Pâk Validesi Seyyide Tuktem Hazretleri’nin (O'na selâm olsun) ağzından Hz. İmam Rıza’nın (O'na selâm olsun) doğumu hadîsi…

Seyyid Necme Hazretleri, Hz. İmam Ali Rıza’nın (Allah'ın selâmı üzerlerîne olsun) pâk validesidir. İsimlerinden biri de “Tuktem” olup “Tahire”, “Erva”, “Sukun el-Nûbiyye (Nubî Sukun)” ve “Semân” isimleri ile de tanınmıştır.

Şeyh Sadûk (Allah O’na rahmet eylesin), Hz. İmam Rıza’nın annesi Hz. Necme’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şöyle dediğini nakletmiştir: “Oğlum Ali’ye hamile olduğumda hiç hamilelik ağırlığı hissetmedim. Uyuduğumda karnımdan tesbih, tehlil (la ilahe illallah) ve temcîd (Allah’ı ululama) sesleri duyuyordum. Bu de beni ürkütüp korkutuyordu. Uyandığımda ise bir şey işitmiyordum.”

“O’nu doğurduğumda yere kapandı. Elini yere koyup başını kaldırdı ve dudaklarını hareket ettirdi. Sanki konuşuyordu. Ardından babası Musa b. Cafer (Onlar’a selâm olsun) içeri girdi ve bana şöyle dedi: “Rabbinin kerâmeti sana sevinç (mutluluk ve afiyet) olsun ey Necme!”

“Bunun üzerine beyaz bir bezin içinde O’nu (bebeği) O’na uzattım. O da sağ kulağına ezan okuyup sol kulağına kamet getirdi.Sonra Fırat suyunun getirilmesini emretti ve o su ile (bebeğin) ağzının içini sıyırdı.Sonra bana geri verdi ve şöyle dedi: “Al onu, O Allah’ın yeryüzündeki bakıyyetidir (yeryüzünde bıraktığı nişanesidir)”

Seyyide Necme Hazretleri, Pâk oğlu Hz. İmam Ali Rıza’yı (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Cuma günü Medîne-i Münevvere’de dünyaya getirmiştir. Bazıları da Perşembe günü demiştir. Mubarek doğum H. 153 senesinde Zilkâde ayının On birinci gününde gerçekleşti. Hz. İmam Cafer-i Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadetinden beş yıl sonraydı. Bazıları da bu mubarek viladetin H.151 senesinde gerçekleştiğini söylemiştir.

Hz. İmam Rızâ’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) doğumuna dair rivayetler çoktur. Bunlardan bazısı şunlardır:

Hristiyan bir kadın Hz. İmam Kâzım’ın - Hz. İmam Rızâ’nın annesi olan - eşini (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) görünce şöyle demişti: Bu cariyenin yeryüzünün en hayırlısının yanında olması gerekir; böyle olursa çok geçmeden yeryüzünün doğusunun da batısının da onun dinini takip edeceği bir çocuğu doğurur. Hz. İmam Rıza’yı (O'na selâm olsun) doğurduğu zaman da Hz. İmam Kâzım (O'na selâm olsun) O’na Pâk bir oğul dünyaya getirdiği için “Tâhire/Pâk hanım” adını verdi. İmam Rızâ’nın (O'na selâm olsun) annesi doğumunu şöyle anlatmaktadır: Oğlum (Ali’ye) hamile olduğumda hamilelik ağırlığını hissetmedim. Uyuduğumda karnımdan tesbih, tehlil (la ilahe illallah) ve temcîd (Allah’ı ululama) sesleri duyuyordum. Bu de beni ürkütüp korkutuyordu. Uyandığımda ise bir şey işitmiyordum.”

Temîm el Kureşî babasından o da Ahmed el-Ensâr’den şöyle işitti: “İmam Musa b. Cafer’in annesi Seyyide Hamîde Seyyide Necme’yi (İmam Rıza’nın annesinin isimlerinden biridir) satın aldığı zaman Seyyide Hamîde rüyasında Resûl-i Ekrem’i (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) gördüğünü ve şöyle buyurduğunu işittiğini söylemişti: “Ey Hamîde, o oğlun Musa için bir Necme’dir (yıldızdır) ve O’ndan yeryüzünün en hayırlısı doğacaktır. O yüzden O’nu O’na (Seyyide Necme’yi İmam Kâzım’a) bağışladım.”

Tarihçiler Hz. İmam Rızâ’nın Vâlidesi (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) için birçok isim nakletmişlerdir. Çünkü cariyelere her yeni efendide yeni bir isim verilirdi.Bu yüzden Necme, Erva, Sukun, Seman, Tuktem ve Tahire olarak adlandırılmıştır. Ancak en meşhur ismi “Tuktem/Saklanmış, gizletilmiş” idi. Doğumu sonrasında “Tâhire” ve “Ummul Benîn/Evlatların Anası” olarak adlandırılmıştır.

Beyhakî Sevlî’den şöyle nakletmiştir: Ebul Hasan Rıza (O'na selâm olsun) Cafer oğlu Musa oğlu Ali’dir. Annesi Ümmü Veled’dir ve Tuktem olarak adlandırılmıştır. Bu İmam EbulHasan İmam Musa b. Cafer (O'na selâm olsun) onun mâliki (Cariyenin efendisi) olduğu zamanki ismidir.

Hişam b. Ahmed’den şöyle nakledilmiştir: “İlk Ebul Hasan (O'na selâm olsun) şöyle dedi: “Faslı birinin geldiğini bilmiş misin (haberin var mı)?” Ben de “hayır” dedim. (O'na selâm olsun) şöyle dedi: “Hayır Faslı bir adam geldi; bizi ona götür” dedi. Bir baktım Faslı bir adam yanında köleler ile gelmiş. İmam’a dokuz cariye arz etti. (O'na selâm olsun) “Onlarla bir işim yok” dedi. Bunun üzerine Faslı adam “hasta bir cariyeden başka (cariyem) yok” dedi. Bunun üzerine İmam (O'na selâm olsun) kabul etti ve onu satın aldı. Ardından Faslı şöyle dedi: “Seni ondan haberdar edeyim. Ben onu Fas’ın en uzağından satın almıştım. Sonra Ehl-i Kitaptan bir kadın benim ile karşılaştı ve “bu yanındaki nedir?” dedi. Ben de: “Kendim için satın aldığım bir kadın” dedim. Ehl-i Kitaptan olan kadın “Bu kadın senin gibisinin yanında bulunmamalı. Bu cariye yeryüzü ehlinin en hayırlısının yanında olmalıdır. O zaman O’nda az bir süre geçirir geçirmez yeryüzünün doğusunun da batısının da O’nun dinine uyacağı bir erkek çocuk doğuracaktır” dedi.” İmam bunun üzerine onu satın aldı. O’nun yanında az bir vakit geçirmeden er-Rızâ (olarak bilinen) Hz. İmam Ali b. Musa’yı (Onlar’a selâm olsun) dünyaya getirdi ve Allah’ın ilmini ve ulvî menziletini ilham ettiği Ehl-i Kitap’tan olan kadının sözü gerçekleşti. Hamilelik dönemi bittikten sonra İmam Rıza’nın annesi Seyyide mubarek oğlunu doğurdu. Bunun üzerine bebeğin babası İmam Kâzım (O'na selâm olsun) içeri girip O’na şöyle dedi: ““Rabbinin kerâmeti sana sevinç (mutluluk ve afiyet) olsun ey Necme!”

Sonra küçük bebeğini O’ndan alıp beyaz bir beze sardı ve sağ kulağına ezan okuyup sol kulağına kamet getirdi. Sonra Fırat suyu getirilmesini emredip onunla O’nun ağzının içini sıyırdı. Sonra (gözleri aydınlansın diye) tekrar O’nu annesine geri verdi ve O’na şöyle dedi: “Al onu; zira O, Allah-u Teâlâ’nın yeryüzündeki bakiyyetidir.” Ardından tebrik etmek için gelmeye başladılar. İmam Kâzım’ın (O'na selâm olsun) evinde yerlerini alıp Allah-u Teâlâ’nın onlardan her türlü kiri ve kötülüğü giderdiği Pâk Ehlibeyt’in yeni doğan yüce ferdinin doğumu münasebetiyle yaşanan sevince ortak oldular.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: