Pakistan’da Kerbelâ Esintisi Kültür Festivali’ne katılan Irak Mukaddes Türbeler heyetinin ikinci durağı: Himalayalar

Mukaddes Hz. Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi ile Pakistan’daki Kawthar Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği ve Mukaddes Hz. İmam Ali, Hz. İmam Ali Hâdî ile Hz. İmam Hasan-ı Askerî ve Hz. Abbas (Allah'ın selâmı hepsine olsun) Türbeleri’nin katıldığı IV. Pakistan’da Kerbelâ Esintisi Kültür Haftası organizasyonunun sona erdiğini daha önce sizlerle paylaşmıştık. 31 Mart - 2 Nisan 2017 tarihleri arasında düzenlenen organizasyonun kapanış töreninin ardından Irak Mukaddes Türbeler heyeti Pakistan’ın en kuzeyinde yer alan Himalaya Dağları’na doğru hareket etti. “Peki ne var Himalayalar’da?” diye sorabilirsiniz. Sebebi şu:

Himalayalar Dağları ile etrafı çevrilmiş olan bir vadide onlarca köy bulunuyor ve bu köylerde Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) aşıkları yaşıyor.

İçinde bulunduğu iklim şartları ve koşullar sebebiyle bu köyler Dünya’dan neredeyse kopmuş durumda. Ancak bunlara rağmen Nübuvvet Hanedânı Ehlibeyt’e (Allah'ın salât ve selâmı hepsine olsun) duydukları aşkın nuru gönüllerinde alev alev yanıyor. Bu, uzak yakın herkesin şahitlik ettiği bir gerçek. Çünkü Ehlibeyt’in (Allah'ın selâmı hepsine olsun) yaşadığı musibetler anılır anılmaz gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğünü görüyorsunuz.

Çok mütevazi bir havaalanları vardı. Irak Mukaddes Türbeler heyetinin geleceğini duyunca ile birlikte yüzlercesi orada toplandı. Başlarında bulunan Yüce Dini Merceiyet’in Kuzey Pakistan Mutemedi Şeyh Muhammed Hasan Caferî ile birlikte konuk heyeti büyük bir sıcaklıkla karşıladılar.

Heyet ardınan havaalanı tarafındaki şehir ve köylere giden yolun başında yer alan Hz.Resûl-i Âzam (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) Mescidi ve Huseyniye’sine geçti. Yapılan merasim ile birlikte Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) dostlarının aşk ve özlem dolu gözyaşları ve hüzün ile dolu bir atmosfer içerisinde Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) sancağı göndere çekildi.

Merasimde bulunanlar “Irak’taki o pâk diyarların hizmetkârlarının aramızda bulunması bizim için büyük bir şereftir. Allah-u Teâlâ o pâk ziyaretgâhların sahiplerini bizleri O’nun hoşnutluğuna iletecek hidayet çırağları ve rüşd yolları kılmıştır. Bizlere Mukaddes Kerbelâ’dan nefesler getirip toprağımızda Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) sancağını dalgalandırmak için bu denli uzak mesafelerden yolculuk yapmanın meşakkat eden bu heyetler ne kadar teşekkür edersek azdır.”

Ziyaret boyunca Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) sancakları sadece burada değil birçok köydeki cami ve huseyniyede (Huseynî dergâhta) dalgalandırıldı. Böylece Hz Zeyneb-i Kubrâ’nın Hz. İmam Zeynelabidîn’e (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) vaadi bir kez daha gerçekleşmiş oldu. Hadiseyi hatırlatalım:

Hz. İmam Zeynelabidîn’in (O'na selâm olsun) ailesi ve yakınlarını paramparça uzandığı haldeki haline bakarken halini gören Hz. Zeyneb-i Kubra (O'na selâm olsun) dağları un ufak eden bu musibet karşısında yeğenine teselli sunmak için şöyle buyurmuştu:

“Neden seni can çekişirken (canını verir gibi bir halde) görüyorum; ey dedem, babam ve kardeşlerimden geriye kalanım? Bu Allah’ın senin dedene ve babana vaadidir: Allah (öyle) insanlardan misâk (söz, güvence) almıştır ki; onları yeryüzünün firavunları tanımaz, ancak onlar semâların ehli tarafından tanınırlar. İşte o kimseler bu kesilmiş organları ve (kana) bulanmış bedenleri alıp defnedecekler ve bu Taff’ta, baban Şehitlerin Efendisi’nin kabrine öyle bir bayrak dikeceklerdir ki! (O bayrak) günler geceler geçip gitse de ne izi ortadan kalkar ne de görüntüsü yok olur. Küfrün önderleri ve dalaletin taraftarları onu yok etmek ve toprağa gömmek için istedikleri kadar çabalayıp dursun; onun izinin (eserlerinin, etkilerinin) yükselişi artacaktır sadece.”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: