O Kerbelâ’da şehîd olan Veheb’in annesi. Oğlu Veheb b. Habbâb el-Kelbî ya da Veheb b. Abdullah b. Habbab el-Kelbî olarak biliniyor. Annesi iman etti ve fedâkârlıkta bulundu. O ve oğlu Nasranî dinindendi. Yani bugünkü deyimle Hırıstiyandılar. İslam’ı tanımıyorlardı. Bu yüzden de inançlarını değiştirmeyi düşünmemişlerdi. Ancak kader rolünü oynadı. Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) önce geldiği bir yerde konakladılar. Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) heybeti Veheb’in ve annesini çok etkiledi.
Hz. İmam Huseyn (O'na selâm olsun) onlarla konuştuktan sonra hidayet nuru kalplerine girdi. Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) hakkı gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak için kıyam ettiğini öğrendiklerinde O’na katılmayı kararlaştırdılar. Ümmü Veheb yani Veheb’in annesi Kerbelâ olayındaki müşerref rolü ile adını tarihe kazıdı. Oğlunu sürekli savaşmak için cesaretlendirdi ve Müslüman oluşundan günler sonra onu İslam mesajının sahibinin evlâdının huzurunda şehîd olarak takdim etti. Bununla da yetinmedi. Oğlu şehîd olduktan sonra çadırın direğini kaptığı gibi Hz.İmam Huseyn’i ve Hanedânı’nı (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) müdafaa etmek için düşman ordusuna doğru atıldı.
Bunun üzerine Hz. İmam (O'na selâm olsun) hızla davranıp onu geri getirdi. Ona cihadın kadınlara değil sadece erkeklere farz olduğunu söyledi, ona cenneti vaad etti ve buna kendisinin kefîl olduğunu ifade etti. Yani Müslüman olmasından sadece üç gün sonra cenneti garantilemişti. Böylece bununla Kerbelâ’da bulunmakla şereflenen bu hanımefendi Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) dostu, mümin ve sabırlı hanımlara tarih boyunca örnek oldu. Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) acılarına ve dertlerine ortak olmanın ne demek olduğuna dair unutulmaz bir ders verdi. Ciğerparesi ve gözünün aydınlığı Veheb İmamı’nın (O'na selâm olsun) huzurunda ve O’nu müdafaa ederken katledilmeden gönlü razı olmamıştı.
Veheb’in annesi, Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) dostu annelerin modeliydi.
Veheb’in eşi ise Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) dostu mücahit hanımlara örnek oldu. Veheb şehîd olduktan sonra o da çadırının direğini eline aldı ve dinini savunmak için düşman ordusuna doğru hamle etti. Bunun üzerine Hz. İmam Huseyn (O'na selâm olsun) onu da geri getirdi ve O’nun için dua etti. Oysa bu hanımefendi savaşın başında eşini savaşmaktan alıkoymuştu. Çünkü daha yeni evlenmişlerdi.
Şöyle anlatılmaktadır: Veheb savaş meydanına çıkıp pek güzelce savaştıktan sonra geri döndü. Yanında annesi ve eşi vardı. Onlara döndü. Sonra “Anneciğim, razı oldun mu?” dedi. Annesi de “İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) huzurunda (önünde) katledilmediğin sürece razı olmam” dedi. Eşi ise “Allah için sana (yalvarıyorum); bana senin (yitirilmen) ile facia yaşatma” dedi. Bunun üzerine annesi “Oğlum onun sözünden uzaklaş; dön ve Peygamberinin evlâdının önünde savaş ki kıyamet gününde O’nun şefaatine nail olasın!”
Veheb geri döndü. Kolları koparılıncaya dek savaşmaa devam etti. Kolları koparılınca eşi çadırın direğini kaptı ve şöyle diyerek ona doğru gitti: “Anam babam sana fedâ olsun! Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) haremi (olan) o güzel insanlar için savaş!” Hz.İmam Huseyn (O'na selâm olsun) de kadınlar arasına geri döndürmek için geri geldi. O hanım bu sefer O’nun kıyafetlerini çekiştirmeye başladı ve şöyle dedi: “Seninle birlikte ölmeden geri dönmem!” Bunun üzerine Hz. Huseyn (O'na selâm olsun) şöyle buyurdu: “Ne (güzel) bir hane halkısınız; hayırla mükafatlanasınız! Kadınların arasına geri dön, Allah sana rahmet eylesin!”
Bihâr-ul Envâr kitabının yazarı Allame Meclisî’nin dediğine göre: Veheb, Ömer b. Sâd’ın (Allah O’na lanet eylesin) ordusundan yirmi dört piyade ve on iki atlıyı öldürdü. Sonra esir düştü ve Ömer b. Sâd’a getirildi. Ömer Veheb’e “Ne kadar da çetin savaşıyorsun (böyle)?” dedikten sonra boynunun vurulmasını emretti. Kesilen başı götürülüp Hz. Huseyn’in (O'na selâm olsun) kampına atıldı. Ümmü Veheb de önce başı aldı ve öptü, sonra da İbn-i Sâd’ın kampına doğru attı. Baş İbn-i Sâd’ın kampındaki birine isabet etti ve onu öldürdü. Ümmü veheb sonra otağın çadırını alıp İbn-i Sâd’ın ordusuna doğru hamle etti ve İbn-i Sâd’ın ordusundan iki kişiyi öldürdü.