Hz. İmam Huseyn (O'na selâm olsun) yolunda harikalar bitmiyor…

Bazılarına göre sağlıklı fıtratın ve üstün değerlerin şeytanlığa ve alçaklığa yenik düştüğü bir zamanda; şaşırtıcı işler ve harikalarla dolu bir yürüyüş Erbain. Huseyn güneşi kalplerin en derinliklerini aydınlatınca ortaya hakkın sesinin asla kısılmayacağını ve onu susturmaya kalkan tüm metotların üstesinden geldiğini gösteren birbirinden muhteşem tablolar ortaya çıkıyor.

Bunlardan bir kısmını biz kendi gözlerimizle gördük. Çok sayıda ilgimizi çeken olay vardı.Kaçırdıklarımız çok daha fazlaydı kuşkusuz. Bizim dikkatimizi çeken manzaralardan biri de; bazı şahısların bir araya gelip ziyaretçilere ait engelli araçlarını ve bebek arabalarını tamir etmek için kurdukları, tüm yedek malzemelerine ve araç gereçlerine varıncaya kadar tam teşekküllü atölyesiydi. Onları geçtik; ziyaretçilerin ayakkabılarını tamir edip boyayan bir grup ile karşılaştık. Biraz daha ileriye geçtiğimizde bu sefer ziyaretçilerin çantalarını dikip ayakkabılarını onaran bir hizmet yeri ile karşılaştık.

Yetmişli yaşlarda bir adam ziyaretçilerin geçtiği yolun tam ortasında duruyor. Elinde güzel kokular yayan tütsü ile ziyaretçilere güzel koku sunarak hizmet ediyor. Ne tütsünün dumanı umrunda, ne de onun yaşına uymayan zorlu iklim koşulları.

Başka biri daha. Heybetli simasıyla ve Ceddi Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) sarığıyla ziyaretçilere hizmet ediyor. Ziyaretçilere tahine buladığı hurma yediriyor. Onlardan tahinin üzerlerini batırmaması ya da ellerini kirletmemesi için ellerini kullanmamalarını rica edip hurmayı kendi eliyle yediriyor.

Ondan çok da uzak olmayan bir yerde bir adam yere oturuyor. Başının üzerine büyük bir tepsi koymuş. Tepside kendi hizmet yerinde yaptığı tatlılar var. Ancak tepsiyi bir masanın üzerinde koymayı reddediyor. Daha çok ziyaretçi çekmek ve daha fazla ikramda bulunabilmek için yere oturup tepsiyi başının üstüne koymayı tercih etmiş.

Başka bir hizmet yerinde de Huseynî hanımlar meşhur bir yöresel yiyecek olan pirinç unundan ekmek yapıyor. Bu ekmeği yapma ve dağıtma işini başından sonuna kadar hanımlar kendi üstlenmiş.

Başka bir hizmet yeri de sahip olduğu tüm fizyoterapi tecrübesini ziyaretçilerin hizmetine sunmuş. Hem kendi eliyle hem de fizyoterapi cihazlarıyla ziyaretçilerin uzun mesafeler yürümekten doğan kas, eklem vs ağrılarını gidermek için hizmet ediyor.

Tüm bunlarda en çok dikkatimizi çeken bu hizmetleri veren insanların hiçbir bıkma ya da usanma belirtisi göstermeden; hatta tam bir aşk ve heyecan ile çalışmasıydı. Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) ziyaretçilerinden yaptıkları hizmet karşılığında hiçbir beklentileri yok. Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) ziyaretçilerine hizmet edenler divanına yazılarak Allah-u Teâlâ’nın rızasına nail olmak istiyorlar. Tek arzuları bu. Ziyaretçilere rahat etmeleri için gereken her türlü şeyi yapmaya ve Kerbelâ yolunda ihtiyaç duyacakları her şeyi temin etmeye hazır olduklarının da altını çiziyorlar.