Müslümanlar neden Safer ayının yirmi sekizinci günü faciasından bihaber?!

Hz.İmam Ali’nin (AS) Ziyaretgâhı’nda taziye ziyare
Safer ayının yirmi sekizinci gününde Ehlibeyt’in (Hepsine selâm olsun) hüzünleri zirveye erişir… Gözlere yaşlara boğan ve kalpleri burkan bu facia ardından gerçekleşen diğer trajedilerin başlangıcıdır… Allah-u Teâlâ her türlü kiri ve kötülüğü giderdiği Muhammedî Hanedânın direği, Allah’ın (Azze ve Celle) yarattıklarının en şereflisi ve Kainatın da yaratılmışların da Efendisi göçüp gitti… Yüce ahlâkın sahibi, Rahmet Peygamberi, Âlemlere rahmet olarak gönderile Tâha Peygamber, Adı semâda Ahmed ve yeryüzünde de EbulKâsım Muhammed (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin)

Bu iki beyit de Yaratılmışların En Hayırlısı’nın (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) kızı ve O’na Ehlibeyti’nden (Hepsine selâm olsun) ilk kavuşan Sıddîyka-yı Kubra Hz. Fatıma Zehrâ’ya (Allah'ın selâmı üzerine olsun) aittir…

Ahmed’in toprağını koklayan kimse;

Zaman boyunca (en) pahalı kokuları koklamasa ne (kaybeder)!

Üzerime öyle döküldü ki musibetler

Günlere dökülselerdi olurlardı geceler…

Hz. Peygamber-i Ekrem (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) semâ (manevî alem) ile yeryüzü, yaratılmışlar ile Yaratan, ümmeti ile diğer ümmetler ve mezheplerimiz ile gruplarımız arasındaki bağlantı noktasıdır… La ilahe illallah Muhammeden Resûlullah (Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed O’nun Resûlüdür) şahadeti ile kimliğimiz O’na bağlanır.

Bu acı hatıra ne zaman gerçekleşti peki?! Bir milyar 700 milyon Müslüman ya bu hatıranın ne zaman gerçekleştiğini anmaktan kaçınıyor ya da ne zaman gerçekleştiğini bile bilmiyor!... Dalaletin karanlığından kurtarıp hidayet nurlarına taşıyan o değil midir?... Abdullah oğlu Muhammed (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) olmasaydı sonumuz şirk, kaybolmuşluk ve cehennem olmaz mıydı?... Allah bizi O’nun Ehlibeyti (Hepsine selâm olsun) ile sınadı; biz de onlardan ısrarla yüz çevirdik. İnsanlara çıkarılan en hayırlı ümmet iken ümmetlerin sonuncusu olduk… Nefislerimize zulmettik, bu yüzden onların hidayet önderliği bizden gizlendi… Neden bindörtyüz yıldır cüzî olarak da olsa düzeltmekle yükümlü olduğumuz bu gidişatı doğrultmuyoruz… Neden O’nun adına birbirimizi boğazlamaktan O’nun güzel hatırası üzerine toplanma seviyesine taşınmıyoruz?!..

Müslümanlara yaraşan şey, tıpkı Ehlibeyt’in (Hepsine selâm olsun) yolundan gidenlerin yaptığı gibi; Peygamberleri’nin (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) karşısında hüzünle durmak, Pâk kabrinin önünde gözyaşı dökmek ve O’nun (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) rıhletinin hatırasında O’nun getirdiği getirdiğin dini, İslami değerleri, yüce ahlakını, âlemlere rahmet oluşunu, hoşgörüsünü, şefkatini ve hem akılları hem kalpleri aydınlatan duruşlarını anmaktır…

Öyleyse Müslümanlar neden Safer ayının yirmi sekizinci günü faciasından neden bihaber?! Neden hayatlarında yeri yok?!!
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: