İnsanlar içinde huyu, ahlakı ve konuşmasıyla Hz. Resûlullah’a (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) en çok benzeyen gencin doğum günü...

Aşura olayının en unutulmaz ve en çok anlatılan anlarından biri de şudur:

Hz.Ali Ekber, Hz. İmam Huseyn’den (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) savaş meydanına inmek üzere izin almak için öne çıkınca Babası (Allah'ın selâmı üzerine olsun) geciktirmeden izin verdi. Sonra ona umutsuz bir bakış ile baktı, gözleri çözüldü ve Allah-u Teâlâ’ya hüznünü sergileyerek yanık bir kalple ağlamaya başladı. Yüzünü semaya kaldırıp şöyle buyurdu: “Allah’ım şunlara şahit ol; onların karşısına savaşmak üzere görünüşü (huyu), ahlakı ve mantığı (konuşmasıyla) senin Resûlun Muhammed’e (Allah-u Teâlâ O'na ve Ehlibeyti’ne salât etsin) en çok benzeyen kimse çıkmıştır. Biz Senin Peygamberin’i görmeyi özlediğimizde ona bakardık. Allah’ım yeryüzünün bereketlerini onlardan alıkoy, onların arasına (onları fırka fırka ayıracak bir) tefrika düşür, onları paramparça et, darmadağınık gruplar haline getir, yöneticilerini de asla onlardan hoşnut kılma! Bizi, bize yardım edeceklerini söyleyip davet ettiler; (icabet edince de) düşman kesilip bize karşı savaşıyorlar!”

11 Şaban işte bu emsalsiz kahramanın, Alevî hanedanın ve Huseynî yuvanın nur dolu yıldızı; Hz. Ali Ekber’in yani Hz. Ali bin Huseyn (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) dünyayı şereflendirdiği mubarek gündür.

O Ebu Taliboğlu Ali’nin oğlu Huseyn’in oğlu Ali’dir (Allah'ın selâmı hepsine olsun). Künyesi ise: “Ebul Hasan”dır. Annesi: Sakafî (Sakîfoğulları kabilesine mensup) Mesûd oğlu Urve’nin kızı Leyla’dır. 11 Şaban gününde dünyayı nurlandırmıştır. Ömr-ü şerîfi hakkında ihtilaf vardır. 18 denmiştir. Şeyh Mufîd “İrşad” adlı eserinde 19 yaşında olduğunu demiştir. 25 olduğunu da diyenler olmuştur. Bu farklılığın sebebi O’nun mu yoksa Hz. İmam Seccad’ın (Allah'ın selâmı ikisine de olsun) mı büyük olduğu konusundaki görüş ayrılığıdır. II. Müceddid-i Şirazî Hz. İmam Seccad (Allah'ın selâmı üzerine olsun) daha büyüktür demiştir.

(Allah'ın selâmı üzerine olsun) çok yakışıklıydı. Konuşmasından düşünüş şekline, görünüşünden huyuna kadar insanlar içinde Hz. Resûlullah’a (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) en çok benzeyen kimseydi. Şecaatini Müminlerin Emîri’nden (Allah'ın selâmı üzerine olsun) miras almıştı; savaşlarda biraz olsun dahi korkmadan atılır ve son derece cesurca çarpışırdı. Her türden övülen ve sevilen sıfatlarla vasfedilirdi. Bununla ilgili olarak Ebulferec Muğîre’den şöyle nakletmiştir: Muaviye “Bu işte (Hilafette) en çok hak sahibi olan kimdir?” dedi. “Sen” dediler. “Hayır. Bu işte en çok hak sahibi olan Ebu Talib oğlu Ali oğlu Huseyn’in oğlu Ali’dir. Ceddi Resûlullah’tır ve O’nda hem Haşimoğulları’nın şecaati,hem Umeyyeoğulları’nın cömertliği, hem de Sakîf’in ışıltısı (göz alıcı heybeti) vardır.”

“Ekber” yani “daha büyük olan” lakabıyla anılmıştır. Çünkü Hz. İmam Zeynelabidîn’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun) daha büyüktür. Nitekim Hz. İmam Zeynelabidîn (Allah'ın selâmı üzerine olsun), İbn-i Ziyad denen melun ona “Allah Ali’yi öldürmedi mi?” diye sorunca: “Benden daha büyük bir kardeşim vardı ve adı Ali’ydi. O’nu öldürdünüz” demiştir.Bazı tarihçiler, siyerciler ve hadisçiler Hz. İmam Seccad’ı (Allah'ın selâmı üzerine olsun) “Asgar/daha küçük olan” ve Kerbelâ Şehîdi Ağabeyi’ni (Allah'ın selâmı üzerine olsun) “Ekber/daha büyük olan” olarak tanımlamışlardır.

Tıpkı pâk ataları gibi zühd, ibadet, misafirperverlik, fakirleri besleme, konuklarını ağırlama gibi üstün ahlakı ve üstün cömertliği ile tanınmıştır.

Aşura gününde Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hane halkından ve hanımlarından başka kimse kalmayınca Hz.Ali Ekber (Allah'ın selâmı üzerine olsun) öne çıktı. “Cenah” adında bir ata binmişti. Babası’ndan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) izin istedi. Babası (Allah'ın selâmı üzerine olsun) geciktirmeden izin verdi. Sonra da ondan umudunu yitirmiş bir bakışla ona baktı. Gözleri çözüldü ve ağlayarak şöyle dedi: “Allah’ım onların aleyhine (ve her yaptıklarına) sen şahit ol! Karşılarına ilkati, ahlakı ve konuşmasıyla insanlar içinde senin Resûlun’e en çok benzeyen kimse (onlarla savaşmak üzere) çıkmıştır!”

Hz. Ali Ekber (Allah'ın selâmı üzerine olsun) de son hızla atını mahmuzladı ve üzerlerine doğru en şiddetli şekilde hücum etti. Savaşırken recez (kısa savaş şiiri) okuyor ve şöyle diyordu:

Ali oğlu Huseyn oğlu Ali’yim ben;
Ceddim Peygamber’in cemaatinden!
Kabe’ye yemin olsun Peygamber’e biz yakınız herkesten
Tallahi hükmedemez bize haramzade!
Size kılıçla vurur, babamı korurum!
Kureyşli, Alevî, Yesrib’li,
Haşimî Âl-i beyt gencinin saplayışıyla;
Eğilip kırılıncaya kadar,
Mızrağımı size saplarım!


Selâm olsun Sana Allah Resûlu’nun evlâdı!
Selâm olsun Sana Allah’ın Peygamberi’nin evladı!
Selâm olsun Sana Ey Müminlerin Emîri’nin evladı!
Selâm olsun Sana Şehîd Huseyn’in evladı!
Selâm olsun Sana Ey Şehîd!
Selâm olsun Sana Ey Mazlum oğlu Mazlum!
Allah lanet etsin Seni katleden ümmete!
Allah lanet etsin Sana zulmeden ümmete!
Allah lanet etsin onu (zulme uğradığını ve katledildiğini) işitip gönlü razı olan kimseye!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: