Yüce Dini Merceiyet’ten Irak'ta DAİŞ (DEAŞ, IŞİD) sonrası dönem için yol haritası: Milli çalışma haritası ve temel eksenleri üzerine...

Necef-i Eşref’te bulunan Yüce Dini Merceiyet; Irak’ın içinde yaşadığı bu aşamanın üstesinden gelmeye yönelik milli bir plan ortaya koydu. Yüce Dini Merceiyet’in Irak ve Iraklıların DAİŞ (DEAŞ, IŞİD) terör çetelerinin topraklarını işgali ve sonraki döneme dair okuma ve gözlemlerine dayanan bu planda dört önemli eksene dayanıyor. Söz konusu planın bu temel eksenleri; Yüce Dini Merceiyet temsilcisi Şeyh Abdulmehdî Kerbelâî (İzzeti daim olsun) tarafından Hz. İmam Huseyn’in (Allah'ın selâmı üzerine olsun) Mukaddes Ziyaretgâhı’nda 19 Şevval 1438 (14 Temmuz 2017) kıldırılan Cuma namazının ikinci hutbesinde anlatıldı:

“1- Herkes (şunun) bilincine varmalıdır: Şiddet, zor kullanma ve inanç (din ya da mezhep üzerinden) dolduruşa getirmek bazı edinimleri ve meramları gerçekleştirmeyek; aksine daha çok kan dökülmesine ve ülkenin yıkımına yol açacak ve Irak’ın iç işlerine bölgesel ve uluslararası müdahale edilebilmesi için geniş bir (kapı) olacaktır. (O zaman) da hiçbir kazanan taraf olmadığı gibi herkes kaybedecek ve Irak da onlarla birlikte kaybedecektir – Allah izin vermesin.”

“2- Otoritede (başta) ve yönetim mevkilerinde bulunan kimseler (şu) ilkeye göre çalışmalıdır: Farklı etnik, dini ve mezhebi unsurlarıyla tüm vatandaşlar hak ve ödevlerde eşittir ve kanunun kararlaştırdığının dışında hiçbir kimsenin başka bir kimse üzerinde bir ayrıcalığı yoktur. Bu ilkenin tam bir keskinlik ile uygulanması; çok sayıda sorunun çözülmesine ve bazılarının hükümet ile hükümete bağlı kurumlara yönelik yiten güveninin geri gelmesine kefildir.”

“3- İdari ve mali fesat (yolsuzluk) ile mücadele edip inanç, etnik köken ya da parti kotalarını aşmak ve (devlet) mevkilerine ve makamlarında yerleşiminde liyakat ve dürüstlüğe (yolsuzluktan temiz olmaya) dayanmak en üst düzeyde bir milli zorunluluktur. Yolsuzluğun halihazırdaki seviyelerde sürmesi ve devlet idaresinde (o) menfur kota ilkesine dayanılması devam ettiği sürece Irak’ın bu tökezlemiş (halinden toparlanıp) ayağa kalkması için bir fırsat yoktur (olmaz).”

“4- Gazi olmuş yaralılara, engellilere, şehit yakınlarına bakmak ve saygın bir yaşam sürmelerini sağlamak onların; başta hükümet ve parlamento olmak üzere herkesin üstündeki haklarının en alt seviyede (en az) olanıdır. Mali gelir kaynaklarının azlığını bahane ederek onların hakkında kusur işlemek doğru olmaz. Çünkü bunu (onların bakımı ve saygın bir yaşam sürmesini) sağlayan ve kısıtlamaya gidilmesi mümkün olan birçok harcama kapısı (kaynağı) vardır. (Üstelik) o azizlerin (yaralanmış ya da engelli olmuş gazilerin ve şehit yakınlarının) tahammül ettiği kadar vatanlarının yolunda eziyet ve sıkıntıya katlanmayan kimselere maaşlar ve ayrıcalıklar tanınmıştır. Öyleyse onlar hakkında Allah’tan sakınınız ve biliniz ki onlardan (onlara yaptıklarınız hakkında) sorguya çekilip hesap vereceksiniz!”
Okur yorumları
Yorum bulunmuyor
Yorum ekle
İsim:
Ülke:
E-posta:
Paylaş: