Matem alayları “Sekkâ” Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O'na selâm olsun) şahadeti hatırasını ve vefâkar duruşlarını andı… (Foto Haber)

Hz.Ebulfazl Abbas (O'na selâm olsun) hakkında Hz. İmam Sâdık’ın (O'na selâm olsun) şu hadisinden başka bir şey olmasaydı; yine de yeterdi: “Amcamız Ali oğlu Abbas delici bir basîrete ve sapasağlam bir imana sahipti. Ebu Abdullah ile birlikte cihâd etti ve işini pek güzel (layıkıyla) yerine getirip şehîd olarak (bu dünyadan göçtü) gitti…”

Aynı şekilde Hz. İmam Zeynelabidîn’den (Allah'ın selâmı üzerine olsun) de Hz.Ebulfazl Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hakkında şöyle buyurduğu naklolunmuştur: “Allah Amcam Abbas’a rahmet eylesin; (Hz. Huseyn’e hizmeti her şeyin) önünde tuttu ve (bu uğurda çok fazla) uğraşıp didindi. Sonunda da Ağabeyi’ne canını feda etti ve kolları koparıldı. Allah (Azze ve Celle) de tıpkı Cafer b. Ebi Talib’e yaptığı gibi o; (kopan kollar yerine) O’na Cennette meleklerle birlikte uçabileceği iki kanat verdi. Abbas’ın Allah-u Teâlâ katında öyle bir makamı vardır ki; kıyamet gününde tüm şehitler O’na gıpta eder.”

Babası Müminlerin Emîri Hz. İmam Ali b. Ebi Talib’den (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) de O’nun makamının yüceliği ve faziletinin büyüklüğü hakkında şöyle buyurduğu naklolunmuştur: “Oğlum Abbas, ilmi kana kana içmiştir.”

Kerbelâlı matem alayları da bu noktadan yola çıkarak Muharrem-i Harâm ayının yedinci gecesi ve gününde; Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) kahramanlıklarını, Ağabeyi Ebu Abdullah Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yanındaki tarihi ve yüce duruşunu ve Taff (Kerbelâ olayı) savaşında Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) hanedânını müdafaa ederken sergilediği yiğitlikleri anar.

Tarihçilerin de anlattığı gibi Hz.Ebulfazl Abbas, Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) dostlarının en bilgini ve en cesuruydu. Destansı bir şekilde çarpışan yiğit bir süvariydi. Alnında secde izi vardı. Siması ve görünüşü çok güzeldi. Bu yüzden de O’na “Kamer-i Benî Haşim/Haşimoğulları’nın Dolunayı” lakabı verilmiştir. (Araplar çok güzel veya çok yakışıklı bir insanı dolunaya benzetir) Süslü ata binerdi. Boyununu uzunluğundan ötürü ata bindiği zaman ayakları yere sürterdi. Sabrı pek çoktu; ne kadar çok savaşırsa savaşsın, ne kadar çok darbe alırsa alsın yılmazdı. Yanında Hz. Huseyn’in (O'na selâm olsun) en büyük sancağı olurdu. Çünkü Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) ordusunun komutanıydı.Bu yüzden de Aşûra günü Hz. Huseyn (O'na selâm olsun) O’nu mübareze etmekten (meydana inip düşmana meydan okumak ve ölünceye dek meydanda karşısına gelen her düşmanı öldürmek) men eder ve şöyle derdi. “Kardeşim; eğer sen gidersen askerim dağılır ve ordum parçalanmaya yüz tutar…”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: