Neden Muharrem-i Harâm ayının yedinci gece “Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O'na selâm olsun) gecesi” olarak anılıyor?

Muharrem-i Harâm ayının ilk on gününde düzenlenen Huseynî matemlerde her bir günün ve gecenin Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) kıyamının önemli şahsiyetlerine ayrılması gelenek haline gelmiştir. Böylece; H. 61 yılı Muharrem-i Harâm ayının onuncu gecesinde vuku bulan ve semâların (manevî boyutların, âlemlerin) ve yeryüzünün ehline pek büyük gelen Aşûra faciasının kahraman şahsiyetlerine çok daha büyük bir biçimde ışık tutmak mümkün olmaktadır. Bu geleneğin – özellikle de Irak’ta – bir parçası da Muharrem-i Harâm ayının gecesi ve gününün Hz.Ebulfazl Abbas’a (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ayrılmasıdır.

Peki bunun sebebi ne?

Rivayetler şöyle anlatıyor: Muharrem’in yedinci günüydü. Hz.Ebulfazl Abbas, Ağabeyi Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) çocuklarını ve ailesini öldürücü susuzluktan inlerken gördü.Asil ve cesur kalbi bu hazin manzaraya seyirci kalmaya dayanamadı. Hemen atına bindi ve düşmana doğru taarruza geçti.O dillere destan kuvvetiyle tüm engelleri ortadan kaldırdı ve suyu kaptığı gibi geri geldi. Fırat nehrine doğru taarruza geçtiğinde O’nunla birlikte otuz kadar atlı, yaklaşık yirmi piyade vardı. Yanlarına yaklaşık yirmi kırba (su kabı) almışlardı. En önlerinde de Nafi’ bin Hilal El-Muradi vardı. Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) eşsiz dostlarındandı. Onu Kerbelâ savaşının canîlerinden Amr b. Hacca el-Zubeydî karşıladı. Fırat nehrinin bekçiliği ile görevlendirilmişti. Nafi’ e şöyle dedi:
- Seni ne buraya getirdi?
- (Ulaşmamıza) engel olduğunuz sudan içmeye geldik!
- İç, afiyet olsun…
- Hem Huseyn, hem de şu gördüğün dostları susuz halde iken mi içelim?!
- Onlara su vermeye izin yoktur. Buraya onları sudan menetmek için yerleştirildik.
İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kahraman dostları Amr’a aldırış bile etmedi ve sözleriyle alay ettiler. Sonra da kırbalarını doldurmak üzere kırbalarını doldurmak üzere Fırat’a doğru hareket ettiler. Amr bin Haccac da yanındaki asker müfrezesi ile birlikte onlara karşı direnişe geçti. Aralarına Kerbela'nın Kahramanı Hz. Ebulfazl ile Nafi’ bin Hilal da katıldı ve çatışma başladı. Ancak her iki taraftan da kimse ölmedi. Bu mücadelenin sonunda da İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) dostları Hz.Ebulfazl’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) komutanlığında ve kırbaları suyla dolu halde geri döndüler.

Böylelikle Hz. Ebulfazl (Allah'ın selâmı üzerine olsun), susuz kalan Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) efradına su getirmiş ve susuzluktan ölmekten kurtarmıştı. O günden beri de kendisine “Sekkâ” yani “sulayan, su veren” lakabı verilmiştir. En meşhur ve halk arasında en çok yaygın lakabıdır. Bu aynı zamanda kendisinin de en çok sevdiği ve en özel bulduğu lakaplarındandır.

İşte bu yüzden Muharrem-i Harâm ayının yedinci gecesi ve günü Hz.Ebulfazl Abbas’a (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ayrılmıştır.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: