Hayata doğru… yürüyen bir hayat gördüm.
Ziyaretçilerin yürüdükçe rahat ettiğini gördüm…
Hizmetkârların çok kişiye hizmet ettikçe rahat ettiğini gördüm…
Müşerref ilim havzasının mekteplerden hizmet yerlerine geçtiğini gördüm…
Ahlakın kitaplardan çıkıp yollara döküldüğünü gördüm…
Doktor, mühendis, öğretmen, alim, tüccar vb lakapların “ziyaretçi”ye dönüştüğünü gördüm…
Güvenlik görevlilerinin iman ve hizmet erlerine dönüştüklerini gördüm…
İnsanların lüks evlerinden ve konforlarından çıkıp kumaştan yapılmış çadırlara geçtiğini gördüm…
Küçük çadırların dünyanın dört bir yanından her türden insanı bir araya getirdiğini gördüm…
Etiketlerin düştüğünü ve haklarda eşitlik olduğunu gördüm…
İhtiyaçları,dilekleri ve arzuları “O Kervân”a yetişmek ve onun bir parçası olmak olan kimseler gördüm…
Yürüyüşün büyüklüğüne ve yapılan bağışların çokluğuna rağmen herkesin… sade olduğunu gördüm…
Gece gündüz kesintisiz hizmet ettikleri halde “Ebu Abdullah için hiçbir şey takdim etmedik ki…” dediklerini gördüm…
Bazı insanların gümüş ve altını hazine bilip biriktirirken…
Bu halkın Huseyn aşkını hazine bildiğini ve onu biriktirdiğini gördüm…
Ve bu nimet için…
Ne kadar şükredersek edelim bunun az kalacağını gördüm…
Selâm olsun size ey Nûr’a doğru yürüyenler!…