Daha 15 yaşında bile değil; ama hayatını tehlikeye atarak 165 kişinin canını kurtardı

Ödüllendirilen genç
Aileler ölüm ile yüz yüze gelmişti. Vicdanını satan rehberleri onları yüzüstü bırakmış ve geldiği yere geri dönmüştü. Onlar ise hayatta kalmak için yerlerini yurtlarını terk etmek zorunda kalmışlardı.

Bu çağımızın facirleri DAİŞ (DAEŞ,IŞİD) terör çetelerinden kaçan 30 Iraklı sığınmacı ailenin hikayesi. DAİŞ çetelerinin gözlerinden uzak, esintili yolları bilen bir rehber önde onlar arkada yola koyulmuşlardı. Ancak 2 km boyunca mayın ile döşeli ekili bir araziye gelince rehber durdu. Mayınlar gizlice döşenmişti ve nerede oldukları bilinmiyordu.

Rehberleri onları bu zorlu şartlarda öylece bırakıp gitmişti. İki seçenek arasında kalmışlardı: Ya mayınların ortasında ilerleyeceklerdi, ya da geri dönüp DAİŞ çetelerinin elinden ölüm ile yüz yüze geleceklerdi.

Derken ailelerden birinin reisi öne atıldı. Önde yürümeyi kararlaştırmıştı. Aileler onu takip eecekti. Eğer bir mayın patlar da ölürse geri dönmelerini söyledi. Ancak bu adamın henüz on beş yaşında “Ali” adında bir oğlu vardı. Ali babasının ailelerin önünden gitmesini reddetti. Hüngür hüngür ağlayıp kendi gitmek için ısrar etti. Babasına şöyle diyordu: “Eğer sen gidersen ve mayın sana patlarsa; ben, bacılarım, annem ve küçük kardeşlerim nereye gideceğiz? Bize senden başka bakan yok. İzin ver ben gideyim, ben kurban olurum.”

Baba ellerini semâya açtı ve Rabbi’ne dua edip izin verdi. Ali de mayınlı araziye daldı. Beraberinde taşıdığı asa ile gittiği yolu çize çize ilerliyordu. Aileler de çığlıklar ve gözyaşları arasında onun için dua ediyordu. Annesi ise ona mayın patlar da oğlumun paramparça oluşunu görmeyeyim diye gözlerini yummuştu. Mayınların arasından sıyrıla sıyrıla ilerledi, ilerledi…

Sonunda varmıştı. Elleri ile işaret ederek şöyle seslendi: “İzimden gidin, işaretli yoldan ilerleyin!”

Hepsi teker teker yolu takip ederek ilerledi ve sonunda kadınlar, yaşlılar ve çocukların da aralarında bulunduğu 165 kişinin hepsi mayınlı araziden sağ salim çıktı.

Ali’nin gittiği yoldan gidip kurtuldular. Hepsi Ali’ye sarılmaya, onun muvaffak olması için dua etmeye ve ona teşekkür etmeye başladı. O; Ali Ahmed Raşid el-Kevâlit. Yaşı küçük ama yaptığı iş büyük. Ne kadar övgülü sözler sarf etsek ve karşında ne kadar şapka çıkarsak yetmez. Anne ve babana saygılarımızı ve sana sevgilerimizi sunuyoruz; Aliciğimiz. Sen erlerin azaldığı şu dönemde yiğit, fedakar ve kahraman bir erkeksin.

Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Savaş Tümeni çocuk yaştaki bu kahramanın ödüllendirilmesi için harekete geçti. Ali’yi ve ailesini ziyaret edip durumları hakkında bilgi aldı ve Ali’ye sergilediği kahramanlığa karşın; Ağabeyi Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ailesinin hamîsi Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Kubbe-i Şerîfesi’nin Sancağı hediye edildi.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: