Yüce Dini Merceiyet mal fitnesi ile sınanmaya dair ibretlerle yüklü olan o Kur’ân-i Kerîm kıssasını işlemeyi sürdürdü…

Yüce Dini Merceiyet temsilcisi ve Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Şerî Mütevellîsi Seyyid Ahmed Safî (İzzeti daim olsun) tarafından 16 Eylül 2016 (14 Zilhicce 1437) Cuma günü Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhının ana avlusunda kıldırılan Cuma namazının ikinci hutbesinde Kur’ân-i Kerîm’in ibret ve hikmetlerle dolu kıssalarından biri olan ve özellikle de mal ile sınanma konusunda dersler veren Karûn’un kıssasının üzerinde durmaya devam etti.

“Kardeşlerim, bacılarım; daha önce mal fitnesi ile sınanma meselesi hakkında bir kıssayı zikretmiştik. Kur’ân- i Kerîm’in kendisine çok mal verilen bir şahsiyete değindiğini ve daha önce anlattığımız ifadelerle ondan bahsettiğini söylemiştik. Ancak o (çok mal verilen) şahıs gurura kapılmıştı. (O şahıs) aynı zamanda iki sınıf insan için bir fitneydi. Bir sınıf insan onun olduğu durumda olmayı temenni ediyor; başka bir sınıf ise kendilerine ilim verilenlerdi, akıl ve sekîne (gönül yatışması, huzur) ile (işleri) ayırt ediyor ve bunun (malın) şahsiyet ayırt etmenin ölçütü olmadığını biliyorlardı. İşte o (bahsettiğimiz şahıs) Karun’du. Bu lafız (“Karun” ismi) de herkesin zihninde; haksız yoldan mal toplayarak elde edilen mali otorite olarak canlanmaktadır. Allah-u Teâlâ bize bu kıssayı anlatmakta ve onun önemli (bir yönüne) odaklanmaktadır. Şu Karûn’un ismi kişi ismi olduğu halde biz onu bir sıfat gibi anıyoruz. Çünkü artık adı bir terim adı haline gelmiştir. Her kim o hale bürünürse o (Karun’un gittiği) yoldan gidecektir. Karûn sahip olduğu onca malı kendinde bir ilim ile elde ettiğini iddia etmektedir: “Dedi ki: “(Aksine) bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir.” O “Başka bir tarafın (varlığını, ihsanını) tanımıyorum.. (Sahip olduğum malvarlığı) bir şey ifade ediyorsa o da benim yüce bir şahsiyet olduğuma işaret etmektedir. Benim gözümde ne topladıysam, ne biriktirdiysem o. Bilgimle, emeğimle bu serveti toplamayı başardım. Ben öğüt veren tanımam. Bana yön ya da direktif veren tanımam. Ben bu konuda söz dinleyecek değilim. Elde ettiğimi bilgimle, kendi yol ve yordamımla, kendi kurnazlığımla ve kendi zekâmla elde ettim. ” demek istemektedir. Mal yığan Karûn’un felsefesi işte budur...”

Devamı için tıklayınız.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: