Yüce Dini Merceiyet Irak’ta yönetime Hz. İmam Ali’nin (O'na selâm olsun) devlet yöneticiliğinin izinden gitmeyi hatırlatmaya devam ediyor

Yüce Dini Merceiyet Irak’ta devlet yöneticilerine ülke yönetiminde ve halka karşı tavırlarında Hz. İmam Ali’nin (O'na selâm olsun) izinden gitmeyi hatırlatmaya devam ediyor. Yüce dini Merceiyet Temsilcisi Seyyid Ahmed Safî (İzzeti daim olsun) 18 Mart 2016 (8 Cemâziyelâhir 1437) günü Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nda kılınan Cuma namazının ikinci hutbesinde bu konuya vurguda bulunarak şunları söyledi:

“Kardeşlerim, bacılarım; bu hutbede Müminlerin Emîri Hz. İmam Ali b. Ebi Talib’in (O'na selâm olsun) iki valisine yazdığı mektuplardan bölümler okuyacağız. Malik Eşter’e (Allah O'na rahmet eylesin) O’nu Mısır’a atadığı zaman (yazdığı) mektupta insanların başına atanan yöneticilerin halini vasfetmiş ve şöyle buyurmuştur:

“Valilerin (devlet yöneticilerin) hatırasından başka bir şeyi kalmaz. (Hatırlandıkları zaman da) sadece yaşantıları ve izlerinin güzel ya da çirkin oluşuna göre anılırlar. Mallarına gelince mutlaka (ellerinden) alınacak; (o zaman) ya başkasına fayda edecek ya da feleğin felaketlerinden biri olup ona sahip olana hasret (pişmanlık) olacaktır. Güzel akıbetın, kötü (sonun) ve akılların kayboluşun arasındaki (farkı) tanımak istiyorsan göçüp giden salih ve kötü yöneticilerin işlerine bak. Hiç; içlerinde insanlar içindeki sireti (yaşantısı) güzel, onlara yükü hafif olan (yük olmayan), hakkın kendisini vererek bağışta bulunan kimsenin (bu durumunun) onun otoritesinin şiddetine, bedeninin lezzetlerine ve halkın arasındaki güzel hatırasına zarar verdiğini bulabiliyor musun? Ya da hiç; insanların içindeki yaşantısı çirkin ve onlara ağır yükü olan kimsenin otoritesinde (böyle olmakla) dünyasında ve ahretine giren eksilmeye benzer bir izzet elde ettiğini bulabiliyor musun? Öyleyse biriktirdiğin mallara bakma, biriktirdiğin hayırlara ve işlediğin iyiliklere (hasenelere, güzelliklere) bak; zira güzellik yapana yardımcı olunur (iyilik yapan desteklenir).”

(O'na selâm olsun) ayrıca Muhammed b. Ebî Bekr’e de O’nu Mısır’a vali olarak atadığı zaman mektup yazmış ve şöyle buyurmuştur:

“Seni en büyük orduma – Mısır halkına - vali atadım. Seni insanların işlerinin başına sorumlu olarak göre sana yaraşan nefsin hakkında korkman (endişe etmen) ve bu (işte) dinin hakkında sakıngan olmandır. Eğer (Rabbin’in) yarattıklarının hiçbirinin hoşnutluğu için Rabbi’ni öfkelendirmemeyi başarabiliyorsan (öyle) yap. Çünkü Allah’ın Azze ve Celle (rızası üzere olduğun) müddetçe (senden gidenin) yerini doldurabilecek şeyler vardır; ancak O’ndan başka (hiç bir şey) O’nun zalime karşı şiddetlenen öfkesinin yerini dolduramaz. Bunu sıkı belle; hayır ehline karşı yumuşak ol, onları sırdaşların ve beraberindekiler kıl. Kendin ve hane halkın için neyin (yapılmasını) istiyorsan; yönetimin altındaki halkın geneli için de onu iste; kendine ve hane halkına neyin (yapılmasından) nefret duyuyorsan (yönetimin altındaki halka) da onun yapılmasından nefret duy. Zira bu hüccetin (mazeretlerin ortadan kalkması) için daha gerekli ve (yönetimin altındaki) halkın daha yararınadır. Hak için cesurca ve kuvvetle zahmetlere dal. Hak için zahmetlere dal ve Allah (yolunda) hiçbir kınayıcının kınamasından korkma. Senin görüşüne danışan kişiye samimi ol (içtenlikle öğüt ver) ve yakında da uzakta da bulunan müminlere örnek ol.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: