Hz. İmam Cafer-i Sâdık’ın (O'na selâm olsun) Büyükamcası Hz.Ebulfazl Abbas’a (O'na selâm olsun) yaptığı ziyaret üzerine..

Hz. Ebulfazl Abbas’ın (AS) Mukaddes Ziyaretgâhı
Rivayetler Hz. İmam Sâdık’ın (O'na selâm olsun) amcası Hz. Ebulfazl Abbas’ı (O'na selâm olsun) ziyaret ettiği zaman Kabr-i Şerîfi’nin yanında durarak şu muhteşem sözlerle O’nu selamladığını bizlere aktarmaktadır:

“Allah’ın Selamı, yakınlaştırılmış meleklerinin, gönderilmiş peygamberlerinin, salih kullarının, bütün şehitlerinin, sıdıkların ve sana gelip giden tüm pak ve güzel varlıkların selamı senin üzerine olsun Ey Müminlerin Emirinin Oğlu!..”

Bu sözler (ve devamında nakledilenler) kağıda dökülmüş ve Hz. Ebulfazl Abbas (O'na selâm olsun) Efendimiz sürekli bu sözlerle ziyaret edilip selamlanmıştır.

Ziyaret duasında geçen sözlerinin üzerinde duran biri Hz. İmam Sâdık’ın, Büyükamcası Hz.Abbas’ı (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) vasfettiği o ölümsüz destansı sıfatları fark edecek ve Hz. İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) O’nun yaptığı muazzam fedakârlıklara ve yüce duruşlara yönelttiği büyük övgüleri fark edecektir. Hz. İmam Sâdık’ın (O'na selâm olsun) vasfederken kullandığı ifadeler ve sıfatların büyük anlamları vardır.

Hz. İmam Sâdık, Büyükamcası’nı (Onlar’a selâm olsun) selâmlarken şöyle buyurmaktadır: “ Şehadet ederim ki sen...teslim halinde, O’nu (hep) tasdik ediyor,O’na karşı (hep) vefalı ve O’nun (hep) hayrını isteyendin!”

(Ziyaret duası devam ediyor. Dileyenler sitemizin canlı yayın bölümünden bu kesiti okuyabilirler. Biz şimdi bu bölümün üzerinde duracağız.)

Hz. İmam Sâdık’ın (O'na selâm olsun) duruşlarından söz ederken izzet duyduğu Hz. Abbas’ı (O'na selâm olsun) anlatan bu sıfatların ve taşıdıklar ulvî anlamların üzerinde kısaca duracağız:

Teslimiyet: Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yardımına koşmak ve hizmetinde olmak için tüm işlerinde Ağabeyi’ne teslim olduğu anlamına gelmektedir. Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) başından sonuna kadar tastamam bir şekilde Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) emrinde olmuş ve sonu şahadet olan son emri yerine getirirken dahi hiç tereddüt etmemiştir. Sadece kendisi değil, kardeşleri de; hakkın yardımcısı ve hak davanın hizmeti için şehit olmaya büyük bir aşk ile bağlıydılar.Hatta kendi aralarında kim daha önce buna kavuşacak diye yarışıyorlardı.

Tasdîk: Hz. Ebulfazl Abbas (O'na selâm olsun) Efendimiz; Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) tüm yaptıklarını ve sözlerini sonuna kadar tasdik etmiştir (doğrulamıştır). Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) davasının adil olduğunu savunmuş ve Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) zamanının tağutlarına karşı gerçekleştirdiği devrimde en büyük destekçilerinden biri olup bunu her fırsatta dile getirmiştir. Bu da Hz. Abbas Efendimiz’in, Ağabeyi Hz. İmam Huseyn Efendimiz’in (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) tüm fikirlerini benimsediğinin ve hepsini tamamen kabul eden bir kanaate sahip olduğunun apaçık bir göstergesidir.

Vefâ: Bu güzel sözcüğün altında çokça anlam yatar. Bunlardan biri de Hz. Ebulfazl Abbas’ın (O'na selâm olsun) Allah-u Teâlâ’ya verdiği ahit olan; Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) yardımcısı olma ahdine vefâ ettiğidir. Hz. İmam’ın (O'na selâm olsun) yaşadığı en zorlu şartlarda dahi yanında ve hizmetinde olmuştur. Bilindiği gibi Kerbelâ’daki Emevî ordusu O’na ve kardeşlerine defalarca tekliflerde bulunmuş; Hz. İmam Huseyn’i (O'na selâm olsun) terk etmeleri karşılığında onlara can güvenliği sözü ve ordu komutanlığı gibi şeyler vaat etmişlerdir. Ancak Hz. Abbas ve muhterem kardeşleri (Hepsine selâm olsun) bu çirkin teklifleri şiddetle reddettikleri gibi bu onların azimlerini perçinlemiş; Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) davet ettiği o ulvî ilkeleri müdafaa etmek için daha da şiddetli bir kararlılık sergilemişlerdir.

Nasîhat: Bu sözcüğün birçok üstün insanî anlamı vardır. Tam Türkçesi öğüt olmakla birlikte Arapça nasîhat sadece öğüt demek değildir. İyiliğini istemek anlamına geldiği gibi samimiyet, içtenlik gibi anlamlar da taşır. Ziyaret duasında geçen sözcük de nasîha sözcüğüdür. Hz. Abbas Efendimiz, Ağabeyi Hz. İmam Huseyn’e (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) karşı son derece samîmî idi ve her durumda O’nun (O'na selâm olsun) iyiliğini isterdi. Ayrıca Hz. Abbas (O'na selâm olsun) öğütte de vermişti. Batılı terk etmeleri için defalarca Ümeyyeoğulları ordusunun askerlerine nasihatta bulunmuştu. Ancak o alçaklara nasihat fayda etmedi; daha da inatçı davrandılar ve iyice zıvanadan çıktılar.

Hz.Abbas (O'na selâm olsun) işte böyleydi: Ağabeyi Hz. İmam Huseyn’e (Onlar’a selâm olsun) vefâlı, sâdık ve son derece samimiydi. Ayrıca tarihteki tüm yiğit savaşçılar toplanıp aralarında bir kategorizasyon yapılırsa Hz.Abbas (O'na selâm olsun) tartışmasız birinci sınıftandı. Ümeyyeoğullarının o din postuna bürünmüş din düşmanı alçak yığınları karşısında haşmetli bir dağ gibi dikilmişti...

O sergilediği ölümsüz duruşundan, yılmaz sancaktarlığından ve vefâkâr kardeşliğinden ötürü ne mutlu Hz.Abbas’!

Allah’ın selâmı üzerine olsun!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: