Hz.Ebulfazl Abbas’ın (O'na selâm olsun) hizmetkârları “Bakî Kabristanlığının yıkılışı” faciasını andı...

Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi Pâk Ehlibeyt Hanedânı’nın (Allah'ın selâmı hepsine olsun) sevinç ve hüzün münasebetlerini anma programı çerçevesinde Medîne-i Münevvere’deki Bakî Kabristanlığı’nın yıkılması faciasının yıldönümünde özel tören düzenledi. Facianın yıldönümünde Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hizmetkârları özel bir matem alayı kurarak Ehlibeyt (Allah'ın selâmı hepsine olsun) aşıklarını hüzne boğan faciayı andı.

Bundan tam doksan dört yıl önce Muhammedî Hanedân Ehlibeyt’e (Allah'ın selâmı hepsine olsun) kin ve düşmanlık dolu Vahabiler; Bakî Kabristanlığı’na saldırarak Hz. Resûlullah’ın (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) sevgilerini, takip edilmelerini ve yollarından gidilmelerini emrettiği Pâk Ehlibeyt’ten dört Hidayet Önderi’nin – Hz.İmam Hasan-ı Muctebâ, Hz.İmam Ali Zeynelabidîn, Hz.İmam Muhammed Bâkır ve Hz. İmam Cafer-i Sâdık (Allah'ın selâmı hepsine olsun) - mubarek kabirlerini yıkma vahşiliğinde bulunmuştu.

Mukaddes Hz.Abbas (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Türbesi hizmetkârları matem alayı; Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Allah katındaki diri ruhuna facianın hatırasında taziye sunmak amacıyla Mukaddes Ziyaretgâhı’na doğru yürüdü. Yürüyüş esnasında da faciadan duyulan hüznü yansıtan şiirler okuyan Hz.Ebulfazl Abbas’ın (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hizmetkârları; Mukaddes Ziyaretgâh’a girdikten sonra Hz.İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) hizmetkârları tarafından karşılandı. Akabinde Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nın ana avlusunda hep birlikte düzenlenen matem meclisi ve okunan sinezen ile facia anıldı ve biat tazelendi.

Şunu da ifade edelim bu barbarlık bir değil iki defa işlenmiştir. Vahabi olarak adlandırılan tekfirci bir güruh işlenen bu cinayetin ilki H. 1220 senesinde gerçekleşti. I. Suudi rejimi döneminde gerçekleşen bu hadisede Suudi ailesi Bakî Kabristanlığı’nı yıktı. Her ne kadar hiç hafife alınamayacak bir kısmını yıkmış olsalar da Bakî İmamları’nın (Hepsine selâm olsun) PâkTürbeleri’ni yıkamadılar Çünkü gerekli güce sahip değillerdi. Suudi rejimi Osmanlı Devleti tarafından yıkıldıktan sonra Bakî Kabristanlığı Müslümanların bağışları ile yeniden ve çok daha güzel bir şekilde inşa edildi. Kubbeler ve Mescitler muhteşem bir estetiğe sahip olarak yeniden inşa edildi. O dönemin teröristleri def olup gittikten sonra o Mukaddes Kabirler yeniden müminlerin en çok vakit harcadığı yerlerden birine dönüştü.

İkinci saldırı ise 8 Şevval 1437 tarihinde gerçekleşti. Tekfircilerin bu saldırıda ilk yıktığı şey Medîne’nin dışında yer alan ve Uhud Şehitleri için inşa edilmiş olan kubbeydi. Medîne’ye girdikleri zaman Bakî’deki Mukaddes Türbeler’i yıkmak için zemin hazırlamaya başladılar. Hicazda yer alan halkın kanaatini değiştirmek için çalışmalara başladılar. O dönemde halkın geneli bu yıkıma karşıydı. Bunu değiştirebilmek ve ulemâdan bunu meşru kılacak fetva edinmek istediler. Bu yüzden de Başkadı Necd Suleyman el-Culeyhid’i Medîne’ye yolladılar. Niyetlendikleri işi yapacak fetvaları onunla elde etmek istiyorlardı.

O da Medîne’ye gidip oradaki ulemâya soru ve cevaplar koydu. Fetvasını imzalamalarını istedi. Eğer imzalamazlarsa onlar hakkında mürtedlik (dinden çıkmışlık), kafir olmak ve müşriklik hükmü verip onları katli vacip (öldürülmesi dinen zorunlu) ilan etmekle tehdit etti. Yaklaşık on beş tane kendine alim diyen iktidar yalakası da buna imza attı ve bu fetvalar Hicaz halkının arasında dağıtıldı.Aynı sene yapacakları canilik için dini kisve hazır olduktan sonra Bakî Kabristanlığı’nda yer alan Pâk İmamlar’ın (Allah'ın selâmı hepsine olsun) Türbeleri’ni yıkıp orada Ehlibeyt’e (Allah'ın selâmı hepsine olsun) ait olan tüm izleri ortadan kaldırdılar ve Mukaddes Ziyaretgâhlar’da yer alan ne kadar değerli eşya varsa hepsini yağmaladılar. Bir tek Hz. Peygamber Efendimiz’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) Kabr-i Şerîfi kaldı. Onun da özel hazinesinde yer alan tüm paraları, mücevherleri ve değerli eşyaları çaldılar.

Bunların yanı sıra Hz. Fatıma’ya (Allah'ın selâmı üzerine olsun) nisbet verilen kabri, Hz. Ümmül Benîn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Kabrini, Hz. Peygamber Efendimiz’in oğlu Hz. İbrahim’in (Allah-u Teâlâ O’na ve Pâk Ehlibeyti’ne salât eylesin) kabrini, Hz. İmam Cafer-i Sâdık’ın oğlu Hz. İsmail’in (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) , Hz. Peygamber Efendimiz’in (Allah-u Teâlâ O'na ve Pâk Ehlibeyti'ne salât etsin) süt Annesi Halîme-i Sâdiye’nin (Allah O’na rahmet eylesin) kabrini, Hz. Hamza b. Abdulmuttalib’in (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) kabrini ve Uhud Şehitleri’nin kabirlerini yıktılar…

Böylece Müslümanların izzet-i iftiharı olan o pâk şahsiyetlerin yattığı heybetli Bakî Türbeleri; görüp tanımamış bir kimse için orasının bir kabristan olduğundan bile kuşku duyuracak kadar harap ve virane bir hale getirildi...
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: