“Bu çatışma bununla sınırlı kalmayacaktır, çok çok daha genişlemeye adaydır ve bu şer dolu karanlık yolu besleyip destekleyen taraflar onun ateşleriyle yanacaklardır.”

Şeyh Abdulmehdi Kerbelâî
Uluslar arası Şahadetin Baharı Kültür Festivali 26 Mayıs 2015 (7 Şaban 1436) Salı günü Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nda düzenlenen kapanış töreninin ardından sona erdi. Törende Mukaddes Hz.Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri’nin konuşmasını Mukaddes Hz.Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Genel Sekreteri Şeyh Abdulmehdî yaptı. Konuşmasının başında Allah-u Teâlâ’ya hamd edip konukları selamlayan Sn. Şeyh Abdulmehdî Kerbelâi şunları söyledi:

“Festivalin sayfalarının sonuncusunu çevirmek üzereyiz. Mubarek varlığınız ve festivalin Kur’ân, kültür ve şiir bölümlerine yaptığınız zenginleştirici katkılarınız bizi mutlu etmiştir. Değerli kardeş ve bacılarım; festivalin son durağında sizlere veda ediyoruz. Bu veda; kaynaştığımız ve mubarek varlığıyla bize sevinç yaşatan sizlerden ayrı kalacak olmanın üzüntüsünü taşımaktadır.Ancak ayrılık acısını hafifleten şey sizlerle bu seneden sonra da buluşma umudu taşıyor olmamızdır. Festivalin kapanış durağında şu hususları beyan etmek isteriz:”

“Birincisi: Kuşku ve vehmin bulutları ortadan kalktıktan sonra gerçekler açıkça ortaya çıkmıştır. Irak’ta ve bölgedeki ülkelerde yaşanan çatışmasının tabiatı ve neden bu bölgeye odaklanıldığı (net olmuştur). İslam aleminin kalbi konumunda olan ve halklarıyla, topraklarıyla, ülkeleriyle, bu ülkelerdeki ekonomik, askeri, kültürel ve coğrafi potansiyeliyle büyük güçleri bünyesinde barındıran bu bölgede neden çatışmaların odaklandığı, ateşinin bir ülkeden diğerine yayıldığı ve neden bizzat bu bölge olduğu, bu planların arkasında kimlerin durduğu ve bu tarafların gerçekleştirmeye çalıştığı hedeflerin doğası (çok açık bir hale gelmiştir).Bilinçli bir şekilde dinleyip (olanlara) kulak veren kimseler bu tarafların tekfirci çeteleri –DAİŞ’i (IŞİD, DAEŞ)- ondan önce de el-Kaide’yi nasıl kullandığını idrak etmişlerdir. DAİŞ çetelerinin rolü bitince de planlarını uygulatmak için başka ne isimler uyduracaklar bilmiyoruz artık…”

“İkincisi: Son yıllarda şiddetlenen çatışma her ne kadar dış görünüşüyle askerî ve siyasi olsa da; çoğu özünde düşünce, bilgi ve inanç kökenlerine dayalıdır. (Sözünü ettiğimiz) şu taraflar da eğer İslami düşünce sistemi içerisinde yer almış bilgi ve düşünce sapkınlıklarında aradığını bulmasaydı global olan bir çatışmayı İslam ülkeleri içerisindeki çatışmaya dönüştürmeyi başaramazdı. Böylelikle çatışma askeri ve siyasi bir hal aldı. Birbiriyle çatışan iki söylem ve iki yol artık açığa çıkmıştır. Biri karanlığı, kini, dışlayıcılığı ve başkası ne olursa olsun onu reddetmeyi temsil etmekte ve insanı yok etmek için en iğrenç yolları kullanmaktadır. Sadece insan da değil, cansızlar bile insan kültürü ve uygarlığını yansıttığı için (elinden kurtulamamıştır).”

“Bu iki yol; Yezid ve takipçilerinin yolu ile Muhammedî İslam’ın bekasını temsil edip ona ruh üfleyen ve Yezid ile Cahili takipçileri tarafından öldürülüp ortadan kaldırılmaya çalışılan Hz. Huseyn’in (O'na selâm olsun) yoludur. Varmak istediğimiz nokta şudur: Bizler daha önce Irak’ta bu çatışma ülke içerisinde odaklanmış olduğu ve halkı bu karanlık yol ile mücadele ettiği dönemde uyarıda bulunmuştuk. Bu çatışmanın Irak ile kısıtlı kalmayacağı, başka ülkelere ve halklara uzanacağına karşı uyarmıştık. Ancak bunu idrak edip inanan az oldu. İşte yıllar ve günler bu uyarının doğruluğunu kanıtladı. Bu minberden diyoruz ki: “Bu çatışma bununla sınırla kalmayacaktır, çok çok daha genişlemeye adaydır ve bu şer dolu karanlık yolu besleyip destekleyen ve yardım eden taraflar onun ateşleriyle yanacaklardır.”

“Çatışmanın şiddetlenmesi, alanının genişlemesi ve kökenlerinin tabiatı ile köklerinin ortaya çıkışı başkalarını bilinçlendirmenin en üstün ve en başarılı metodunu seçmemizi gerektirmektedir. Bu da onları Huseynî ilkeler ile tanıştırıp (global) dünyanını tümüne hitap ettiğini kendilerine açıklamakla olur. Hz. Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Davası’nın boyutları ve ufku ne dardır,ne de bu halklarla ve bu ülkelerle de kısıtlıdır; insanlığın ta en ücra köşesine kadar uzanmaktadır.Üzerimize düşen daha geniş ve daha hoşgörülü bir uzaya açılmaktır; başka halklara,diğer toplumlara ve fıtratı, mantığı ve insaniyeti açısından Hz. Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Davasıyla uyumlu olan başka başka kültürlere uzanmaktır.”


“Buradan yola çıkarak kapanış konuşmasında tüm değerli kardeşlerimizden umudumuz; bu festivalde ve başka festivallerde ortaya koyacakları kültür, kavram, şiir, makale ve araştırmaların bu ilkelerin globalliği (tüm dünyaya hitap etmesi) üzerine odaklanmış olması ve dünyadaki tüm halklara bu ilkelerin insanın aklına yatkın, fıtratına uygun ve insaniyeti ile uyumlu olduğunu aktarmaya çalışmalarıdır. İhtiyaç duyduğumuz ama ihtiyacı dar bir perspektifi karşılayan, önemi olan ama sadece belli kesimleri kapsayan ve Huseynî devrimin tüm dünyaya hitap eden çerçevesinin dışında kalan tezlerden uzak durmalarını (temenni ederiz). Malum tehlikelerle karşı karşıyayız; hem fıtrata, hem akla yatkın oluşu yönüyle tüm dünya devletleri halklarınca benimsenen prensipler ile tutarlı olan (Huseynî Devrim’in) ilkelerine odaklanmaya ihtiyacımız var.”

“Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri Genel Sekreterlikleri burada bulunan tüm kardeş ve bacılarımıza teşekkür, takdir ve övgülerini takdim etmekte; medya organlarından uydu kanallarına ve muhtelif devlet kurumlarına kadar bu festival katkı sağlayan herkese teşekkür etmektedir. Genel Sekreterlikler ayrıca; organizasyon komitesine ve festivalin çıtasını daha yukarı çekip Huseynî Devrim’in ilkelerinin global oluşu üzerine kurulu hedeflerini gerçekleştirmek için kararlılıkla, gecesini gündüzüne katarak çalışan tüm komitelere özel olarak teşekkür eder.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: