İşte El-Kefîl El Yazmaları ve Nadir Eserler Yazması Müzesi’nde sergilenen tarihi eser niteliğindeki ateşli silahlar…

Irak Mukaddes Türbeleri’nde açılan ilk müzelerden biri de Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi bünyesindeki El-Kefîl Yazma Eserleri ve Nadir Eserler Müzesi’dir. 2009 yılında Seyyide Zeyneb’in (O'na selâm olsun) mubarek doğumu münasebetiyle açılan müzede sergilenen eserler arasında; büyük bir miktarda antika ateşli silahlar da yer alıyor. Bu silahların bir kısmı uzun yıllar önce Sultanlar ve valiler tarafından, bir kısmı da Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın ziyaretçileri tarafından Mukaddes Türbe’ye hediye edilmiş. Bazısının geçmişi 1800’lü yıllara dayanan bu tabanca ve tüfeklerde son derece muhteşem nakış ve yazılara rastlamak mümkün. Silahların bazısında fildişi ve sedeften yapılmış parçalar bulunurken bazısı ise altın, gümüş veya sır ile kaplı.

Müze Sorumlusu Sâdık Lazım bu tarihi eserler hakkındaki bilgileri Uluslararası El-Kefîl Ağı ile paylaştı: “Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Müzesinde Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’na yüzyıllar boyunca hediye edilmiş olan yüzlerce ateşli silah (tabancalar ve tüfekler) bulunuyor. Elimizde eski ve yeni türler bulunuyor. Tüfek olsun ya da tabanca olsun bu parçaların çoğunda; üreten tarafın kim olduğuna işaret eden sembol ve nakışlar içeriyor. Bazısında ise özellikle bir şahıs için üretildiğine dair işaretler var. Tüfeklere gelince. Onlardan birçok türde var:
1-Kale tüfeği: Kömür fitil sistemi ile çalışıyor. Tüfeğin gövdesi ahşaptan; namlusu ve mili ise demirden yapılmış ve tüfeğin gövdesine bakır halkalar ile sabitlenmiştir. Tüfeğin üst bölümüne ise “Ya Kâdi-el Hâcât / Ey ihtiyaçları karşılayan!” yazılmıştır.

2- Çakmak taşı sistemi ile çalışan eski tüfek: Tüfeğin gövdesi fildişi aşılı ahşaptan ve bakır plakalardan üretilmiştir. Namlu ve mili ise demirdendir.

3- Kapsül sistemi ile çalışan eski tüfek: Kabzası ve dipçiği fildişi ve sedef ile aşılı ahşaptan; namlusu ise demirden yapılıp gövdeye bakır halkalar ile sabitlenmiştir.

4- “Ümmüs- Sukkerî” adlı eski tür bir tüfek: Beş kurşuna sahiptir. Sürgünün elle çekilmesi gerekir. Kabzası ve dipçiği ahşaptan; namlusu ve ateşleme mekanizması ise demirden yapılmıştır. Bunların dışında Kalaşnikov’a varıncaya kadar birçok farklı tüfek vardır.

5- Hint yapımı küçük tüfekler. Lüleleri altın kaplama olup “cevher” adı ile bilinen güçlü, esnek, hafif ve paslanmama özelliğine sahip metalden yapılmıştır. Barut, çakmak taşı ve kapsül ile çalışmaktadırlar.

6- Çöl tüfeği: Barut ve kömür fitili ile çalışırlar. Dünyadaki en eski tüfeklerdendir. Eskiden Orta Asya ve Doğu Asya’da kullanılırlardı. Geçmişleri Hicrî 11. Yüzyıla dayanır.

Tabancalara gelince:

1-Çakmak taşı ile çalışan tabanca: Demirden ve ahşaptan yapılmış, fildişi ile işlenmiştir. Üzerinde nakışlar ve motifler vardır. Etrafı fildişi şeritler ile çevrilidir.

2- Kapsül mekanizması ile çalışan tabanca: Gövdesi ahşaptan yapılmış ve fildişi ile aşılanmıştır. Kabza bölümünün dibinde metal bir parça ve parçanın sonunda da bir halka vardır. Namlusu demirdendir. Üzerinde arslan şeklinde bir logo vb birçok farklı türde işlemeler vardır.

3-Webley türü barut ve kapsül mekanizması ile çalışan tabanca.

4-Webley türü ateşleme mekanizması ile çalışan tabanca.

“Ateşli silahlar içinde bulunduğumuz şu gün de dahil olmak üzere halen El-Kefîl Müzesi’ne hediye dilmeye devam ediyor. Bugün elimizde Haşd-i Şâbî (Halk Seferberliği) tarafından hediye edilmiş tüfekler var. Bunların bazısı altın ile kaplanmış. Dikkat çekici olan bir şey de şu: Hediye edilen tüfekler arasında üç savaşa katılmış bir tüfek var. Bu tüfek I. ve II. Dünya savaşına ve Âmirli’nin DAİŞ (DAEŞ,IŞİD) teröristlerinden temizlendiği savaşa katılmış.1915 yılında üretilmiş bir Bruno marka tüfek.

“Müzenin silahlarına Müzenin özel laboratuarında özel kimyasallar kullanılarak ve fırça, pamuk ve alkol kullanılmak suretiyle elle temizlik ve bakım yapılmaktadır. Bakım çalışmasının türü malzemenin organik ya da inorganik olmasına göre değişmektedir. Muhafaza edilmeleri ise rutubet, sıcaklık vb depolama koşullarının gözetildiği bilimsel bir metotla yapılmaktadır.”