“Kerîm-i Ehlibeyt” Hz. İmam Hasan’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) doğum günü, kardeşleri Hz. İmam Huseyn’in ve Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) yanı başında yâd edildi

Uluslar arası El-Kefîl Ağı olarak, “Kerîm-i Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun)” Hz. İmam Hasan-ı Mucteba’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mubarek doğum yıldönümü münasebetiyle; başta Çağımızın İmamı Hz. İmam Mehdî (Allah'ın selâmı üzerine olsun ve pek mubarek çıkışını yakınlaştırsın) olmak üzere yüce ulemamıza ve İslam ümmetine tebrik eder, Yüce Allah’tan, İslam ve insanlık düşmanı tekfirci DAİŞ (DAEŞ, IŞİD) terör çetelerine karşı Irak güvenlik güçleri ve Haşd-i Şabî’yi muzaffer kılmasını niyaz ederiz!

Mubarek münasebet sebebiyle Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi, ana avlusundan (Sahn-ı Şerîf) başlayarak tüm koridorlarına kadar çiçekler, süsler ve Hz. İmam Hasan’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) makamını beyan eden tabelalarla süslendi.

Hz. İmam Hasan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Hicretin 3. Senesinde mubarek Ramazan ayının on beşinci gününde, Medine-i Münevvere’de, Nübuvvet Hanedanı Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) kucağında dünyayı şereflendirmiştir.Tarif edilemez keremi ve cömertliği ile bilinmiştir. O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) için mal mülk; çıplakları giydirmek, yardıma muhtaçların yardımına koşmak, başkasının borcunu kapatmak, açları doyurmak vb şeyleri yapmanın aracıydı.Bu noktadan dolayı Kerîm-i Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) yani “Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) Kerîm’i, Cömerti” olarak bilindi. Üç defa malının yarısını Allah için bağışladı. Hatta bunun da ötesine geçerek iki defa tüm malını Allah için bağışlayıp kendisi için hiçbir şey bırakmadı. Tıpkı Ceddi Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) gibiydi. Hiç fakir olma korkusu ya da çekincesi olmadan bağışta bulunurdu. Yüce Rabbimiz’in haklarında “ Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir” buyurduğu Muhammedî Hanedân’ın evladı olan Hz. İmam Hasan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) her daim meyvesini veren bir şecereden gelmiştir. Keremde bulunmak O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) huyudur.Bu kerem dolu tabiatından; kendisinden bir şey isteyecek olan kimsenin yüzünde istekte bulunmanın zilletini görmemek için o daha istemeden verirdi.

Dünyayı şereflendirişi…

Sevde b. Serc bir rivayette Hz. İmam Hasan’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) mubarek doğumunu şöyle anlatıyor: “Fatıma Zehra’yı (O'na selâm olsun) doğum sancısı tutunca yanında olanlardan biriydim. Bunun üzerine Resulullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) bize geldi ve “Kızıma feda olayım!” dedi. Biz de “(Doğurmak için) uğraşıyor” dedik. “Doğurduğu zaman benden izin almadan bişey yapma!” dedi. Onu (Hz. İmam Hasan’ı -Allah'ın selâmı üzerine olsun) doğurunca göbek bağını kesip sarı bir bezle onu sardım. Bunun üzerine Resulullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) geldi ve “Kızıma feda olayım; durumu ne, o nasıl?” dedi. Ben de “Ey Allah’ın Resûlü; bir oğlan doğurdu.” deyip ne yaptığımı anlattım. “Bana karşı geldin?!” dedi. Ben de “Allah’a ve Allah’a Resûlüne karşı gelmekten Allah’a sığınırım. Kimse bunu yapmaya başlamadığı için göbek bağını kestim Ey Allah’ın Resûlü.” O da “O’nu bana getir” dedi. O’nu (Hz. İmam Hasan’ı - Allah'ın selâmı üzerine olsun) getirince sarı bezi atıp O’nu beyaz bir bez ile sardı. Sonra mubarek ağız suyunu O’nun ağzına döktü. Sonra “Bana Ali’yi çağır” dedi.Ben de çağırdım. ( Hz.İmam Ali-Allah'ın selâmı üzerine olsun) gelince O’na “O’na ne ad verdin ya Ali?” diye sordu. O da “Cafer adını verdim” dedi. (Hz. Peygamber Efendimiz Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) de “Hayır O Hasan’dır, O’ndan sonraki de Huseyn’dir. Sen de ya Ali; “Ebul Hasan-i vel Huseyn”sin (Hasan ve Huseyn’in babasısın)” dedi.

Hz. İmam Ali’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: “Fatıma’nın doğum yapma vakti gelince Peygamber (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât-u selâm etsin) Esma bint-i Umeys’e ve Ümm-ü Seleme’ye “O’nu hazırlayınız. Oğlu doğup çığlık atmaya başlayınca sağ kulağına ezan ve sol kulağına da kamet okuyunuz. Bunun gibi (yeni doğmuş olup) da böyle yapılan (bebek) kesinlikle Şeytan’dan korunacaktır” dedi. (Bebek) yedinci gününe geldiğinde Peygamber (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât-u selâm etsin) ona Hasan adını verdi.

Ümm-ü Fazl’dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: “(Rüyamda) Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât-u selâm etsin) organlarından birinin evimde olduğunu görünce çok korktum ve Resûlullah’a (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) gelip bunu anlattım. “(Bu gördüğün) hayırdır; Fatıma bir oğlan doğuracak ve sen de oğluna verdiğin sütle (onun emzirilmesini) üstleneceksin” dedi. (Fatıma) da Hasan’ı doğurdu ve bana verdi. Ben de O’nu, o hareket edinceye kadar emzirip sonra sütten kestim.”

Keskin zekasından…

Hz. İmam Hasan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) keskin zekası ile bilinmiştir. Rivayetlerde O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) daha henüz yedi ya da sekiz yaşındayken Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) oturumlarına katıldığı, Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) hutbelerini ve henüz inen Kur’ân-i Kerîm ayetlerini dinlediği, sonra da pâk validesi Hz. Fatıma Zehra’ya (Allah'ın selâmı üzerine olsun) giderek hepsini, tek bir harf dahi eksiltip azaltmadan naklettiği anlatılmaktadır. Keremin Efendisi olan Babası Hz. İmam Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) eve döndüğü aman zevcesi Hz. Fatıma’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hz. Peygamber’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ne dediğini tamamen bildiğini görür ve nerden duyduğunu sorunca da “Oğlun Hasan’dan” cevabını alırdı.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: