Seyyid Safî: “Açıkça bize meydan okuyan bir tehlike ile yüzyüzeyiz. Bu durum, dinin; o sevgi ve barış yüklü, başkalarına saygı duyan ve onların kanını, malını ve ırzını koruyan gerçek ilkelerinin üzerinde durmaya çağırmaktadır”

Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbeleri tarafından Hz. İmam Huseyn’in, Kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas’ın ve Oğlu Hz. İmam Zeynelabidîn’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) mubarek doğumları yıldönümü münasebetiyle düzenlenen Uluslar arası Şahadetin Baharı Kültür Festivali başladı. Bu yıl 11.si düzenlenen festivalin görkemli açılış törenine; Irak’ın içinden ve dünyanın dört bir yanından gelen çok sayıda tanınmış din adamı, akademisyen, edebiyatçı ve entellektüelin Yüce Dini Merceiyet’in Irak’ı, halkını ve mukaddes değerlerini müdafaa çağrısına “Lebbeyk” diyerek gönüllü olan Haşd-i Şabî’nin (Halk Toplulukları gönüllülerinin) temsilcileri de yerini aldı.

22 Mayıs 2015 (3 Şaban 1436) Cuma günü Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın Ana Avlusu (Sahn-ı Şerîf’te) düzenlenen tören Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile başladı. Akabinde törenin açılış konuşmasını Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbelerini temsilen Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Genel Sekreteri Sn. Seyyid Ahmed Safî yaptı.Allah-u Teâlâ’ya hamd-u senâ edip Hz. Muhammed’e ve Ehlibeyti’ne (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) salât-u selâm getirdikten sonra konuklarını selamlayarak konuşmasına başlayan Seyyid Safî; konuşmasında üç ana hususa değindi.

Seyyid Safî’nin konuşmasında şunlar yer aldı.

“Birinci husus: Festival; düşünceler ve görüşler üzerinde çalışıp alıştığımız gibi güçlü bilimsel araştırmaları dinlemeye ve düşünce sahipleri, öncü ilim adamları ile aziz araştırmacılarla tanışmaya yönelik bir yıllık randevudur. Festival; dünyanın doğusundan, batısınsan, güneyinden ve kuzeyinden farklı renklerden, meşreplerden, mezheplerden ve dinlerden insanlarla Allah, Resûlu ve Ehlibeyti’ne (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) sevimli gelen kelâmlar etme fırsatı hazırlamıştır. Tüm şartlarda üzerine düşüp çok özen gösteriyoruz. Her ne kadar bazen koşullar olumlu olmasa da, düşünce ehli kardeşlerimiz ve konuklarımızla bağlar kurup ilerletmeyi arzuladığımız için tüm şartlarda bu toplanışı (düzenlemeye) çok özen gösteriyoruz.”

“İkinci husus: Açıkça bize meydan okuyan bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Bu da bölgenin tanıklık ettiği hızla gelişen olaylardır. Bu olaylar da din kisvesine bürünmüş bir şekilde gelişmekte ve dinin soylu ilkelerine, üstün bilişlerine ve övülmüş ilkelerine tehlike arz etmekte; bırakınız insani kanunları, orman kanunlarını bile yitirmiş çok çirkin ve acı dolu bir imaj sergilemektedir. Bu vahşiliği de gitgide artmaktadır. İşin garip tarafı bazı devlet ve hükümetler buna aleni bir şekilde, hiç utanmadan, siyasi şartlar bunu gerektiriyor bahanesiyle desteklemektedir. Vallahi, dinimizin nişanelerini karalayan bir siyasetin ne değeri vardır; bilemiyoruz!Şu siyasetçilerin hesaplarına göre dinden daha önemli olan gerekçe nedir? İki avuç hayali kazanç mı, yoksa insanların ve cinlerin şeytanlarına ortak olmak mı?! Kardeşlerim bizler geleceğimizi belirleyecek bir mesele ile karşı karşıyayız. Açık bir duruşumuz olmak zorundadır. Kınama ve bu türden terimlerin de bu yıkıcı düşünceleri reddetmeye yeterli olduğunu düşünmüyorum. Aksine, sorgulanılmalıdır. Bu sorguların soruları da cüretkardır. “Bunun arkasında kim var?”, “Bu işe yaramaz pislikleri, molozları kusup duran okullar nelerdir?”, “Din ile istedikleri gibi oyun oynayan görüş sahipleri kimdir?” “Kim?...” ve “Kiminle?” Azizler, bizler bugün dinin; sevgi ve barıştan başka bir şey taşımayan, başkalarını ve başka kanaatleri taşıyan kimsenin kanını, malını ve ırzını koruyan gerçek ve sapmaya uğramamış ilkelerinin üzerinde duralım (durmalıyız).Uzatıp durmak değil, sadece ve sadece vurguda bulunmak istiyoruz.Burada bulunan değerli konuklarda yeterince vizyon var ve onlar için bulanık durumda olan bir şey yok. Açık ve dürüst bir teşhise ve hem faydalı, hem de etkili bir çözüme ihtiyacımız var.Bizler nereye dönersek dönelim taraflarını birbirini un ufak etmeye çalıştığı çatışmalar görüyoruz. Bize kinle dolup taşan azılı düşmanımız ise bizi seyrediyor. Bu davet sadece düşünce ehline yöneltilmiş değildir; hükümetler de halklarına destek çıkmalı, köpekler gibi üzerlerine saldırıp hücum etmemelidir.”

“Üçüncü husus: Bizler sorumluluğumuzun bir parçası olarak şu an huzurunda toplanmış olduğumuz Hz. İmam Huseyn’i (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kurtarıcı ve doğru yola erdiren önder görüyoruz. Siz muhterem konukların da bildiği gibi Hz. Peygamber (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) hidayeti isteyenler için açık nişaneler ortaya koymuştur ki; kendisi Rahmet Peygamberi’dir. Hz. Huseyn’in, Ceddi Hz. Peygamber’in (Allah-u Teâlâ Onlara ve Pâk Ehlibeyt’in diğer bireylerine salât etsin) hadislerinden nasibi çoktur ki; O’nu (Hz. Huseyn’I Allah-u Teâlâ’nın salât-u selâmı üzerine olsun) sapmadan ve ayak kaymasından güvence kılmış; (işte böylesi) açık adreslerle (bu gerçeği beyan etmiştir): “Huseyn; hidayet feneri ve kurtuluş gemisidir”, “Hasan ve Huseyn, Cennet gençlerinin Efendileridir”, “Huseyn bendendir, Ben de Huseyn’denim”, “Huseynim’i seveni Allah sever”, “Şu iki oğlum dünyadaki reyhanelerimdir” ve daha En Mukaddes Peygamber’in O (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) dile getirdiği sözler. Ki O da “Heva üzere konuşmaz; ancak vahy üzere (konuşur)” Hiç kuşku yok ki, O ümmetinin özeni ve üzerine düşmesi büyüktür. Bu sebeple Hz. Huseyn’i (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bize nasıl zilletten ve aşağılanmaktan uzak güzel bir hayat yaşayacağımızı öğretirken görüyoruz. Bu yüzden ey azizler; düşünce ehli, delici görüşlerin ehli ve asalet ehlisiniz (bilirsiniz), bizler şöyle görüyoruz:Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) seslendirmiş olduğu hak yola geri dönüp işaretlerini, ön plana çıkan yönlerini ve çok sayıdaki yerini açığa çıkarmak; ümmeti sakinleştirip derin mirasına, o onunla izzet duyduğumuz köklü ve ölümsüz mirasına geri döndürmeye kefil olacak olan gerçek yoldur.Noksan sıfatlardan münezzeh olan Yüce Allah’tan Hz. Peygamber’in ve Ehlibeyti’nin bereketleri ve sizin varlığınız ile düşüncelerinizin bereketiyle; bu saygın ümmeti ait olduğu yere doğru götürüp onu her zaman hayrın, vefanın ve rahmetine önder kılmasını ve bizleri her zaman hidayet ve takva üzere buluşturmasını niyaz ederiz! Şüphesiz O Semî’dir, Mucîb’dir!”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: