Neden Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şahadeti hatırasında Müminlerin Emîri (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyaret ediliyor?

Tıpkı Şaban ayı Hz.Muhammed Hanedânı’nın (Allah-u Teâlâ hepsine salât eylesin) sevinç ayı olduğu gibi Safer ayı da Hz. Muhammed Hanedânı’nın (Allah-u Teâlâ hepsine salât eylesin) hüzün ayıdır. Safer ayının 28. Günü, başka bir deyişle Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şahadeti hatırasında; milyonlarca mümin ve mümine, Erbain ziyaretinden sonra kısa bir süre dinlenmelerinin ardından Müminlerin Emîri Hz. İmam Ali b. Ebi Talib’in (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Necef-i Eşref şehrinde yer alan Mukaddes Ziyaretgâhı’nı ziyaret etmektedir.

Müminlerin Emîri’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyareti tüm vakitlerde müekked müstehaptır (yapılması vurgulanmış ve dinen sevimli olan işlerdendir).

Mufazzal b. Ömer el-Cûfî’den şöyle rivayet olunmuştur: “Ebu Abdullah’ın (Hz. İmam Cafer-i Sâdık’ın - O'na selâm olsun) huzuruna girdim ve O’na “Garî’yi (Irak’ı) özledim” dedim. “Onu sana özleten nedir?” diye buyurdu. Ben de “Müminlerin Emîri’ni (O'na selâm olsun) seviyorum ve O’nu ziyaret etmeyi seviyorum” dedim. “O’nun ziyaretinin faziletini biliyor musun?” diye buyurdu. Ben de “Hayır ey Resûlullah’ın evlâdı; bildir onu bana.” dedim. Şöyle buyurdu: “(Hadisin bu kısmı uzundur. Bu bölümü atlayıp bizi ilgilendiren bölüme geçeceğiz.Editör) … Necef’in kenarını ziyaret ettiğinde Âdem’in kemiklerini, Nûh’un bedenini ve Ebu Talib oğlu Ali’nin (O'na selâm olsun) cismini ziyaret et. Sen (bununla) ilk ataları, Peygamberlerin Hâtemi (Sonuncusu, tamamlayıcısı ve mühürleyicisi) Muhammed’i (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ve Vasîlerin Efendisi Ali’yi ziyaret etmiş (olacaksın). O’nu ziyaret eden kimseye dua ettiği vakit semânın kapıları açılır; öyleyse hayra karşı uyuyan (uyuklayan) bir kimse olmayasın.”

Bu yüzden de Hz.İmam Sâdık’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) “Sen (bununla) ilk ataları, Peygamberlerin Hâtemi Muhammed’i (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ve Vasîlerin Efendisi Ali’yi ziyaret etmiş (olacaksın)” buyruğundan Müminlerin Emîri’ni (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyaret eden kimsenin Hz.Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ziyaret etmiş olacağını anlıyoruz.

Safer ayının yirmi sekizinci gününde özellikle Müminlerin Emîri’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyaretinin yapılmasında dair elimizde nakledilmiş bir hadis bulunmuyor. Bu Resulullah’ın ve Müminlerin Emîri’nin (Allah-u Teâlâ Onlar’a ve Pâk Ehlibeytleri'ne salât etsin) aşıklarının yaklaşık seksen yıl önce başlattığı bir gelenek.

Bu geleneği meşru yapan hususlardan bazısı şöyle:

İlki: Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) ziyareti her gün ve gece gündüz tüm vakitlerde müstehaptır.

İkincisi: Kur’ân-i Kerîm’de de Mubahele ayetinde açıkça Müminlerin Emîri’nin Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ Onlar’a ve Pâk Ehlibeytleri'ne salât etsin) nefsi olduğu belirtilmiştir. Bu ayet hükmü gereği Müminlerin Emîri’ni (Allah'ın selâmı üzerine olsun) ziyaret eden Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ziyaret etmiş gibi olur. Iraklıların çoğu da birçok engelden ötürü Hz. Resûlullah’ı (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şahadet hatırasında ziyaret edemediği için bu ziyaret O mubarek ziyaretin yerini dolduruyor.

Üçüncüsü: Hadîs-i Şerîflerde “Ben İlmin şehriyim, Ali’ de O’nun kapısıdır” ve “Evlere kapısından giriniz” diye belirtilmiştir. Arifler buradan yola çıkarak şöyle demiştir: Müminlerin Emîri (O'na selâm olsun) Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) manevi kapısıdır. Arif kimse doğrudan Hz.Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) nuru ile irtibata geçemez. Çünkü nurunun şiddetinden kalbi yanar. Hz. Resûlul-i Âzam (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) ile diğer yaratılanlar arasındaki vasıta Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) nurudur. Başka bir deyişle –örnek vermek gerekirse -tıpkı elektrik trafosunun kaynaktan elektriği alıp evlerin hazmedebileceği biçime dönüştürdüğü gibi Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) ruhu da o şiddetli nuru alıp diğer yaratılanların alabileceği ve algılayabileeği bir hâle dönüştürür.

“…Allah, sivrisineği ve onun da ötesinde bir varlığı örnek olarak vermekten hayâ etmez…” (Bakara 26)
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: