“Lebbeyke Ya Huseyn” derken ne kadar samimiyiz? Bunun ölçütü nedir?

“Lebbeyke Ya Huseyn” şiarının Huseynî çağımızın şiarı olduğu aşikârdır. Ne zaman bir yerde Huseynî çağrı yükselse, hemen cân-ı gönülden bu çağrıya icabet eden bu şiarın yükseldiğine tanıklık etmekteyiz. Çünkü “Lebbeyke Ya Huseyn” ya da Türkçe söylersek “Emrindeyiz Ya Huseyn” Hz. Huseyn’in (O'na selâm olsun) yıllar önce yapmış olduğu “Yok mu yardım edecek kimse” çağrısının cevaptır. Bu yüzden bu çağrıyı ne zaman duysak; her birimiz kalbinin en derinliklerinden ve hiçbir tereddüt duymaksızın “Lebbeyke Ya Huseyn” diye cevap vermektedir.

İşte bu noktada şu soru akla geliyor: Acaba biz bu Rabbanî icabetin, bu mukaddes cevabın gerçekten ne anlama geldiğini biliyor muyuz peki?

Bu soruya cevap vermek için Huseynî şiarları dile getirirken doğru söyleyip söylememenin ölçütü nedir, doğru söylüyorsak bunun yansıması nedir; onu bilmek lazım.

9 Muharrem 1437 (23 Ekim 2015) Cuma günü Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nda Sn. Şeyh Abdulmehdî Kerbelâi tarafından kıldırılan Cuma namazının ilk hutbesinde bununla ilgili olarak şöyle geçmiştir:

bu ağlayışımızda ve sık sık tekrarladığımız şiarımızı “Lebbeyke Ya Huseyn/Emrindeyiz Ya Huseyn” söylerken aslında ne kadar doğru söylediğimize bakalım. Bu cevabımız (Emrindeyiz Ya Huseyn) ne kadar muazzam bir cümle! Dile getirdiğimiz şiarlar ne kadar büyük! Ancak bunların hayatımızın her köşesinde, kültürümüzde, geleneklerinde, gündelik muamelelerimizde ve davranışlarımızda, duruşlarımızda uygulanmaya ihtiyacı var. Söylediklerimiz ve Hz. İmam Huseyn’e (O'na selâm olsun) ağlayışımız ile yaptıklarımız arasında örtüşme olması zorunludur. Peki bunun ne düzeyde doğru olduğunu nasıl bileceğiz? Ey kardeş ve bacılarım; ne düzeyde doğru söylediğimizi anlamamızı sağlayacak üç ilke vardır:

Öncelikle bu şiarların ne anlama geldiğini, Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) bizden ne istediğini çok iyi anlayıp idrak etmemiz lazım. Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) bizden istediklerinin farkında ve bunlara dikkat etmiş olmalıyız. “Keşke sizinle olsaydım da yüce bir zafer kazansaydım” ibaresinin ne anlama geldiğini iyi anlamamız lazım. “Sizinleyim sizinle, sizin düşmanınızla değil” ifadesi ne demektir? Bunu sadece dil ile söylemek yeter mi? Bunların ne anlama geldiğini iyi anlamamız lazım.

İkincisi: Bu şiarları gerçekten hayatımıza uygulamalı ve somutlaştırmalıyız…

Üçüncüsü: Bu şiarları hayatımıza uygulamada ihlaslı olmalıyız. (Samimi bir şekilde içten ve başka amaçlar gütmeden hayatımıza geçirmeliyiz)
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: