Hz. Fatıma-ı Masûme’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dünyayı şereflendirişine dair…

Hicri 137 senesi Zilkade ayının ilk gününde Nebevî Hanedân Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) yeni bir dalı Medîne-i Münevvere’de dünyayı şereflendirdi: Hz. İmam Musa Kâzım’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kızı Seyyide Fatıma veya Dedesi Hz. İmam Cafer-i Sadık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) o doğmadan önce verdiği lakabı ile söylersek “Masume”…

Seyyide Masuma kardeşi Hz. İmam Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) gözetiminde büyüdü. Çünkü Abbasî Harun, Babası Hz. İmam Musa Kâzım’ı (Allah'ın selâmı üzerine olsun) zindana atmış ve sonrasında da H. 183 senesinde O’nu zehirletip şehîd etmişti. Bu yüzden kardeşleri ve bacıları ile birlikte Hz. İmam Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) himayesinde büyüdü. Bazı rivayetlerde O’na “Masume” lakabını verenin Hz. İmam Ali Rıza (Allah'ın selâmı üzerine olsun) olduğu söylenmiştir. Aynı şekilde bazı rivayetlerde O’na, Dedesi Hz. İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) “Kerîmetu Ehlilbeyt – Ehlibeyt’in Kerîmesi” lakabını verdiği söylenmiştir.

Dönemin Abbasi yöneticisi Memun, Hz. İmam Rıza’yı (Allah’ın selâmı üzerine olsun) Horasan’a götürdüğü zaman Seyyide Masume’yi (Allah’ın selâmı üzerine olsun) (ve Hz.İmam Rıza’nın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) himayesi altındaki Ebu Taliboğulları hanedanını da aynı şekilde) Hz. İmam Rıza’ya (Allah’ın selâmı üzerine olsun) neler olacağına dair şiddetli bir endişe sarmıştı. Zira Hz.İmam Rıza (Allah’ın selâmı üzerine olsun) bacısına Tus yolculuğunda şehîd olacağını önceden haber vermişti. Seyyide Masume (Allah’ın selâmı üzerine olsun) de bunun üzerine yolculuk hazırlıklarına başlayarak Hz. İmam Rıza’nın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) izini sürmeye başladı. Hz. İmam Rıza’yı (Allah’ın selâmı üzerine olsun) canlı görebilmeyi umuyordu. Ancak yolculuğun çilesi ve yorgunluğuna alışık olmadığından yolculuk esnasında hastalandı ve daha fazla devam edemedi. Hastalığı şiddetlendi ve kendisini yatağa mahkum etti. Artık neredeyse bir deri bir kemik hale gelmişti. Kum kenti ile arasındaki mesafeyi sordu.O sırada Sawe adlı şehirdeydi.10 fersah yani yaklaşık olarak 70 km olduğunu söylediler. O da Kum kentine ulaştırılmasını emretti. Onlar da O’nu hasta halde Kum kentine ulaştırdılar. Vardığında Kum kentinin eşrafı kendisini karşıladı. Başlarında da Musa bin Hazrec bin Sa’d el Eş’arî bulunuyordu. Kendisini evinde misafir etti. Seyyide Masume (Allah’ın selâmı üzerine olsun) on yedi gün sonra vefat edinceye dek orada kaldı. Hazrec Eş’arî O’nun (Allah’ın selâmı üzerine olsun) gülsünü ve kefeninin yapılmasını emrettikten sonra cenaze namazını kıldırıp kendine ait bir arazide defnetti. Nitekim orası da şu an Seyyide Masume’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) medfun olduğu yerdir. Definden sonra kabrinin üzerine hasırdan bir gölgelik yapılmasını emretti. Seyyide Masume’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) mubarek kabri; Hz. İmam Muhammed Cevâd’ın kızı Seyyide Zeyneb (Allah’ın selâmı üzerlerine olsun) üzerine bir kubbe yaptırıncaya kadar aynı hal üzere kaldı.

Seyyide Masume (Allah’ın selâmı üzerine olsun) H.201 senesinde Rebiûlâhir ayının onuncu gününde vefat etmişlerdir. Mukaddes Kum kentinde defnolunmuştur. Çok sayıda kerameti bulunmakta ve bunların bir kısmı “Keramatun Masumiyye” adlı kitapta anlatılmıştır. Hz. Fatıma Masume’nin ya da diğer adıyla Seyyide Masume’nin (Allah’ın selâmı üzerine olsun) ziyareti de çok faziletli bir amel olup karşılığında büyük bir ecir vardır. Mesela hadislerde şöyle geçmiştir:

1- Sa’d bin Said, Ebî Hasan Hz. İmam Rıza’dan (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle nakletmektedir: “O’na Hz. Musa bin Cafer’in kızı Fatıma’nın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) kabrini sordum. Şöyle buyurdu:

“O’nu ziyaret eden kimseye cennet vardır.”

2- Hz. İmam Cevâd (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurmuştur:

“Kum’daki halamı ziyaret eden kimseye cennet vardır.”

3- Sa’d, Hz.İmam Rıza’nın (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurduğunu naklediyor:

“Ey Sa’d, sizde bize ait bir kabir vardır” buyurdular.Ben de “Size feda olayım, Fatıma bint-i Musa mı?” diye sordum.
Şöyle buyurdu:

“Evet; O’nu hakkıyla tanıyıp ziyaret eden kimseye cennet vardır!”

4- Hz. İmam Sadık (Allah’ın selâmı üzerine olsun) şöyle buyurmuştur:

“Allah için bir harem (kutsal bölge) vardır; O da Mekke’dir. Hz. Resûl için de (Sallallahu Aleyhi we Âlihi) bir Harem vardır; O da Medîne’dir. Müminlerin Emîri (Allah’ın selâmı üzerine olsun) için de bir harem vardır; O da Kûfe’dir. Bizler için Kum kentinde de bir harem vardır. Orada Fatıma ismi ile isimlendirilecek bir evladım defnolunacaktır. O’nu ziyaret eden kimseye cennet farz olur.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: