Receb ayının üçüncü günü: Nubuvvet Hânedânı ve Risaletin Mâdeni Ehlibeyt’in (Allah-u Teâlâ’nın salâtı hepsine olsun) hüzünlerinin tazelendiği gün…

  1. 254 senesi Receb-i Şerîf ayının üçüncü gününde Nübuvvet Hanedânı ve Risalet Madeni Ehlibeyt’in (Allah-u Teâlâ’nın salâtı hepsine olsun) hüzünleri tazelendi. Çünkü Pâk Hidayet İmamları’nın onuncu Hz. İmam Ali Hâdî (Hepsine selâm olsun) bu günde şehîd olmuştur.

Hz. İmam Ali Hâdi (O'na selâm olsun), H. 212 (214 olduğu da söylenmiştir) senesinde Medîne-i Münevvere’nin kenar kasabalarından birinde yer alan Saraya köyünde dünyayı şereflendirmiştir. H. 254 yılında da Samarra’da şehîd olmuş ve orada defnedilmiştir. Validesinin adı Ümmü Veled’dir. Bir diğer ismi de Ümmul Fadl’dır. Hz. İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dört erkek ve bir kız evlâdı vardır. Bunlar: Hz. İmam Hasan-ı Askerî (Allah'ın selâmı üzerine olsun), Huseyn, Muhammed ,Cafer ve Aliyye’dir.

Hz. İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) en meşhur lakapları Hâdî ve Nakî (Pâk) dir. Tarihçiler ve siyer erbâbı Hz. İmam’ın (O'na selâm olsun) çağının en büyük alimi olduğunu itiraf etmiş; sahip olduğu takva, ibadeti, zahitlik, toplum nezdindeki saygınlık, itibar ve liderliğinden söz etmişlerdir. Hz. İmam Hâdî (O'na selâm olsun) kendi döneminde tartışmasız bir ilmi otorite idi. Fıkıh, şeriat ya da başka ilmi alanların önde gelenleri ona müracaat eder, onun gürül gürül akan ilim pınarından beslenmeye çalışırdı. Şeyh Tusî Hz. İmam Hadî’den (O'na selâm olsun) hadis rivayet eden 185 ravi zikretmiştir.

Hz. İmam Hâdî’nin (O'na selâm olsun) meşhur öğrencilerinden bazıları şunlardır: Fazl b. Şâzan, Ali b. Mehziyar, Davud el-Nisabûrî ve Ahmed b. İshâk… Bunların dışında da birçok büyük alim Hz. İmam Ali Hadî’den (O'na selâm olsun) ilim tahsil etmekle şereflenmiştir.

Hz. İmam’ın (O'na selâm olsun) hayatı döneminde Mutasım, Vasık, Mütevekkil, Muntasır, Mustaîn, Mutezz, Mutemed gibi birçok Abbasî yöneticisi geldi ve geçti. Hz. İmam (Allah'ın selâmı üzerine olsun) bu süreçte birçok farklı türden eziyetler gördü. Zalimler bu hak nurunu söndürmek için var güçleriyle çabalayıp çabalasa da fayda etmedi. Çünkü “Allah-u Teâlâ kafirler hiç istemese de nurunu tamamlayacağını” ilan etmişti bir kere. Hz. İmam (O'na selâm olsun) Allah-u Teâlâ’nın buyruğunu yüceltmek uğruna yapılmış fedâkârlıklarla dolu bir hayat yaşadı. Evde zorunlu hapiste tutulması ve her gün gözetlenmesine rağmen halkın O’na saygısı ve etrafına toplanması; o dönem Abbasi rejiminin başında bulunan Mutezz’in kalbine korku saldı. Zulümlerle canavarlaştırdığı nefsinin vesvesesine uydu ve Hz. İmam’dan (O'na selâm olsun) kurtulmayı kararlaştırdı. Hz. İmam’ı (O'na selâm olsun) zehirletti. Hz. İmam (O'na selâm olsun) zehrin etkisiyle şehîd oldu ve henüz kırklı yaşlarının başında iken dünyadan göçtü ve Pâk ataları (Allah'ın selâmı hepsine olsun) ile buluştu.

Doğduğu günde, şehîd olduğu günde ve Pâk Ataları (Allah'ın selâmı hepsine olsun) ile birlikte yeniden diriltileceği günde O’na selâm olsun…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: