Yarım yüzyılı aşkın bir sürenin ardından gün ışığına ilk defa çıkan tarihi fotoğrafların öyküsü…

Merhum Seyyid Muhammed Hadî, tam bir Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) sevdalısı. Hindistan’ın Hayderabad şehrinden. Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) aşkı ile tanınmış olan ve evlatlarını bu mubarek sevgi ile yetiştirmiş bir aileden. Küçüklüğünden itibaren hayatını gerçek ulvî hedefi yerine getirmek; yani Allah (Azze ve Celle), Hz. Peygamber ve Ehlibeyti’nin (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) rızasını kazanmak üzere şekillendirmiş ve bunun için tüm imkanlarını seferber etmiş. Meslek olarak da fotoğrafçılığı seçmiş. Bir gün Irak’a gidip Mukaddes Türbeler’in ziyareti ile şereflenmeyi düşlemeye başlamış. Derken her geçen yıl ile birlikte bu düşünü gerçekleştirmek için daha da fazla yanıp tutuşmaya başlamış ve bu arzusu gecesini gündüzünü meşgul etmeye başlamış. Bir gün bu rüyası gerçekleşmiş. Yaşadıkları acımasız koşullara rağmen imkanlarını zorlamayı kendine farz kılmış ve Irak’a yolculuk için yola çıkmış. Bunun için fotoğraf makinasını yanına alıp yıllardır kurduğu düşü gerçeğe dönüştürmek için Bombay’ın yolunu tutmuş. Oradan da gemiye binmiş ve 1939 yılında, uzunca bir gemi yolculuğunun ardından Irak’a ayak basmış. Seyyid Hadî’nin gelişi tam da Erbain ziyareti vaktine denk gelmiş. Mukaddes Kerbelâ’ya doğru yürüyüşe eşlik eden Seyyid Hadî; yürüyüşü çektiği fotoğraflar ile ölümsüzleştirmiş. Sonunda kutsiyet diyarı Mukaddes Kerbelâ’ya; Hz. İmam Huseyn ile Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’na ulaşan Seyyid Hadî burada da Mukaddes mekânları ve ziyaretçileri fotoğraflamaya devam etmiş.

Seyyid Hadî bununla yetinmemiş ve rüyasının geri kalan kısmını da gerçekleştirmiş. Önce Necef’e Müminlerin Emîri Hz. İmam Ali b. Ebi Talib’in (O'na selâm olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın; sonra Bağdat’ın İki Arslanı Hz. İmam Musa Kâzım ile Hz. İmam Muhammed Cevâd’ın (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’nın ve ondan sonra da Samarra’ya, Hz. İmam Ali Hâdî ile Hz. İmam Hasan-ı Askerî’nin (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhları’nın ziyareti ile şereflenmiş. Mubarek mekânlarda yaşadığı o kutsî anları da fotoğrafları ile ölümsüzleştirmeyi ihmal etmemiş.

Hayderabad’dan döndükten sonra filmlerini tab ettirip özenle muhafaza etmiş. İşte bu fotoğraflar; onyıllarca korundukları yerlerde esir kalmış ve kimsecikler bunları görmemiş. Ta ki Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Hindistan’ın Bengalor kentinde IV. Müminlerin Emîri (O'na selâm olsun) Kültür Festivali’ni düzenleyinceye kadar. Merhum Seyyid Muhammed’in torunu mühendis Seyyid Muhammed de, hacmi küçük ama muhtevası büyük bu fotoğrafların festivaldeki yer bulabilmesi için güzelce restore etti.

Festivalin organizasyon komitesi de fotoğrafları alıp isimlendirdi ve bastı. Yanlarına da Irak Mukaddes Türbeleri’nin şu anki hallerini gözler önüne seren fotoğrafları yerleştirildi. Böylece merhum Seyyid Muhammed Hadî’nin onyıllar öncesinden aşk ve özveri kokan emekleri; memleketi Hindistan’daki Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) aşıklarına geçmişten günümüze Irak Mukaddes Türbeleri’nde yaşanan değişimi gösteren bir hizmete dönüştü…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: