İslam Tarihi sahnesi; dini, toplumsal, siyasi vb muhtelif alanlardaki dev şahsiyetlerle doludur. Bu şahsiyetlerden bazıları da sadece bir alanda değil; din, düşünce, siyaset vb. gibi alanların birkaçında birden damgasını vurmuştur. Böylelikle tarihe göz gezdirirken onların hayat öyküsünü, farklı alanlarının tümüyle birden ele almak olmazsa olmaz haline gelir. Özellikle de bu şahsiyetler Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) İmamları’nın özel ilgisine ve ihtimamına mazhar olmuşsa. Tıpkı büyük Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) dostu Kumeyl b. Ziyad-ı Nahaî gibi. Tabîînden ve Müminlerin Emîri Hz. İmam Ali’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) pek samimi dostlarından olan bu şahsiyet; Sıffîn savaşında hazır bulunmuştur ve o savaşta cesurca çarpışan yiğitlerden biridir. Aynı zamanda da zâhit (dünyevî arzulardan yüz çevirmiş) ve âbit (pek ibadet eden) bir şahsiyettir. Müminlerin Emîri (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ona çok meşhur bir duayı öğretmiştir. Asıl adı “Hz. Hızır (O'na selâm olsun) duası” olan bu dua daha sonraları Hz. Kumeyl b. Ziyad’ın (Allah O’ndan razı olsun) adıyla meşhur olmuş ve “Kumeyl Duası” olarak tanınmıştır. Hz. Kumeyl (Allah O’ndan razı olsun), Hz. İmam Ali’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ilim tahsil etmiştir. Hz. İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Ona büyük güven duyar ve başkalarına anlatmadığı konuları O’na açardı. Bu yüzden de O’na (Allah Ondan razı olsun) “Emîn-u Sirr-il İmam/ İmam’ın sırrının emanetçisi” derlerdi.
Hz. Kumeyl ayrıca Hz. Peygamber’den (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) bazı hadisler de nakletmiştir. Zahit bir kılavuz, samimi bir âbit ve belagatli konuşan bir ıslahçı (reformcu) idi. Kûfe’nin en ön plana çıkan alimlerinden biriydi. Dudaklarından Kur’ân-i Kerîm tilaveti ve Allah-u Teâlâ’nın zikri eksik olmaz idi.
Büyük Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) dostu Hz. Kumeyl’in (Allah Ondan razı olsun) müşerref cihad serüveni Hz. İmam Ali’nın (O'na selâm olsun) devlet yönettiği dönemde başladı. Hilafeti boyunca O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) büyük yaranlarından ve destekçilerinden sayılırdı. Hatta o denli Hz. İmam’a (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yakındı ki; gece zifiri karanlık olunca Allah-u Teâlâ’ya münacat etmek (yakarmak) için evinden çıktığı zaman Hz. Kumeyl’i (Allah O’ndan razı olsun) de yanında alır; duasını bitirdikten sonra da O’na bazı hikmetler ve sırlar öğretirdi.
Hz. İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ona biat edilip devletin başına geçtikten sonra işinin ehli olmayan bazı yöneticileri ve komutanları azledip yerlerine işinin ehli kimseler atadı. Bunlardan biri de Hz. Kumeyl (Allah O’ndan razı olsun) idi. Hz. İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) O’nu Irak’ta Fırat nehrinin üzerinde yer alan “Hît” şehrine vali ve hakim olarak atadı. Hz. İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) O’na o kadar çok güveniyordu ki; bir keresinde Beytülmâl’ın (O dönemde devlet hazinesi) kâtibi Ubeydullah b. Ebi Rafî’e bir mektup yazarak şöyle buyurdu. “Özel (hesapların) ve Beytülmâl hesaplarının tasfiyesi (işlemlerini) icra etmek üzere sana on güvenilir kişi gelecek”. Ubeydullah bunların isimlerini sorunca Hz. İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hepsini tek tek saydı. Aralarında da Kumeyl b. Ziyad (Allah O’ndan razı olsun) da vardı. Kısa denilemeyecek bir süre boyunca da Beytulmâl’dan O sorumluydu.
İlim, marifet ve fazilette çok yüksek bir seviyede idi. Zahitliği ve abitliğine ek olarak bilhassa dini, itikadî işlerde çok ihtiyatta bulunurdu. Hz. İmam Ali’ye (O'na selâm olsun) birbirinden farklı konularda çok soru sorardı. Hz. İmam (O'na selâm olsun) da O’nun sorularını cevaplar ve önemserdi. Hz. İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) onun sorularını yanıtlarken ilim, fıkıh, nasihat, belagat ve hikmetle dolu pınarları ile gönüllerin susuzluğunu giderirdi. Hz. Kumeyl (Allah O’ndan razı olsun) başkaları da duyup faydalansın diye topluluk içerisinde soru sorardı.
Hz. Kumeyl (Allah O’ndan razı olsun); döneminin tağut canisi ve bilhassa Hz. İmam Ali (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dostu seçkin Müminlerin katili olan Sakîfli Haccac b. Yusuf’un (Haccac-ı Zalim olarak da bilinir) eliyle şehîd edilmiştir. Cerîr, Muğîre’den şöyle nakletmiştir: “Haccac atandıktan sonra Kumeyl b. Ziyad’ın getirilmesini istedi. (Kumeyl) de ondan kaçtı. Bunun üzerine (Haccac) da O’nun toplumunu devletin halka verdiği paydan mahrum bıraktı. Kumeyl bunu görünce şöyle dedi: “Ben yaşlı bir adamım. Ömrüm tükenmiştir. Halkımı da alacaklarından mahrum bırakmamam gerekir.” Bunun üzerine çıktı ve kendi eliyle kendini Haccac’a teslim etti. (Haccac) O’nu görünce şöyle dedi: “(Seni öldürmenin) bir yolunu bulmayı çok istemiştim.” Kumeyl bunun üzerine ona şöyle dedi: “Azı dişlerini bana çevirme ve bana karşı bahane bulmaya çalışma. Vallahî ömrümden geriye sadece toz tanecikleri gibi (azıcık bir kısım) kalmıştır. Öyleyse ne yapacaksan yap. Çünkü vaadi veren Allah’tır; katlettikten sonra hesap vardır. Müminlerin Emîri Ali b. Ebi Talib (O'na selâm olsun) de bana katilimin sen olacağını haber vermişti.” Bunun üzerine Haccac O’na şöyle dedi: “Öyleyse hüccet senin aleyhine*” Kumeyl de ona şöyle cevap verdi: “O; kazâ (ilahi hükm vermek) senin elinde olsaydı öyle olurdu.” Bunun üzerine (Haccac) “Hayır öyle! Sen Osman b. Affan’ı öldürenlerin içindeydin! Vurun boynunu!” Böylece boynunu vurdular ve Hz. Kumeyl şehîd oldu. Pâk ruhu; sıddîklar, şehîdler ve salihlerin arasına yükseldi… Onlar ne de güzel dostlardır!
*Haccac “Seni öldüreceğim bildirilmişse benim bir suçum yok. Sen suçlusun ki ben öldüreceğim” demeye getiriyor. Hz. Kumeyl’in (Allah Ondan razı olsun) de onun kendini haklı gösterme çabasını “O hükmü veren sen olsaydın öyle olurdu” diyerek boşa çıkarıyor. Yani Hz. Kumeyl’in (Allah O’ndan razı olsun) suçlu yere mi, yoksa suçsuz yere mi öldürüldüğünün hükmünü Haccac değil; Allah verir.
Hz. Kumeyl’in (Allah Ondan razı olsun) Türbesi; Necef-i Eşref’te Müminlerin Emîri’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın batı tarafında Kûfe – Necef yolu üzerindeki Râs-ul Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mescidinin yakınlarındadır. Mubarek Türbesinin güzelce yaptırılmış bir kubbesi ve her hafta Irak’ın içinden de dışından da binlerce ziyaretçiye kucak açan bir avlusu vardır. Hz. Kumeyl’in (Allah O’ndan razı olsun) büyük menkîbeleri olduğu gibi kerâmetleri de vardır ve O’nu (Allah O’ndan razı olsun) ziyaret edenlerin çoğu bunları anlatmıştır.