Sakîfe entrikasından Aşûra devrimine Hz. İmam Hasan’ın (O'na selâm olsun) mazlumiyeti...

  1. 50 senesinin Safer ayının 7. gününde sözleri aciz bırakan felaket vukû buldu. Muaviye b. Ebu Sufyan’ın yürüttüğü bir komplonun sonucunda Allah-u Teâlâ’nın yeryüzündeki halîfesi Hz. İmam Hasan-ı Muctebâ (O'na selâm olsun) , eşlerinden biri olan Eşas kızı Cûde’nin eliyle zehirletildi ve şehîd oldu. Muaviye Mervan b. Hakem’i Cude’yi Hz. İmam Hasan’ı (O'na selâm olsun) zehirletmeye ikna etmek için yolladı. O da süte zehri koydu. O gün ciğer kavuracak denli sıcak bir gündü ve Hz. İmam Hasan (O'na selâm olsun) oruçluydu. Orucunu tamamlayıp iftar edeceği sırada ona zehirli sütü verdi. Hz. İmam (O'na selâm olsun) şehîd olduktan sonra da Muaviye Cude’yi Yezîd ile evlendirdi ve ona yüz bin dirhem verdi. Hz. İmam Hasan (O'na selâm olsun) şehîd olduğu sırada kırk yedi yaşındaydı.

Hz. İmam Cafer-i Sâdık (O'na selâm olsun) şöyle buyurmuştur: “Eşâs Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) kanına (kanının dökülmesine) ortaktır; onun kızı da Hasan’ı zehirletmiş ve oğlu Muhammed de Huseyn’in (O'na selâm olsun) kanına ortak olmuştur.”

Böylece Muaviye’nin istediği oldu; Hz. İmam Hasan-ı Muctebâ (O'na selâm olsun) şehîd olmuştu. H. 50 senesiydi. Bazıları da H. 47 senesinde facianın yaşandığını söylemiştir.

Hz. İmam Hasan (O'na selâm olsun) can vermek üzere olduğu sırada şöyle buyurmuştur: “İşte O’nun (Muaviye’nin) içirttiği (zehir her yanımı) sarmış ve arzusuna erişmiştir. Vallahi o ne verdiği vaade vefa etmiştir, ne de söylediği söze sadık kalmıştır.”

Ardından Mervan’ın zehirli planın uygulandığına dair mektubu Muaviye’ye ulaştı. Mektubu okuyan Muaviye kendini tutamadı ve Hz. İmam Hasan’ın (O'na selâm olsun) şahadeti haberine duyduğu büyük sevinci dışarı vurdu. El-Hadra (Yeşil) adındaki sarayındaydı. O tekbir getirdikçe saray ahalisi tekbir getirdi. Saray ahalisini duyan mescid sakinleri de onların peşi sıra tekbir getirdi. Bunun uzerine Muaviye’nin karısı Fahite b. Karza b. Akr b. Nevfel b. Abdumenaf kendi özel kapısından çıkıp şöyle dedi: “Allah seni sevindirsin ey Müminlerin Emîri? Sana ne haber ulaştı da bu kadar sevindin?” Muaviye de: “Ali oğlu Hasan’ın ölümü” dedi. Bunun üzerine Fahite “İnna lillah ve inna ileyhi racîûn (Şüphesiz Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na geri döndürüleceğiz” dedi. Sonra da ağladı ve şöyle dedi: “Müslümanların Efendisi ve Resûlullah’ın (Allah O'na ve Pâk Soyuna salât etsin) kızının oğlu öldü”

(O'na selâm olsun) şehîd olduğu zaman pâk naaşını teşyî etmek için Mescîd-i Nebevî’ye bir alay geldi. O’nu dedesi Hz.Resûlullah’ın (Allah O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) yanına defnedecek ve Hz.İmam Hasan’ın (O'na selâm olsun) vasiyetini eda ederek O’nunla bağlılık tazeleyecekti. Bunun üzerine Ümeyyeoğulları silahları kınlarından çekilmiş bir şekilde karşılarına çıktı ve Hz. Hasan’ın (O'na selâm olsun) dedesi Hz. Resûlullah’ın (Allah O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) yanında gömülmesine mani oldu. Bununla da yetinmeyip pâk naaşı okladılar! Yetmiş tane ok Hz. İmam Hasan’ın (O'na selâm olsun) mubarek naaşına isabet etti. Bunun üzerine Hz. İmam Huseyn (O'na selâm olsun) teşyî törenlerine katılanlara şöyle buyurdu: “Allah için Allah için ağabeyimin vasiyetini zayi etmeyiniz! Yolunuzu değiştiriniz ve O’nu Bakî’ye götürünüz! Zira O bana; şayet O’nu ceddinin yanında defnetmekten men edilirsem kimse ile birbirimize girmeyeceğimize ve O’nu Bakî’ye annesinin yanına defnedeceğime dair yemin ettirmiştir!”

Hz. İmam Hasan’ın kardeşi Hz. İmam Huseyn’e (Onlar’a selâm olsun) yaptığı cenazesinde kan dökülmemesi vasiyeti olmasaydı o gün oluk oluk kan akardı ve Haşimoğulları Ümeyyeoğulları’ndan geriye eser bırakmazdı.

Ey Ebu Muhammed İmam Hasan b. Ali Efendimiz!

Allah’ın salât-u selâmları Ceddine, Annene, Baban’a, Kardeşlerine ve Pâk Ehlibeyt’in tümüne olsun!

Doğduğun günde, zalimce zehirletilerek şehîd edildiğin günde ve yeniden diriltileceğin günde sana selâm olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: