Hz. İmam Sadık (Allah'ın selâmı üzerine olsun), bir yol ve bir kimlik….

Hz. İmam Cafer-i Sadık (Allah'ın selâmı üzerine olsun), H.83 senesinde 17 Rebîulevvel gününde Medîne-i Münevvere’de dünyayı şereflendirdi. Dedesi Hz. İmam Zeynelâbidîn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dönemine yetişti. Babası Hz. İmam Bâkır’ın(Allah'ın selâmı üzerine olsun) elinde büyüdü. Gerçek İslam akaidi, şeriatı ve marifetleri (bilişlerini) de dahil olmak üzere tüm ilimleri O’ndan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) miras aldı. Dedesi Hz. İmam Ali b. Huseyn (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) döneminin on iki yılını görmüş, daha sonra babası Hz. İmam Bâkır’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) on dokuz yıllık imamet dönemini yaşamış ve akabinde kendi mubarek vazifesi otuz dört yıl sürmüştür. İmameti döneminde İbrahim b. Velîd, Mervân-ı Himâr (Mervan b. Muhammed) isimli Emevîler yöneticilik yapmış sonra da H.130 senesinde Ebu Muslim Horasanî Abbasî devrimini yapmış, ondan sonra Ebul-Abbas Seffâh dört yıl dört ay ve ondan sonra da kardeşi, Ebû Cafer-i Mansûr olarak bilinen Abdullah yirmi bir yıl on bir ay ve birkaç gün boyunca yöneticilik yapmıştır.

Hz. İmam Sâdık (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kendisinden önceki Pâk ataları ile birlikte, parçaları birbiri ile bağlantılı tam ve eksiksiz bir halka oluşturmuştur. Tüm parçaların hedefi ortak olmakla birlikte şartlar doğrultusunda yapılan vazife değişik olmuştur. Bu marifetin hakikatine dair Hz. İmam Sâdık (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bizzat kendisi şöyle buyurmuştur:

“Anlattığım (hadîsim) babamın anlattığı(hadîsi), babamın anlattığı da dedemin anlattığı, dedemin anlattığı da Huseyn’in anlattığı, Huseyn’in hadîsi anlattığı da Hasan’ın anlattığı, Hasan’ın anlattığı da Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) hadîsidi (anlattığıdır). Müminlerin Emîri’nin hadîsi de Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) hadîsidir. Resûlullah’ın hadîsi de Allah’ın (Azze ve Celle) hadîsidir (anlattığıdır).”

Hz. İmam Sâdık (Allah'ın selâmı üzerine olsun) İslam’ı; tam Hz. Resûlullah’a (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) indiği şekliyle, tüm asilliği ve saflığıyla taşımış ve aktarmıştır. Bu yüzden dört bir yandan alimler, onun ilminden ve faziletlerinden yararlanmak için bulunduğu yere akın ederlerdi. Talebeleri binlerle ifade edilmiştir. Bunlardan biri Numan-ı Ebû Hanîfe’dir ve şöyle itiraf etmektedir: “(O’ndan eğitim gördüğü) o iki sene olmasaydı; Numan helâk olurdu.” Hatta tarihin de aktardığı gibi; İslami mezheplerin kahir ekseriyeti Hz. İmam Sadık’tan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) eğitim gören fıkıhçılar tarafından kurulmuştur.Ancak Müslümanlar; fakîhlerin ve alimlerin üstadı, Masum İmam Hz. İmam Cafer-i Sâdık’ı (Allah'ın selâmı üzerine olsun) duruken O’nu bir kenara bırakıp fıkıhçıları mezheplerinin imamı edindiler ve onların peşine takıldılar. Tabii ki ne bunun Hz. İmam Sâdık’a (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bir zararı oldu,ne de Allah katındaki makamını alçalttı. Zararlı çıkan; hazinelerle dolu böylesine paha biçilemez bir değerin bereketlerinden, ilminden ve hayırlarından kendi eliyle kendini mahrum bırakan Müslümanlar oldu…

İşte değerli okuyucu; sana Malîkî mezhebinin kurucusu ve önderi Malik bin Enes’ten bir alıntı:

Bize bunu nakleden de Masum Ehlibeyt’e (Allah'ın selâmı hepsine olsun) kini ile meşhur İbn-i Teymiyye. Et-Tevessul vel Vesîle (Tevessül ve Vesîle) kitabının 52. Sayfasında şöyle diyor.

“Malik bin Enes diyor ki: “Sadık” (lakaplı) Cafer b. Muhammed’i çok güleryüzlü görürdüm. O’nun yanında Peygamber anıldığı vakit rengi sararırdı. Resûlullah’tan birşey anlatacağı zaman mutlaka abdestli olurdu. Uzunca bir zaman boyunca yanına gidip gelirdim. O’nu üç şeyi yapmanın dışında başka bir halde görmezdim: Ya namaz kılıyor olurdu, ya oruçlu olurdu ya da Kur’ân okuyordu. Allah-u Teâlâ’dan korkan abid (çokça ibadet eden) alimlerdendi.”

Malikîlerin önderi Enes b. Malik “Uzunca bir zaman boyunca yanına gidip gelirdim” gittiğini söylüyor. Yani Hz. İmam Sâdık’tan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) eğitim gördüğünü kendisi söylüyor. Gerçekten de Hz. İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dönemi düşünce ve siyasette kalkınma yaşanan bir çağdı.

Hz. İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Hak Rabbanî İmam vazifesi, Babası Hz. İmam Bâkır’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) H. 114 senesindeki şahadetinden H. 148 senesinde vuku bulan kendi şahadeti faciasına kadar yaklaşık otuz dört yıl boyunca sürdü.

Tüm emeğini gerçek İslam’ın düşünce, akaid, fıkıh, akıl ve ahlaka dair temellerini inşa etmeye ayırdı. Hz. İmam Sâdık’tan (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurduğu naklolunmuştur: “Bizim üzerimize düşen ancak size kökleri (temelleri) atmaktır,sizin üzerinize düşen ise dallardır (branşlar, teferruatlardır).” Bugüne kadar alimler, fakihler, çağımızın Müslüman filozofları ile diğerleri; Hz. İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) depolamış olduğu engin biliş ve bilim stoğuna dayanmaktadır. O çağın en ön plana çıkan yönlerinden biri insanların tür, kültür, uygarlık ve düşünce açısından çeşitlilenmeye başlamış oluşudur. Özellikle de İslami fetihlerin ardından kültür ve edebiyat çeşitliliği ortaya çıkmış, Müslümanlar ile gayrimüslümanlar arasında karşılıklı kitap çevirileri başlamıştır.

Hz. İmam Sadık (Allah'ın selâmı üzerine olsun) da bu noktada fikri ve ilmi enerjisini, Abbasîlerin o dönemde düşünce alanında yayılmasına izin verdiği kültür ve düşünce işgali ile yüzleşmeye harcıyordu.Bunlardan biri zındık (ateist) akımlardu. O çağ tarihçiler arasında zındıkların çağı olması ile meşhurdur.

Tarih, İslam’ın düşüncesine zıt düşünceler ile Hz. İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yaptığı fikri ve felsefî diyalogları belgelemiş ve Hz. İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) düşünme ve tartışma yoluyla tüm o akımların hepsine karşı nasıl galip gelmeyi başardığını bizlere anlatmaktadır. Gerçekten de Hz. İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kendi dönemine gerçekleştirdikleri sayesinde bugün bize hak din ulaşmış ve Masum Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) ile izlerinden gidenlerin temsil ettiği hak mezhebin düşüncesi bizlere kadar gelmiştir.

Âlemlerin tümünde Sana selâm olsun ey Hz. İmam Cafer-i Sâdık!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: