Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) kampından bir model kadın: Oğlunu şahadet için hazırlayan bir anne…

Ölümsüz Taff (Kerbelâ) savaşına gelen ve Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) kampında olma şerefine nail olan pâk hanımefendilerin tarihine baktığımızda aralarında anne, nine, bacı, hala, teyze, kız, kız torun ve eş olduğunu görürüz… Her birinin çok özel bir görevi vardır; belki de her birinin görevi öbüründen tamamen farklıdır. Ancak hepsini bir araya getiren bir şey var; İslam’ın getirdiği ve Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) şahsında ve hedeflerinde özetlenen en yüksek insanî kavramlara iman. Bu parmakla gösterilecek olan ve hak yolda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan model hanımlardan biri de Hazrec aşiretine mensup Bahriye hanımefendidir.

Bahriye bint-i Mesud el-Hazreciyye; Amr b. Cunade’nin annesidir. Kendi evladını şahadet için hazırlayıp teçhizatlandıran anne için bir modeldir o. Kerbelâ’ya eşi Cunade b. Kâb el-Hazrecî ile birlikte gelmiştir. Kocası Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) yareni olmuş ve huzurunda savaşıp şehid olmuştur. Kocasından sonra geriye daha on yaşını doldurmamış olan oğlu Amr’dan başka kimsesi kalmadı. O da hakkı müdafaa edecek başka bir vesileye daha sahip olmadığı için kendi adım atıp elleriyle oğluna savaş giysisini giydirdi ve kılıcını kuşandırdı. Sonra da ona şöyle dedi: “Çık oğlum; (git ve) Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) evladının huzurunda savaş.”

Amr savaşmak için çıktığında Hz. Huseyn (O'na selâm olsun) onu gördü ve şöyle buyurdu: “Bu, babası savaşta öldürülmüş bir gençtir. Belki de annen senin (savaşa) çıkmandan hoşlanmaz.”

Çocuk şöyle cevap verdi: “Ey Resûlullah’ın evlâdı! Anam babam sana fedâ olsun! Bunu bana annem emretti. Kılıcı bana o tutuşturdu.”

Bunun üzerine Hz. Huseyn (O'na selâm olsun) ona izin verdi.

Amr şöyle şiir okuyarak meydana indi:

“Emîrim Huseyn’dir; ne de güzeldir Emirdir O!”

“Beşîr-i Nezîr’in (Müjdeleyici ve Uyarıcı’nın) gönlünün sevincidir O!”

“Doğan güneş gibi bir siması vardır Onun!”

“Aydın dolunay gibi bir alnı vardır Onun!”

Savaştı ve şahadet şerefine nail oldu. Başı kesildi ve Hz. Huseyn’in (O'na selâm olsun) kampına atıldı. Annesi oğlunun başını aldı ve göğsüne basıp şöyle dedi: “Ne iyi ettin oğlum; ey göz aydınlığım!” Sonra çadırın direğini kaptığı gibi Ömer b. Sâd’ın ordusuna doğru atıldı. Ümmü Veheb’in savaş şiirini okuyarak üzerlerine doğru gitti. Hz. İmam Huseyn (O'na selâm olsun) bunun üzerine yarenlerinden birini gönderip geri dönmesini emretti.

Bahriye hanımefendinin fedakârlıkları işte böyle; pek cömertçeydi. Şerî sorumluluğunu iyi biliyordu. Ehlibeyt’i (Allah'ın selâmı hepsine olsun) seven ve Onlar’a cân-ı gönülden bağlı, dünyadan yüz çeviren ve ahreti arzulayan bir hanımefendiydi…
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: