Yüce Dini Merceiyet’ten Şaban Ayının Ortası ziyaretine katılanlara Irak’ı, halkını ve mukaddes değerlerini teröristlere karşı savunan savaşçı kardeşlerini anmaları çağrısı

Yüce Dini Merceiyet temsilcisi Şeyh Abdulmehdî Kerbelâî (İzzeti daim olsun), 5 Mayıs 2017 (8 Şaban 1438) Cuma günü Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhının ana avlusunda kıldırdığı Cuma namazının ikinci hutbesinde Hz. İmam Mehdî’nin (Allah-u Teâlâ pek müşerref çıkışını yakınlaştırsın) doğum gecesi hatırası ziyaretine katılacak ziyaretçilere bazı mesajlar verd. Kutlamalara katılacak olanlara konuşmalarında ve ezgilerinde vatan müdafaası için çarpışan savaşçı kardeşlerini ve sergiledikleri kahramanlıkları anmaya ve nihai zafer – Allah-u Teâlâ’nın izniyle –gerçekleşinceye dek fedâkarlık süreçlerini devam ettiriyor olmalarından söz etme çağrısında bulunan Yüce Dini Merceiyet temsilcisi; “onların fedâkârlıkları olmasaydı, (şimdi kutlama yapacak olanların) sevinçleri şimdi hüzünler olurdu” dedi.

Şeyh Kerbelâî şunları söyledi:

“Kardeşlerim, bacılarım; sizlere şu hususu sunmayı arzuluyorum.”

“Önümüzdeki Cuma gecesi Şaban-ı Muazzam ayının ortası gecesidir. Gecenin Allah-u Teâlâ’ya ibadet, münacât ve teheccüd (gece namazı) ile şereflenişine; Hüccet b. Hasan –ı Muntazar’ın (Hasan’ın oğlu Beklenen Hüccet / Hz. İmam Mehdî’nin - Allah-u Teâlâ pek müşerref çıkışını yakınlaştırsın) doğumu hatırası eşlik etmiştir. Yüce bir münasebet olan bu gecede Ehlibeyt’i (Hepsine selâm olsun) sevenler neşe ve sevinçlerini ifade ederler. Çok sayıda Ehlibeyt (Hepsine selâm olsun) sevdalısı bu gecede Hz. İmam Huseyn’in (O'na selâm olsun) ziyaret merasimini işte burada; Mukaddes Kerbelâ’da eda edecektir.Hepimizin kalbinde çok özel bir yere sahip olan bir münasebet daha var. O da Yüce Dini Merceiyet’in H.1435 yılında Şaban ayının on dördüncü gününde - yani üç yıl önce – silah taşıyabilecek olanları Irak’ın toprağını, halkını ve mukaddes değerlerini DAİŞ (DAEŞ,IŞİD) cinayet çetelerine karşı müdafaa etmek içn silahlı kuvvetlere katılma çağırması münasebetidir. (Yüce Dini Merceiyet’in çağrısının ardından) genci ile yaşlısı ile yüzbinler bu yüce vazîfeyi yerine getirmek için atıldı. Burada iki meseleyi zikretmek uygundur:”

“İlk mesele: Irak’ı korumak ve teröri pisliğinden kurtarmak için sundukları büyük fedâkârlıklar, bağışladıkları pâk kanlar ve gerçekleştirdikleri yüce vatansever hamleler için; teröre karşı mücadele, hızlı cevap tugayı, muhtelif sınıfları ile ordu, federal polis ve muhtelif sınıflarıyla gönüllü kitlelerde çarpışan aziz savaşçılarımıza teşekkür, takdir, iclâl ve tâzimlerimizi sunarız. Bu günlerde Neyneva eyaletimizin geri kalan bölümlerini kurtarmaktadırlar. Savaşa katılan muhtelif güçler arasında daha fazla organizasyon ve işbirliğine davet ediyoruz. Böylelikle terör çetelerinin cinayetleri sonucu büyük bedel ödeyen bu aziz eyaletin kurtarılmasının son safhaları hızlıca çevrilecektir (tamamlanacaktır). Biz (operasyonlara katılan güçlerin) mümkün ölçüde DAİŞ çeteleri tarafından canlı kalkan olarak edinilen sivillerin korunması için çok büyük fedâkârlıklarda bulunduklarını biliyoruz. Ancak bilsinler ki yaptıkları bu paha biçilemez fedâkârlıklar boşa gitmeyecektir; aksine bu memleketin toprağıyla ve halkıyla birlik olması için sağlam bir temel oluşturacaktır, inşa’Allah-u Teâlâ.”

“İkinci mesele: Şaban ayının ortasında mubarek doğum için kutlamada bulunacak olanların dikkatlerini (bir konuya) çekmek istiyoruz. Halkımızın, silahlı kuvvetlerin ve kahraman gönüllülerin girmiş olduğu bu var olma savaşı sonucunda; çok sayıda (savaşçımız) şehit düşmüş ve birçokları gazi olmuşlardır. Savaş gerisinde sayıları artan dullar, yetimler ve yaslı analar bırakmış; vatandaşlarımızdan büyük sayılar ile ifade edilen bir bölümünün şehirlerinin ve köylerinin dışına kaçıp sığınmacı olmasına yol açmıştır. İşte buradan yola çıkarak; bu münasebetle yapılan kutlamalardaki sevinç ve neşe gösterilerinin memleketimizde yaşanan olağanüstü durumlar ile uyumlu sınırlar çerçevesinde olması gerektiğini (söylyüoruz). Aynı şekilde kutlamalara katılanların savaşçı kardeşlerini unutmaması gerekir. Eğer onların fedâkârlıkları olmasaydı; (kutlama yapacak olanların) sevinçleri hüzünler olurdu. (3 defa tekrarladı) Öyleyse konuşmalarının ve ezgilerinin bir bölümünü o saygınları (saygıyı hak eden kimseleri) ve kahramanlıklarını övmeye ve onların; Allah’ın yardımıyla nihai zafer gerçekleşincee dek fedâkârlık süreçlerini sürdürmelerinden söz etsinler. Aynı şekilde herkesin; imkanlarından ve ilgilerinden bir tarafı (bir bölümü) savaş cephelerindeki savaşçıları desteklemek ve sığınmacılara, yetimlere ve dullara bakmak için harcaması ve Allah-u Teâlâ’ya yaklaştıracak amelleri gerçekleştirmek için daha çok çabalaması gerekir.”

“Noksan sıfatlardan münezzeh olan Yüce Allah’tan bizi bunlara muvaffak kılması, bizden (yapacağımız amelleri) güzel bir kabûl ile kabul buyurmasını ve nihai zaferin bize gelişini daha da çabuk kılmasını niyaz ederiz! Şüphesiz O Semî ve Mucîb’dir. (Pek işiten ve dualara icabet edendir!) Ve Dualarımızın sonu “Âlemlerin Rabbi’ne hamdolsun”dur. Allah’ın salât ve selâmı Hz. Muhammed’e ve O’nun pek Pâk, pek Güzel (kokulu) Hanedânı’na (Ehlibeyti’ne) olsun!”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: