürler olsun ki, bana saygıyı, ciddiyeti ve çalışmayı öğreten, istediğim her şeyi veren bağlı ve dindar bir ailede doğdum."
Sylvain ekliyor: "Ailem Katolikler ve Protestanlar arasında bölünmüştü ve ben Allah'a hamd olsun Şii bir Müslüman oldum."
Ebu'l-Heyl, bu olayı yazmaya ve onu dramatik bir filme dönüştürmeye çalışmasının nedeninin, yükselen nesillerin, Müslüman olsun olmasın, acil ve eksik bir ihtiyacı olduğunu düşünüyor.
Ebu'l-Heyl açıklıyor: "Filmin özellikle Avrupa'da geniş ve etkili yankıları oldu."
Ebu'l-Heyl ekliyor: "Filmin kahramanının hikayesiyle güçlü empati gösteren birkaç durumla iletişim kurdum. Ayrıca, filmin gösterdiği gizlenmiş tarihsel gerçekler için minnettarlıklarını ifade ettiler."
Filmin adı "Veheb’in İzinde", Hicri 61 yılındaki ölümsüz Taff olayının şehitlerinden biri olan Veheb bin Abdullah el-Kelbi veya Veheb bin Hubab el-Kelbi'nin adından alıntılandı. Veheb, eşi ve annesi Hristiyandı, ta ki İmam Hüseyin (a.s.) ile karşılaşana kadar. Sonra İslam'ı kabul etti ve Aşura günü onunla birlikte şehit oluncaya kadar ona eşlik etti.
Mukaddes Hz. Abbas (a.s.) Türbesi'ne bağlı el-Kefil Sanat Prodüksiyon Merkezi'nin Tarihsel ve Sinematik Filmler Birimi sorumlusu yönetmen Ezher Hamis, duyguları harekete geçirerek gençlerin ruhlarında İslami kültürü yaygınlaştırmaya katkıda bulunan birkaç belgesel film yayınladıklarını söylüyor.
Hamis şöyle diyor: "İslam tarihi, özellikle Peygamber'in (s.a.a.) ve pâk İmamlar’ın (Allah'ın salavatı ve selamı üzerlerine olsun) hayatıyla ilgili ölümsüz olaylar ve durumlarla doludur. Bunlar tek başına gençlerin davranışlarını düzeltmek ve yönlendirmek ve inanç bilgilerini geliştirmek için yeterlidir." Hamis ekliyor: "Bu değerli hayat hikayelerin bazıları, Mukaddes Türbe'nin Medya Bölümü personeli tarafından belgesel filmlere dönüştürüldü." Hamis açıklıyor: "El-Kefil Merkezi, Ebu Talib'in (a.s.) kişiliğini canlandıran ve 'deko-drama' yöntemiyle yönetilen 'Büyük Sahabi' filmini üretti. Ayrıca Hz. Hatice (a.s.) hakkında 'Kureyş'in Hanımefendisi' adlı film, Selman-ı Muhammedi'nin Yahudiler ve Mesih ile hikayesini anlatan film, Hz. Kasım'ın (a.s.) hayatını anlatan 'Eba Hamra' filmi ve birçok belgesel film üretildi."
Hamis devam ediyor: "Şu anda Müslim bin Akil (a.s.) filmi üretimi üzerinde çalışılıyor." Hamis sözlerini şöyle bitiriyor: "Kerbela'da bir sinema şehri kurmayı ve donatmayı hedefliyoruz."