Şeyh Fetlavî: “Müminlerin Emîri’nin (O'na selâm olsun) üstünlüğünü ne bilge bir âlim, ne uzdil bir hatîp ne de hünerli bir yazar bütünüyle kuşatabilir. Çünkü O’nu bütünüyle sadece Allah ve Resûlü tanıyabilir…”

Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi tarafından Hindistan’da düzenlenen V. Müminlerin Emîri (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Kültür Festivalinin ikinci aşaması; 16 Nisan 2017 (18 Receb 1438) Pazar günü Hindistan’ın Batı Bengal eyaletindeki Şirniya (Shirnia) kentindeki Kerbelâ Huseyniyesi’nin avlusunda düzenlenen törenin ardından sona erdi.

Törende Irak Mukaddes Türbeleri tarafından Mukaddes Hz. Huseyn (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi heyeti temsilcisi Şeyh Ali Fetlavî “Müminlerin Emîri’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) üstünlüğünü ne bilge bir âlim, ne uzdil bir hatîp ne de hünerli bir yazar bütünüyle kuşatabilir. Çünkü O’nu bütünüyle sadece Allah ve Resûlü tanıyabilir” dedi.

Şeyh Fetlavî şunları söyledi:

“Allah-u Teâlâ’ya bize sizlerle buluşmakla lütfettiği ve sizlere hizmet etmekle bizleri rızıklandırdığı için hamd ederiz. Sizlere Büyük Hüccet, Nebe-i Azîm (Nebe suresinde işaret edilen büyük haber) ve Allah-u Teâlâ’nın her daim galip gelen Arslanı Hz.Ali b. Ebi Talib’in (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) mubarek doğumu münasebetiyle tebriklerimizi sunarız.”

Ardından Şeyh Fetlavî Müminlerin Emîri’nin (Allah'ın selâmı üzerine olsun) faziletlerine işaret eden bazı hadis-i şerîflere değindi:

“İlki: Yaratılışı ile ilgili. Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurmuştur: ‘Bizler Âdem yaratılmadan on dört bin yıl önce Allah-u Teâlâ’nın huzurunda bir nur idik. Allah Âdem’i yarattığı zaman o nuru iki parçaya ayırdı: Bir parçası benim, bir parçası da Ali’dir. ’”

“İkincisi: İtaati ile ilgili. Hz. Resûl-i Ekrem (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurmuştur: ‘Her kim bana itaat ederse Allah’a itaat etmiştir ve her kim bana karşı gelirse Allah’a karşı gelmiştir. Her kim Ali’ye itaat eder ise bana itaat etmiştir ve Her kim Ali’ye karşı gelirse bana karşı gelmiştir.’”

“Üçüncüsü: Takip edilmesi ile ilgili. Hz. Resûl (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurmuştur: ‘Bana iman eden ve beni tasdîk eden (söylediğimin doğru olduğunu söyleyen) kimseye Ebu Talib oğlu Ali’nin velâyetini vasiyet ediyorum. Her kim O’nu velîsi edinmişse (O’na bağlanırsa) beni velîsi edinmiştir. Beni velîsi edinen de Allah’ı (Azze ve Celle) velî edinmiştir. Her kim O’nu (Ali’yi) severse beni sevmiştir ve beni seven kimse de Allah-u Teâlâ’yı sevmiştir. Her kim O’na buğz ederse bana buğz etmiştir, bana buğz eden kimse de Allah’a buğz etmiştir.’”

(Buğz etmek; sevmemek, katlanamamak, nefret etmek gibi anlamlara gelir. Editör.)

“Dördüncüsü: Bu size müjdedir de. Hz. Resûlullah (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) şöyle buyurmuştur: ‘Ey Ali; Allah sana, zürriyetine, evlatlarına, ailene, şiilerine (taraftarlarına) ve şiilerini sevenlere mağfiret etmiştir. Öyleyse müjdeler olsun sana; ey alnının iki yanı kılsız, karnı geniş!*”

*(Hadis-i şerîfte ‘Enza-i Batîn’ diye bir tabir kullanılmaktadır. Bu tabirin sözlük anlamı yukarıda geçtiği gibidir. Ancak Ehlibeyt İmamları’ndan (Allah'ın selâmı hepsine olsun) aktarılan bazı hadislerde bu ifadenin “Her türlü şirkten soyulmuş ve ilmi karınlarla geniş” olarak açıklandığını görüyoruz. Arapça’da “Enza – soyulmuş”, “Batîn, îçi çok geniş” anlamlarına da gelmektedir.)
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: