العربية
English
فارسى
اُردُو
Français
Deutsch
Kiswahili
Español
Festivalde Zamanımızın İmamı’nın (Allah pek kutlu çıkışını yakınlaştırsın)mubarek ömründeki senelerin sayısı kadar (1183) mum yakıldı. Mumlardan oluşan kompozisyon ile “El-Mehdîyyu Vâris-ul Enbiya/Hz. Mehdî Peygamberler’in varisidir” yazıldı.
Kârî Hacı Mustafa Sarrâf’ın Kur’ân-i Kerîm tilaveti ile başlayan festivalde Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri Genel Sekreterlikleri adına Şeyh Meysem Zeydî bir konuşma yaptı. Konukları mubarek münasebet vesilesiyle tebrik ederek söz başlayan Zeydî ardından şunları söyledi:
“İmamımız (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hatıranın sahibidir. Şöyle buyurmuştur: ‘Gerçekleşen olaylara gelince; onlarda bizim hadîslerimizin ravîlerine başvurunuz. Zira onlar benim sizin üzerinizde hüccetimdir. Ben de Allah’ın hüccetiyim’” İşte Necef-i Eşref’teki Dini Merceiyet de bu ümmetin güvencesi olduğunu ispat etmiştir. O insanlığın merceiyetidir (otoritesidir). DAİŞ (DEAŞ,IŞİD) adındaki düşmanın Irak toprağının hürmetini çiğneyişi sonrası insanlığın yüz suyunun (saygınlığının) korunmasına o sebep olmuştur. Necef- Eşref’teki Yüce Dini Merceiyet olmasaydı; Ümmeti cahiliyete döndürmeyi isteyen bu düşmanın ilerleyişi durdurulamazdı. Bu yüzden sizlere ve kendimize gerçek kurtuluş olan; asıl Muhammedî yola sıkı sıkıya tutunmayı tavsiye ediyoruz.”
Ardından Irak’ın farklı farklı eyaletlerinden gelen şairler ve meddâhlar mubarek münasebet ile ilgili şiirler ve kasîdeleri ile festivale katılan konukları şenlendirdi.
Bu festival 9 Nisan 2003’te Irak’ta dikta rejiminin kara bulutlarının dağılmasından itibaren 17 yıldır her sene kesintisiz bir biçimde düzenlenmektedir. Daha öncesi; bilindiği gibi Irak’ın varoluşundan bu yana yaşadığı en zorlu dönemdir. O dönemde Irak’ın tağutu Saddam, yandaşları ve yardakçıları kimselere nefes aldırmıyordu. Zaten mukaddes mekânları ağır silahlarla bombalayan ve içerisinde bulunan insanları katliama tabi tutan (1991 Şaban ayı katliamı – İntifada-i Şâbaniyye) bir diktatörün böylesi ya da benzeri etkinliklerin kutlanmasına izin vermeyip türlü baskılar ve işkenceler ile insanların inancını yaşama özgürlüğünü engellemesi çok da şaşılacak bir şey değildi. Ancak dönemin uzunluğu, yıkıcı etkileri ve kimi zaman akıl almaz zulümlerine rağmen Irak’ın Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) sevdalısı müminlerinin bu tutkusunu söndürmeye yetmedi. Cani rejimin çöküşünün ardından ilk sene Şaban Ayının Ortası özel gecesini anma programları başladı. İlerleyen yıllarda da gelişti ve Mukaddes Hz. Huseyn ve Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) Türbeleri Genel Sekreterlikleri himayelerinde düzenlenmeye başladı. Beşeriyetin Kurtarıcısı Sahibuzzamân Hz. İmam Mehdî’nin (Allah pek kutlu çıkışını yakınlaştırsın) doğum günü için mumların yakıldığı bir kutlamadan bir festivale dönüştü. İlerleyen yıllar ile birlikte festivale katılım da iyice yoğunlaşmaya başladığı için Mukaddes Türbeler Genel Sekreterlikleri bu festivalin Şaban ayının on dördüncü gecesinde (On üçüncü gününün bittiği akşamda) düzenlenmesini kararlaştırdı.
Mum yakma geleneği; Irak’ın Vâsıt eyaletindeki Suveyre kentinden Hacı Mikdâd Kerîm Hadî isimli bir Iraklı’nın başlattığı bir gelenek. Hacı Mikdad her sene Hz. İmam Mehdî’nin (Allah pek kutlu çıkışını yakınlaştırsın) doğum günü hatırasında Hz. İmam’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) yaşındaki yıllar kadar mum yakıyor ve her Şaban ayının ortası gecesinde bir mum daha ekliyordu. Bu gelenek Allah’ın (Azze ve Celle) verdiği başarı ve lütüf ile gelişti ve her yıl düzenlenmeye başlandı. Bu yıl da (H.1438) senesinde 1183 mum yakıldı.
Hz. İmam Mehdî, EbulKâsım Hz.Muhammed b. Hasan’dır (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun). Bu ümmetin Mehdî’si ve umududur. Allah O’nunla yeryüzünü hak ve adaletle ihya edecek; O’nunla ümmete saygınlığını geri kazandıracaktır. Allah zulümle ve zorbalıkla dolan yeryüzünü O’nunla adalet ve ölçü ile dolduracaktır. H. 255 yılında Şaban-ı Şerif ayının on beşinci gününde Irak’ın kuzeyinde yer alan Samarra şehrinde dünyayı şereflendirmiştir. Babası’nın O’ndan başka bir oğlu olmamıştır. Bu mubarek doğum Abbasî yöneticisi Muhtedî’nin başa geçmesinden yaklaşık bir ay öncesinde gerçekleşmiştir. Beş yaşına geldiğinde Babası Hz. İmam Hasan Askerî (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şehîd olmuş ve Müslümanlığın İmamı vazifesi Hz. İmam Mehdî’ye (Allah'ın selâmı üzerine olsun) geçmiştir. Allah-u Teâlâ tıpkı beşikte Hz. İsa b. Meryem’i Peygamber yaptığı gibi Hz. İmam Mehdî’yi (Allah'ın selâmı üzerine olsun) de doğuştan beri İmam kılmış ve Babası’nın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) şahadeti sonrası ilahi vazifeyi gerçekleştirmek üzere O’nu seçip atamıştır. Hz. İmam Hasan-ı Askerî oğlu Hz. İmam Mehdî’yi (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) etraflarını kuşatan tehlikeler ve sürekli takip edilmeleri sebebiyle halkın gözlerinden saklamış ve sadece en yakın ve en özel taraftarlarına O’nu (Allah pek kutlu çıkışını yakınlaştırsın) göstermiştir. Doğumunda Hz. İmam Muhammed Cevâd’ın kızı Hz. Hakîme Hatun (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) de hazır bulunmuştur. Ehlibeyt (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) dostu müminler her yıl bu günlerde O’nun (Allah'ın selâmı üzerine olsun ve pek kutlu çıkışını yakınlaştırsın) müşerref doğumunu kutlar.
