Ölüm Meleği Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) canını almak için izin istiyor

“el-Menâkıb”da Abdullah İbn-i Abbas’tan şöyle rivayet olunmuştur: “Hastalığından dolayı Peygamber (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) baygınlık geçirdiği sırada kapısı çalındı. Fatıma (O'na selâm olsun) da “Kimdir O?”dedi. (Kapıdaki) de “Ben yabancı bir adamım; Resûlullah’a (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) sormak için geldim.İçeri girmem için bana izin veriyor musunuz?” dedi. O da şöyle cevap verdi: “Git, Allah sana rahmet eylesin. Çünkü Resulullah sana (cevap veremeyecektir), meşgüldür.”

(Adam) da gitti, sonra geri dönüp kapıyı çaldı ve “Gariptir, Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) için izin istemektedir. Garip kimselere izin verir misiniz?” dedi. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) bu sırada (baygınlıktan) uyandı ve “Ey Fatıma, O kimdir biliyor musun?” dedi. O da “Hayır ey Allah’ın Resûlü” dedi. Resulullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) “Bu toplaşanları ayrı düşürendir, kişiyi muradına erdirmeyendir (kederlendirendir); bu (gelen) ölüm meleğidir. Allah’a andolsun ki, benden önce kimse için izin almamıştır ve benden sonra da kimse için izin almayacaktır. Benim Allah katındaki kerâmetimden (saygınlığımdan ötürü) benim için izin istemiştir. Öyleyse ona izin ver.” Bunun üzerien (Hz.Fatıma) “Gir içeri, Allah sana rahmet eylesin” dedi.

Hafif bir esinti gibi içeri girdi ve “Selâm olsun Allah Resûlü’nün Ehlibeyti’ne” dedi. Bunun üzerine Peygamber (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) Ali’ye (O'na selâm olsun) dünyaya sabretmeyi, Fatıma’yı (O'na selâm olsun) korumayı, Kur’ân’ı toplamayı, O’nun ( Resûlullah’ın - Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) boycunu ödeyip (cenaze) guslünü yapmayı, kabrinin etrafına duvar yapmasını ve Hasan ile Huseyn’i (Onlar’a selâm olsun) korumasını vasiyet etti.

Bu rivayet; bu büyük hadiseyi ve Ehlibeyt’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin), özellikle de Hz.Fatıma Zehrâ’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hüznünü anlatan çok sayıda hadisten biridir.

Resûlullah (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) şehîd olduğunda çok kişi ağladı. Küçükler, büyükler, yakınlar, sevenler, uzaklar ve yakınlar… Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) Yüce Dost ile buluşmasının ardından gözyaşı döktüler. Her yanda ağlayan erkekler ve kadınlara rastlanıyordu. Ama hiçbirinin hüznü Hz. Fatıma Zehra’nın (O'na selâm olsun) yaşadığı hüzünden daha şiddetli değildi. O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hüznü yenilendikçe yenileniyor, arttıkça artıyor ve şiddetlendikçe şiddetleniyordu. Bir hafta boyunca inleyişi kesilmedi. Her gün bir önceki günden daha çok ağlıyordu.
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: